Santiago de Cuba
Santiago de Cuba Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Santiago de Cuba, Küba’nın ikinci büyük şehri ve Santi de Cuba ilinin başkentidir. 2012 yılındaki sayımlara göre şehrin nüfusu 500.000’e yakındır. Şehirde yaşayan halkın büyük çoğunluğu Afrika kıtasından göç etmiştir. Önceden ülkenin başkenti olan Santiago de Cuba, Karayip Denizi’nde önemli bir limandır. Şehir, Küba’nın kültürel başkenti niteliğindedir. Küba’nın Compay Segundo, Ibrahim Ferrer ve Eliades Ochoa gibi bazı önemli müzisyenleri burada veya şehre yakın köylerde doğmuşlardır. Santiago de Cuba aynı zamanda geleneksel dans stiline de sahiptir. Temmuz ayında gerçekleşen karnaval da şehirde dikkat çeken etkinlikler arasındadır.
Santiago de Cuba, 25 Temmuz 1515’te İspanyol conquistador (istilacı) Diego Velázquez de Cuéllar tarafından bölgede kurulmuş beşinci köydür. İlk katedral 1528’de inşa edilmiştir. Şehir, 1522 ile 1589 yılları arasında Küba’nın İspanyol kolonisinin başkenti olma statüsü taşımıştır. 1553’te Fransızlar ve 1603’te İngilizler tarafından yağmalanmıştır. Şehrin Küba devriminde de önemli bir rolü bulunmaktadır. Devrimci kahraman Frank País’in evi olan Santiago de Cuba, 1 Ocak 1959’da Fidel Castro’nun Küba Devrimi’ni ilan ettiği yer olmuştur.
Şehirdeki mimari stil Barok dönemden Neo-Klasik döneme, tarihi bir çeşitliliğe sahiptir. Ağaçlı parklar, dik yokuşlu sokaklar, kolonyal dönemden kalma binalar, ülkenin ilk katedrali ve müzesi şehrin mimari ve kültürel atmosferini meydana getirmektedir. Dünyaca ünlü Bacardi markasının doğduğu yer olan şehir, büyülü, tutkulu ve hareketli bir dokuya sahiptir.
Santiago de Cuba Nerededir?
Santiago de Cuba, Karayipler’de bir ada ülkesi olan Küba Cumhuriyeti’nin güneyindedir. Ülkenin başkenti Havana’nın 870 kilometre güneydoğusunda bulunmaktadır. Şehir güneyinde, Karayip Denizi’ne bağlı bir limana sahiptir.
Santiago de Cuba’ya Nasıl Gidilir?
Havana’dan Santiago de Cuba’ya ulaşmak için havayolu tercih edilebilir. İki şehir arasında günde birkaç kez uçuş seferi düzenlenmektedir. Antonio Maceo Uluslararası Havalimanı, şehrin 7 kilometre güneybatısında konumlanmaktadır.
Havana ve Santiago de Cuba arasındaki bir diğer bağlantı ise demiryoludur. Havana’dan kalkan tren Camagüey ve Santa Clara istasyonlarında durarak şehre ulaşmaktadır.
Gün içinde birkaç sefer düzenlenen otobüsler ile de Havana ve Santiago de Cuba arasında ulaşım sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra Baracoa, Trinidad ve Varadero'ya da günlük otobüsler bulunmaktadır.
Santiago de Cuba’da Görülecek Yerler
Cespedes Park, şehirde görülebilecek yerlerin başında sayılabilir. Park, kentin kalbinin attığı ana meydanıdır. Şehrin en sembolik yapılarından bazıları olan, çeşitli mimari stillere sahip Belediye Sarayı, Diego Velázquez Evi, Katedral, Club San Carlos ve Hotel Casa Granda gibi binalar burada bulunmaktadır.
Güçlü bir Ortaçağ mimari ifadesine sahip olan Santiago de Cuba Katedrali, şehrin ilk binalarından biridir. Cephesinde iki mermer heykel bulunan yapı, Cespedes Park’a bakmaktadır. Kilise, İspanyol kolonizasyonu başlangıcında, Aziz Catherine’e ithafen yapılmıştır. Başlangıçta ilkel bir şapel olan kutsal yapı, 1522’de Papa VI. Adrian tarafından katedral statüsüne yükseltilmiştir. Binanın yapımı 1528’de tamamlanmıştır. 1678, 1766, 1852 ve 1932 yıllarında gerçekleşen depremlerde hasar görmüştür. Bugünkü görünümüne 1922 yılında ünlü mimar Carlos Segrera’nın kulelerin yüksekliğini artırmasıyla kavuşmuştur. Katedral, 1882 yılında papalıktan küçük bazilika unvanı almıştır. 1958 yılında ise Küba’nın Ulusal Anıt’ı ilan edilmiştir.
1516 ile 1530 yılları arasında inşa edilen Diego de Velazquez Evi, Latin Amerika’da korunmuş en eski İspanyol yapısı olarak bilinmektedir. Bu yüzden yapı, sömürge mimarisinin değerli bir örneği niteliği taşımaktadır. İspanya’da kalan Araplara özgü bir sanat stili olan Müjedar sanatının karakteristik motiflerini ve dekorasyonunu bünyesinde barındıran yapı, ilk hükümetin merkezi olarak kullanılmıştır. Yapıldığı dönemin mobilyalarının ve objelerinin önemli bir koleksiyonuna sahip olan Diego de Velazquez Evi, İspanyol seramikleri, oyma gövdeler, Fransız porselenleri, olağanüstü tasarımlara sahip giyinme odalarının sergilendiği bir müze olarak hizmet vermektedir.
Emilio Bacardi Moreau Müzesi, Emilio Bacardi tarafından 1927’de kurulmuştur. Beş yıllık bir inşaat sürecinin sonunda Neo-Klasik etkilere sahip bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Koleksiyonu barındırabilmek üzere özel olarak yapılmış müzede; sanat, tarih ve arkeoloji olmak üzere üç bölüm bulunmaktadır. Sanat bölümünde, Küba’ya ait tabloların önemli bir koleksiyonu bulunmaktadır. Tarih bölümündeyse şehir tarihine dair pek çok bilgi verilmekte ve ulusal kahraman José Martí'nin kişisel eşyaları sergilenmektedir. Müzenin en fazla üne sahip bölümüyse arkeoloji koleksiyonudur. Bu bölümde Kolomb öncesi Amerika’ya ait parçalar ve Mısır mumyaları dikkat çekmektedir.
