Erzurum'da Görülecek ve Gezilecek Yerler

Doğu Anadolu’nun en büyük şehri olan Erzurum barındırdığı tarihi eserler ve kış sporlarına elverişli coğrafyasıyla Türkiye’nin görülmesi gereken şehirlerinin başında geliyor. 
ERZURUM'DA GÖRÜLECEK YERLER

Aziziye Tabyası ve Nene Hatun Kabri:

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusların Doğu Anadolu’ya yaptıkları baskın ve istilalardan şehri korumak amacıyla şehri çevreleyen yüksek tepelere inşa edilen 22 adet tabya Erzurum’un en önemli tarihi zenginliklerinin başında yer almaktadır. Bu tabyaların içinde en önemli ve bilinenleri Aziziye ve Mecidiye Tabyaları'dır. Özellikle Aziziye Tabyası Osmanlı ordusunun Rus ordusu karşısında geri çekilmesi sırasında Erzurum halkının Osmanlı ordusuna destek vererek Rusları geri püskürtmesiyle ayrı bir öneme sahiptir.

1877 yılında Ermeni çeteleri Aziziye Tabyası’na girer ve burayı koruyan Türk askerlerini öldürür. Arkadan gelen Rus askerleri ise bu Ermeni çetelerinin yardımı sayesinde hiç zorluk çekmeden tabyayı ele geçirir. Bu baskından yaralı olarak kurtulan bir asker, durumu Erzurum halkına bildirir. Bu haber Erzurum halkı arasında vatan savunması için bir emir kabul edilir ve tüm Erzurum halkı bulabildikleri kazma, kürek, sopa ve taşlarla Tabya’ya doğru akın eder. Rus ordusu can havliyle saldıran halk karşısında en fazla yarım saat tutunabilir. Bu halk arasında ağabeyi bir gün önce cepheden yaralı gelip kollarında can vermiş olan ve üç aylık bebeğini Allah’a emanet edip, geride bırakıp Erzurum’u savunmaya koşan Nene Hatun kahraman Türk kadınının temsilcisi olarak Türk tarihinde ayrı ve özel bir öneme sahiptir. 93 harbi olarak da bilinen bu Osmanlı-Rus savaşında destanlaşan Nene Hatun’un kabri de Aziziye Tabyası’nda bulunmaktadır.

Çift Minareli Medrese:

Erzurum’un en önemli tarihi yapılarının başında gelen medresenin Selçuklu döneminde yapıldığı bilinmesine rağmen kim tarafından yaptırıldığına ilişkin bilgi kesin değildir. Dolayısıyla yapımı ile ilgili kesin olmayan bilgilere sahip olan bu medrese çeşitli efsanelere de sebep olmuş. Bunlar arasında en ilginç ve kabul göreni ise şudur; bu medresenin sol yarısını bir usta, sağ yarısını ise onun çırağı yapmıştır. Ne var ki bina yükseldikçe yapının sağ tarafındaki sütun, duvar kenarları ve işlemelerin sol tarafına göre çok daha güzel olduğu göze çarpmaya başlar. Bu durumun farkında olan çırak birgün ustaya seslenerek ondan sus getirmesini ister. Bunun üstüne gururu kırılan usta, "Usta idim oldum segirt, al destiyi suya seğirt" diyerek kendini minareden aşağıya atar. Bunun üstüne pişman olan çırak da ustasının peşinden kendini minareden atar. Bu duruma çok üzülen diğer işçiler ise işi yarım bırakarak giderler. Bu efsanenin doğruluğu tartışılsa da yapının sağ ve sol taraflarındaki fark gelen ziyaretçiler tarafından da net şekilde görülebilmektedir.

Üç Kümbetler:

Selçuklu dönemine ait bu anıt mezarlardan en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu bilinse de diğerlerinin kime ait olduğu bilinmemektedir. Bu anıt mezarların hemen yanı başında bulunan küçük yapının ise ne amaçla inşa edildiği tam olarak bilinmemekte fakat mescid ya da başka bir kümbet olduğu iddia edilmektedir.

Emir Saltuk’a ait sekizgen duvarlı kümbet, diğer iki kümbet gibi, basık külah şeklinde bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe altında bulunan üçgen şeklindeki süslemelerin üstünde ise Orta Asya Türk takvimlerinde kullanılan yılan, yarasa, kartal gibi figürler göze çarpar. Bu üç kümbet Anadolu’da yer alan anıt mezarların en güzel örneklerinden olarak kabul edilmektedir.

Erzurum Kongre Binası:

I. Dünya Savaşı sonuncunda imzalanan Mondros Mütarekesi’ne göre karışıklık çıkması durumunda İtilaf Devletleri tarafından işgal edilebilecek beş ilden biri olan Erzurum bu antlaşmada ayrıca "Ermeni Vilayeti" olarak da gösterilir. Hem bu antlaşmanın ağır maddeleri hem İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ile Doğu Anadolu halkı hakkını aramak ve sesini duyurmak için Doğu İlleri Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurar. Bu derneğin bir şubesi de Erzurum’da açılır ve dernek Kazım Karabekir Paşa’nın Erzurum’a gelmesiyle daha da güç kazanır. Vatanı kurtarmak amacıyla Samsun’dan yola çıkan Mustafa Kemal Paşa Havza ve Amasya’da çalışmalarına devam ettiği sırada Kazım Karabekir Paşa tarafından Erzurum’a davet edilir. 3 Temmuz’da halkın sevgi gösterileri ile coşku dolu karşılanan Mustafa Kemal Paşa 9 Temmuz’da askerlik görevinden istifa ederek vatanı kurtarma çalışmalarına resmi olarak Erzurum’da başlar. Mustafa Kemal Paşa 23 Temmuz 1919’da başlayan kongrenin ilk günü oy birliğiyle Kongre Başkanı seçilir. ‘Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, ayrılık kabul edilemez’, ‘Manda ve himaye kabul edilemez’ gibi çok önemli kararlar bu kongrede alınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimiyle "Tarih şüphesiz bu kongreyi ender ve büyük bir eser sayarak bağrına basacaktır".

Yakutiye Medresesi:

Kapalı avlulu ve eyvanlı medrese tipinin Anadolu’daki en büyüğü olan medrese Erzurum’un en güzel ve gösterişli tarihi yapılarının başında geliyor. 1310 yılında İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto zamanında yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Rüstem Paşa Kervansarayı:

Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından yaptırılan bu kervansaray, ipekyolu üzerinde bulunması dolayısıyla kervanların mola verdiği bir han, günümüz deyişiyle, otel görevi gören bir yapıydı. Günümüzde bu kervansaray, Oltu taşı esnafının satış ve imalat yeridir. Bu handa Oltu taşından yapılmış tespih, yüzük, bilezik ve küpe vb. hediyelik eşyalar bulunabilir. Kervansarayın diğer adı Taşhan’dır.

Şehirde görülebilecek diğer önemli tarihi mekanlar; Erzurum Kalesi ve Saat Kulesi, Arkeoloji Müzesi, Abdurrahman Gazi Türbesi, Emir Şeyh Türbesi, Ulu Camii, Atatürk Evi Müzesi ve diğer Erzurum tabyalarıdır.

Yemeden Dönmeyin:

Cağ Kebabı:

Kadayıf Dolma:


 
KIŞ SPORLARI  VE PALANDÖKEN:

Erzurum, dünyanın en önde gelen kış turizm merkezlerinden biri olma özelliğini, 2011 Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yaparak tescillemiştir. Özellikle Palandöken, kar kalitesinin yüksekliği, kaymaya daha fazla olanak sağlayan "toz kar" özelliği ve uzun pistleriyle günümüzde dünya kış sporları merkezleri arasında en ön sıralarda yer almaktadır. New York Times Gazetesi, Palandöken’i, dünyadaki 41 kayak merkezi arasında 18. sırada listesine almıştır.  Palandöken kayak merkezleri 2000-3176 metreler arasında bulunan pistleriyle kolay, orta ve profesyonel kayakçılığa imkan sağladığı gibi aynı zamanda merkeze ve Erzurum Havaalanı’na yakınlığı ile turistler için büyük bir ulaşım kolaylığı da sağlamaktadır. Aralık ayı ile başlayan sezon Nisan ayı sonuna kadar devam etmektedir.

ERZURUM'UN PAMUK PRENSESİ: XANADU SNOW WHITE HOTEL

Dünya genç performans kayakçıları arasında dünya 46.sı olan Avusturyalı milli kayakçı Hannes Brener’in koordinatörlüğünde profesyonel kayak ve snowboard eğitimi alabileceğiniz XANADU SNOW WHITE HOTEL, kayak merkezi sunan oteller arasında nadir görülen kalitesiyle bu bölgedeki oteller arasında özelikle göze çarpıyor.  Gezimanya.com ve Xanadu Snow White Hotel işbirliğiyle gerçekleşen organizasyonda Erzurum'da Palandöken'e kayak yapmaya gittik.

Xanadu Snow White Otel'in bir diğer özelliği ise ulaşım kolaylığı. Bilinenin aksine diğer şehirlerdeki kayak merkezlerinde ulaşım için harcanan yol ve zamanın çok daha azıyla bu otele ulaşmak mümkün. İstanbul-Erzurum 1 saat 15 dakika, otel-havaalanı arası ise sadece 15 dakika.

Xanadu Snow White Otel profesyonel, orta ve başlangıç seviyesine uygun pistlerle her düzeydeki kayakçıya hitap eden bir kayak merkezi sunuyor. Kendine ait özel karlandırma sistemi ile sezonda 150 güne yakın, Türkiye’de bir ilk olan özel aydınlatması ile de gece 20.00’ye kadar kesintisiz bir kayak keyfi vaat ediyor.


 Kayak pistlerinin çok kalabalık olmaması, kar kalitesi ve karşıdaki beyazlar altındaki muhteşem Erzurum manzarası ise otelin diğer artıları...