Fıstık ve Tarih Diyarı Gaziantep

Ülkemin doğu bölgesine ancak 6 sene önce ilk kez gitmiştim. HemGaziantep’te bir resim sergisine katılacağım hem de bu vesile ile de birçok şehri, tarihi yerleri ve Gaziantep’te Zeugma Müzesi’ni gezeceğim için heyecanlıydım. O senelerde dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olduğunu öğrendiğim müzeye hayran kalmıştım. Daha sonra yeni ve çok daha büyük bir müze açıldığını, hatta dünyadaki en büyük mozaik müzesi olduğunu öğrendiğimde hem gurur duymuş, hem de en kısa zamanda tekrar gitmeye karar vermiştim.

Sabah oldukça erken bir saatte uçuyoruz Antep’e ve doğruca şehrin yöresel köy kahvaltısı ile ünlü ve en iyi katmer yapan Orkide Pastanesi’ne gidiyoruz. Masamız hazırlanmış ve bizi bekliyor, ama biz bu kadar yiyeceği nasıl bitireceğiz bilmiyorum. Yöresel taze peynir ve zeytin çeşitleri, ev reçelleri, bal, harika bir kaymak ve tereyağ, Gaziantep’e özgü yöresel dürüm ve peynirli ekmek (semsek), Gaziantep peynirli ve mevsimsel yeşilliklerle hazırlanan yöresel lezzet sebzeli ekmek, pide, simit çeşitleri, yanı sıra benim için çok değişik olan yoğurtlu yuvarlama, özel nohut ve patates salataları... Bitmedi! Yumurta çeşitleri, sucuk ve finalde de incecik hamuru, özel tereyağı ve yemyeşil Antep fıstığı ile katmer… Ben katmerin heyecanı ile o güzelim taptaze ekmekleri fazla yiyemedim ama benim için fazla zengin ama müthiş bir menü idi. Antepliler için kahvaltı oldukça önemli bir öğün, gerçi doktorlarımız da her zaman sabah kahvaltısının önemine belirtirler ama ben hiç kahvaltıyı kuvvetli yapan biri olmadım. 
Antep’e gittiğinizde Zeugma Mozaik Müzesi’ne mutlaka gideceksiniz. Müzeyi gezdiniz, hemen girişteki dükkandan hatıra eşya alışverişi, kafede bir kahve içip soluklandıktan sonra hemen arkasındaki sokaktaki Halil Usta’ya gitmelisiniz. Biz yediğimiz müthiş kahvaltı sonucu ne yazık ki gitmeyi düşünemiyoruz bile. Bu nedenle kahvaltı ya da öğlen özel et yemekleri sunan ünlü Halil Usta arasında tercihinizi yapmalısınız. Antep ve güzellikleri anlat anlat bitmeyecek, son gün tüm şehri gezdik, bu şehre hiç gitmediyseniz, tüm güzelliklerini anlatacağım ama biz şimdi ayağımızın tozuyla müthiş müzemizi gezmeye başlayalım.

ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
 
Belkıs Köyü’nden çıkarılan ve hayran kalacağınız kadar müthiş güzellikteki mozaiklerin sergilendiği ve dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan bu muhteşem müze, Eylül 2011 tarihinde, 30000 metrekarelik bir alana, 3 blok olarak inşa edilmiş. Müzede 1700 metrekarelik muhteşem mozaikler sergilenmekte.

Müzenin girişinde eserlerin nasıl çıkarılıp taşındığını anlatan 10 dakikalık kısa film sergilenen eserlerle ilgili epey bilgi veriyor bizlere. Mozaik müzesi olarak dünyada 1. sırada olsa da mimarisi ve teknolojik olarak da dünyanın önde gelen müzelerinden. İki bin yıllık mozaiklerin zaman içinde talan edilmiş, belki yurt dışına kaçırılmış, eksilen parçaları lazer sistemiyle görüntü olarak tamamlanarak bizleri eserin tamamı hakkında aydınlatmakta. Yere yansıtılan bir sistemle gölün içinde kaçışan balıklar oldukça hoş ve çok ilginç. Zeugma güzel dizayn edilmiş, ferah, gezmesi rahat çok güzel bir müze olmuş.

Dünyaca ünlü Çingene Kızı isimli mozaik burada sergilenmekte.

GİZEMLİ BAKIŞLI ÇİNGENE KIZI
 
Müzenin en ünlü ve gözde eseri, hatta Zeugma’nın olduğu kadar neredeyse Antep'in de bir sembolü, simgesi olmuş Çingene Kız Mozaiği. Kim olduğu konusunda kesin bir bilgi olmayan ve 1992 yılında çıkarılan bu mozaikteki kadın figürüne, gizemli bakışları ile çingene kızlarını andırması nedeniyle Çingene Kız adı verilmiş. Çingene Kız, yeni müzede ayrı bir bölümde sergileniyor, oda karanlık ve sadece mozaik aydınlatılmış, bu da gizemli kadını daha da gizemli yapmış.
 
Odada bir görevli bulunuyor ve flaşlı fotoğraf çekmek tüm müzede olduğu gibi burada da kesinlikle yasak. Bu gizemli bakışlı Çingene Kızı’n fotoğraflarını şehrin her yerinde, tanıtım pano ve afişlerinde ve aklınıza gelebilecek her türlü hediyelik, t-shirt gibi her türlü eşya üzerinde göreceksiniz.
 
Müzenin oldukça geniş ve heykellerin sergilendiği avlusunda bulunan dükkanda bunlardan edinebilir, kahvenizi de içebilirsiniz. Bu arada yol kenarındaki “İpek Yolu”nu simgeleyen heykelleri fotoğraflamayı da ihmal etmeyin, gerçi bunu şehrin çeşitli girişlerinde de bulmanız mümkün.
 Öğle yemeğini pas geçeceğimiz için artık 129 km mesafedeki Yesemek’e doğru yola çıkalım mı?

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.