Türkiye Gezilecek yerler konusunda pek çok ülkeyle kıyasıya yarışır. Kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına öyle güzellikler vardır ki, bu değerleri görmemek, bilmemek ve anlatmamak imkansız hale gelir bir süre sonrasında. Son günlerin tartışma konusu Salda Gölü’nden Kabak Koyu’na ve renk cümbüşü ile sosyal medya sayfalarımızı süsleyen Kapadokya’ya kadar gezilecek en güzel yerleri sizin için listeledik.
Türkiye’de Gezilecek En Güzel 20 Yer
Dünyayı keşfe çıkmadan önce rotamızı yakınlara, hem de çok yakınlara çeviriyoruz. Ülkemiz sınırları içerisindeyiz bu sefer. 82 milyonu aşkın nüfusumuz ve tarihten bu yana artık kalıplaşmış bir şekilde kullanılan ve dillerimize pelesenk olan bir cümle vardır bize dair: Üç tarafı denizlerle kaplı kara parçası. Bu kadar mı? Tabii ki hayır. Bu cümle arka planında kimi zaman rengarenk balonları ile ünümüzü sınırlar ötesine taşıyan Kapadokya’yı anlatır, kimi zamanda şanı şehitlerimizin kanı ile yazılan şehri Gelibolu’yu. Türkiye insanıyla, doğasıyla, tarihiyle dillere destandır ve onu anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Gezimanya okurları için Türkiye’de gezilecek en güzel 20 yeri listeledik.
Salda Gölü
İlk sırada biraz yeşil, çokça mavi rengi ile turkuaza kaçan pırıl pırıl suyu ve beyaz sahiliyle Türkiye’nin Maldivleri olarak adlandırılan Burdur’un Yeşilova ilçe sınırları içerisinde olan “Salda Gölü” var. Son günlerde hemen kenarına yapılma ihtimali olan Millet Bahçesi ile adını gazete manşetlerinden öğrendik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı konuya el attı bile. Bu tartışmalar şimdilik bir köşede dursun. Biz kendini bu zamana kadar saklamakta bir hayli başarılı olan bu güzel gölü ve tabii ki çevresini anlatacağız.
Aslında bu kadar az bilinmeyi hak etmiyor, çünkü pek çok ilklere sahip. Örneğin, ülkemizin en temiz gölleri listesinde birinci sırada yer alıyor, dünyada ise beşinci. Ayrıca 184 metre derinliği ile ülkemizin en derin, dünyanın ise üçüncü derin gölü. 1989 yılında “Doğal Sit Alanı” ilan edildiği için çevresinde yapı yapmak yasak. İlçe merkezinden sadece 4 km uzaklıkta olan bu eşsiz doğa harikasının aynı zamanda dünyada Mars gezegeninin özelliklerini taşıyan iki yerden birisi olduğunu biliyor muydunuz? Bu bilgi yeni değil. 1996 yılında İskoçya'nın Glasgow Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mike Russel ve ekibi, Salda Gölü'nün zemin ve toprak yapısı ile ilgili bilimsel araştırmalarda bulunmak için ilçeye geldi. Russel ve ekibinin 4 yıl boyunca gölün toprak yapısı ile ilgili sürdürdüğü araştırmalarda, Salda Gölü'nde bulunan magnezyum yüklü beyaz kayaların, Mars'ta bulunan kaya yapısına benzediği sonucuna ulaşıldı. Bu arada göl suyunun magnezyum, soda ve killi yapısı nedeniyle bazı cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanıldığını artı bir dip not tadında verelim. Sadece bu alanda yaşayan endemik bitki ve hayvan türleri ile de ülkemizde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor Salda Gölü.
Adres: Yeşilova / Burdur
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Giriş Ücreti: Ücretsiz
En yakın şehirler: Yeşilova, Burdur, Antalya, Denizli, Isparta.
Öneriler: Buraya kadar gelmişken pırıl pırıl suyunda göle girmemek olmaz. Bunun yanı sıra gölün etrafında bisiklet turu yapabilirsiniz. Bisikletim yok diye üzülmeyin. Gölün çevresinde bisiklet kiralayan şirketler var. Salda Gölü’nde yapılacak ekstrem sporlardan biri de yamaç paraşütü. Ayrıca halk plajında ve belediyenin kamp alanlarında da muhteşem bir kamp deneyimi yaşayabilirsiniz.
Salda Gölü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Bu bembeyaz kumsallarda kuma birşey saplamak falan yasak olduğu için şemsiye altı gölgelik alan bulmak çok zor. Bu nedenle yanınızda mutlaka en az 40 koruma faktörlü güneş kremi almanızı öneririz.
Büyükada
Köşkleri, yemyeşil doğası ve tertemiz denizi ile Büyükada, İstanbul’a gelen yerli, yabancı turistlerin ilk uğrak yerlerinden birisi olmayı hep başarmıştır. Marmara Denizi’nde bulunan ve İstanbul’a bağlı Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, yaklaşık 5,5 kilometrekarelik bir alanı kaplar ve biri kuzeyinde biri güneyinde olmak üzere iki tepesi vardır. Güneydekinin adı Yücetepe, kuzeydekinin adı ise Manastır Tepesi. Kamu hizmeti için olan araçlar haricinde motorlu taşıtlara izin verilmez bu masal adada. Masal diyoruz, çünkü Büyükada’ya adım attığınız andan itibaren kendinizi bir masalın içinde gibi hissediyorsunuz. Adayı bisikletle ve yaya olarak rahatlıkla keşfedebilirsiniz. Adada girmek için üyelik gerektiren plajların dışında ücretsiz olarak yararlanabileceğiniz plajlarda var. Bunlardan birkaçı şöyle: Eskibağ Plajı, Halikkoyu Plajı, Prenses Koyu Plajı. İstanbul’dan vapurla sadece yarım saatte ulaşabileceğiniz bu eşsiz güzellik, yaz döneminde yoğun bir insan kalabalığını ağırlar sınırları içerisinde. Öyle ki, bazen adım atacak bir yer dahi bulamazsınız. Kışı ayrı güzel, bu yoğunluğa rağmen yazı ayrı bir güzel olan Büyükada’da hemen kıyısında sıra sıra dizilmiş olan restoranlarında balık yemeyi de ihmal etmeyin.
Adres: Adalar / İstanbul
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler: Aya Yorgi Kilisesi, Rum Yetimhanesi, Troçki’nin Evi, Reşat Nuri Güntekin’in Evi, Adalar Müzesi, Hamidiye Camii, Prenses Koyu, Dilburnu Piknik Alanı.
Giriş Ücreti: Ücretsiz.
Öneriler: İstanbul’da yüzmek mi olur diyenlere inat Büyükada, tertemiz suyuyla yerli ve yabancı turistleri bir mıknatıs misali çeker. Yüzmek yerine adayı gezeceğim derseniz yine çok sayıda kilisesi ve tarihi yapıları vardır. Adalar Müzesi’ne mutlaka gitmenizi öneririz. Tabii ki Aya Yorgi Tepesi’ndeki Aya Yorgi Kilisesi, ilk rotanız olmalı. Aya Yorgi Tepesi’ndeki kayalıklarda günü batırmayı da unutmayın.
Büyükada hakkında daha fazla bilgi için Büyükada gezi rehberimizi okuyabilirsiniz.
Atatürk Arboretumu
Söz İstanbul’dan açılmışken, sırada “Atatürk Arboretumu” adını alan yeşil alan var. Sarıyer sınırları içerisinde yer alan Atatürk Arboretumu’nu İstanbullular, “Huzur Bahçesi” olarak adlandırırlar. Her daim mutlaka yetiştirmesi gereken bir işi olan ve trafikten bunalan İstanbul insanı için bir kaçış noktasıdır çünkü burası. Kemerburgaz-Bahçeköy yolu üzerinde yer alan Arboretumu’nun içerisinde 2 gölet ve yürüyüş yolları vardır. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ile Orman Genel Müdürlüğü’nün iş birliği ile 1949 yılında kurulan bu devasa alan içerisinde, tam olarak 296 hektarlık bir alandan bahsediyoruz, dünyanın değişik köşelerinden getirilmiş birbirinden farklı 2 bin bitki çeşidine rastlayabilirsiniz aynı zamanda. Belgrad Ormanı’na arabayla sadece 5 dakikalık mesafede olan Atatürk Arboretumu için en az iki, üç saatininizi ayırmanızı öneririz. Burada aynı zamanda böcek ve yaban hayvanları koleksiyonu ile memeli ve kuş koleksiyonu bulunuyor. Son olarak Atatürk Arboretumu’nun 1916 yılında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan Türkiye’nin ilk fidanlığına da ev sahipliği yaptığını belirtelim.
Adres: Kemer Mahallesi, 34450 Bahçeköy, Sarıyer, İstanbul
Ziyaret Saatleri: Atatürk Arboretumu’nu Pazartesi günleri hariç her gün 8:30 ile 17:00 arası ziyaret edilebilirsiniz.
Giriş ücreti: Hafta içi ve hafta sonu olarak değişiyor. Hafta içi giriş ücreti öğrenciler için 2,5 TL, yetişkinler içinse 7,5 TL. Hafta sonu giriş ücreti ise öğrencilere 7,5 TL, yetişkinler için 20 TL. Atatürk Arboretumu’na giriş, Orman Fakültesi öğrencilerine ise ücretsiz.
Dikkat edilecek hususlar: Atatürk Arboretumu, özellikle nişan-düğün fotoğrafı çekmek isteyenlerin sıklıkla tercih ettiği bir yer. Çekim yapmak için elbette bir ücret ödemek gerekiyor. Düğün fotoğrafı için çekim ücreti 472 TL. Ayrıca yanınızda su dışında başka bir yiyecek ya da içecek alınmasına izin verilmediğini de özellikle belirtelim. ‘Ben yine de çantamda saklarım, görmezler’ diye düşünen okurlarımıza küçük bir uyarı, sıkı bir kontrolden geçirilme ihtimaliniz var ve çantanız aranıyor. Bu yüzden aman dikkat! Piknik yapmak da yasak.
Ataturk Arboretumu hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
İçeriye su dışında başka bir ürün sokmak yasak. Ancak içeride uzun saatler yürüyeceğinizi düşünürseniz, bir termos içinde çay ya da kahvenizi alarak yudumlamak isteyebilirsiniz.
Uzungöl
Bir Trabzon gezi klasiğidir, Uzungöl. Eğer bir Karadeniz turu düşünüyorsanız, mutlaka planlarınız içerisinde olur. Trabzon ilinin Çaykara ilçesine bağlı ve bir hayli turistik olan bu mahalle, sık ormanları ve doğal güzellikleri ile sizi ilk andan itibaren cezbeder. Adını ise tahmin edeceğiniz üzere, hemen kıyısında bulunan gölden alır. Tarihi kaynaklar gölün yamaçlardan düşen kayaların, Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluştuğunu gösterir. Sahip olduğu doğal güzellikleri ile yerli ve yabancı turistlerin Karadeniz turunda odak noktalarından biri haline gelen Uzungöl, yemyeşil doğasının sağladığı görsel güzellik, sessiz atmosfer ve canlı çeşitliliği ile şehir hayatından uzaklaşıp, biraz rahatlamak ve dinlenmek için tercih edilebilecek Türkiye’nin eşsiz köşelerinden biridir kısacası. Karpostallardan fırlamış hissiyatını uyandıracak kadar muazzam bir görünüme sahip olan Uzungöl’ün deniz seviyesinden yaklaşık 1.090 metre yüksekliğinde olduğunu da özellikle belirtelim. Bölgede gündüz vaktinde yırtıcı kuşların göç hareketlerini, rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz. Ayrıca dağlarında 60’dan fazla endemik bitki türü, 59 memeli ve 250 adet kuş türü yaşıyor.
Adres: Çaykara / Trabzon
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Giriş Ücreti: Ücretsiz.
Yakın olan şehirler: Trabzon, Rize, Çaykara.
Öneriler: Belirli dönemlerde festivaller ve çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bu etkinliklere katılarak, Uzungöl’de keyifli bir tatil geçirebilirsiniz. Arzu eden okurlarımız ATV Turu, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü ve safari gibi etkinliklere de katılıp tatilini taçlandırabilir. Kayakçıların helikopterle tepeye bırakıldığı ve sporcuların aşağıya kaydıkları bir spor türü olan Helikopterli Kayak’ta değişik bir diğer alternatifiniz olabilir.
Uzungöl hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Bölgede çok sayıda endemik bitki ve 250’nin üzerinde kuş çeşidi var. Bunları yakından gözlemlemek isterseniz yanınızda ufak da olsa bir dürbün bulundurmanızı öneririz.
Ölüdeniz
Ege Bölgesi’nde bulunan Fethiye şehrine bağlı cennet gibi bir tatil beldesidir, Ölüdeniz. Mavinin farklı tonlarını görebileceğiniz denizi, bembeyaz kumsalları, bol oksijenli havası, doğanın içerisine gizlenmiş tarihi kalıntıları ile Ölüdeniz sadece ülkemizin değil, dünyanın en güzel tatil beldelerinden biridir aynı zamanda. Ölüdeniz’in güzelliği 2006 yılında tescillenmiş ve yüzde 82’lik oyla dünyanın en güzel kumsalı seçilmiş. Eğer henüz Ölüdeniz’i keşfetmediyseniz, en az 3 gününüzü ayırmanızı tavsiye ediyoruz.
Ölüdeniz’de yolunuzu düşürmeniz gereken ilk adres ise tartışmasız “Ölüdeniz Tabiat Parkı” olmalı. 1978 yılında “Milli Park” ilan edilerek koruma altına alınan park, yeşil ile mavinin buluştuğu cennet gibi bir yer. Orman ve Su İşleri Bakanlığı koruması altında bulunan milli park içinde bulundurduğu piknik alanları ve parkurlar ile her yıl binlerce kişiyi ağırlıyor. Toplam 980 hektar büyüklüğünde olan Ölüdeniz Milli Parkı, günlük olarak 400 araç ve 6000 kişiyi ağırlama kapasitesine sahip. Ölüdeniz’in doğal güzellikleri dışında yamaç paraşütü ile ünlü olduğunu biliyor muydunuz? Bu sorunun cevabının ‘evet’ olduğunu tahmin ediyoruz. Çünkü özellikle sosyal medya, Ölüdeniz’in Babadağ bölgesinde yamaç paraşütü yapan ve fotoğrafını paylaşan sayısız kullanıcı ile dolu. 2.000 metre yükseklikten atladığınız anda Ölüdeniz’in muhteşem doğası ayaklarınızın altında seriliyor ve bu anları paylaşmamak neredeyse imkansız.
Adres: Fethiye / Muğla
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Giriş Ücreti: Ölüdeniz Milli Parkı’na giriş ücretleri 2019 yılı için Tam 7 TL ve Öğrenci 3,5 TL’dir. Otomobil 25 TL, Minibüs 45 TL, Küçük Otobüs 150 TL ve Büyük Otobüs ise 210 TL olarak ücretlendirilmiş.
Yakın olan şehirler: Muğla, Fethiye, Marmaris, Antalya.
Gezilecek Yerler: Ölüdeniz Tabiat Parkı, Belcekız Plajı, Babadağ.
Öneriler: Babadağ bölgesinde yamaç paraşütü yapmayı, masmavi sularında denize girmeyi, Ölüdeniz Tabiat Parkı’nı ziyaret etmeyi unutmayın. Ayrıca tarihi Likya Yolu’nda yürüyüşe çıkabilir, tekne turu yapan gemilerle ulaşabileceğiz Mavi Mağara’yı görebilir, Ölüdeniz ve Fethiye çevresinde bulunan Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu’na da kısa bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz.
Ölüdeniz hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Özellikle yaz aylarında Ölüdeniz sahili epey kalabalık oluyor. Burada denize girerken ne olur ne olmaz diye yanınızdaki çantanızı kiraladığınız şezlonga ya da şemsiyeye kilitleyebilirsiniz.
Yedigöller
Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bolu il sınırları içinde oldukça engebeli bir yörede bulunan Yedigöller Milli Parkı, heyelanın oluşturduğu gölleriyle zengin bir bitki örtüsüne sahip ülkemizde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Bolu’nun Mengen ve Yığılca ilçeleri sınırında bulunan ve yaklaşık 2.020 hektarlık bir alana yayılarak Yedigöller’i de içine alan park, 1965 yılında “Milli Park” ilan edilmiş. Milli Park’ın içerisinde irili ufaklı, 7 adet doğa harikası heyelan gölü ile bu göllerde yaşayan alabalıklar vardır. Güneyden kuzeye 1500 metrelik bir alan içerisinde sıralanan Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl’ü mutlaka görmelisiniz. Türkiye’nin aynı zamanda en küçük milli parklarından biri olan Yedigöller’de her an karşınıza geyik, karaca, kurt, domuz ve çakal gibi hayvanlar çıkabilir. Milli park içerisinde ayrıca 240 bitki türünün yanı sıra sayısız mantar çeşidi de yer alıyor. Yedigöller’in her mevsim farklı renk tonlarına büründüğünü de aklınızdan çıkarmayın. Bu özelliği ile Yedi göller yaz aylarında gittiğinizde farklı, kış aylarında gittiğinizde farklı keyif alabileceğiniz bir yer. Sunduğu manzaralar nedeniyle yılın her mevsimi fotoğrafçıların uğrak noktası.
Adres: Yedigöller, 14030, Merkeşler / Bolu Merkez / Bolu.
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Giriş ücretleri: 2019 yılı için açıklanan giriş ücretleri ise şöyle oldu:
*Araçsız kişi başı: 6 TL
*Motorsiklet: 9 TL
*Otomobil: 18 TL
*Minibüs: 54 TL
*Midibüs: 90 TL
*Çadır kurma: 34 TL
Gezilecek Yerler: Sazlıgöl, İncegöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Deringöl, Büyükgöl, Seringöl.
Yakın olan şehirler: Bolu, Zonguldak, Düzce, Mengen.
Öneriler: Birbirinden güzel 7 gölü ile her yıl misafirlerini ağırlayan Yedigöller’de piknik yapabilir, uzun yürüyüşler gerçekleştirebilirsiniz. Yedigöller’e giderken, yolun üzerinde sağlı soğlu çok sayıda restoran bulunur, burada lezzetli bir akşam yemeği de yemeyi ihmal etmeyin.
Yedigöller hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Kaz Dağları
Ülkemizin önde gelen güzelliklerinden biri olan Kaz Dağları’nda sıra. Balıkesir’in Edremit sınırları içerisinde olan Kaz Dağları’nda her mevsim ayrı bir manzara bulabilmek mümkün. Alplerden sonra en yüksek oksijen oranına sahip yer olarak gösterilen Kaz Dağları’nda zeytin ağaçları her yerde. Hatta zeytinin bölge halkı için bir hayli değerli olduğunu söyleyebilmek mümkün. Buraya kadar gelmişken zeytinyağı, zeytinden yapılan sabun ve doğal şampuanlar alabilirsiniz. 20.935 hektarlık alana yayılmış bir bölgeyi kaplayan Kazdağları, antik çağlardan bu yana pek çok efsaneye konu olmuş doğa harikası bir yer aynı zamanda. Tabii ki ilk durağınız bitki ve hayvan türleri açısından oldukça zengin olan Kaz Dağları Milli Parkı olmalı. Yeşilyurt Köyü’nü de gezmeyi ve köylülerle keyifli bir sohbet yapmayı ihmal etmeyin. İnanın pişman olmayacaksınız.
Kaz Dağları bol oksijeni ile özellikle astım hastalarının uğrak yeridir ve nefes darlığı çekenlerin ilk adresi olmuştur. Havası, suyu ayrı temizdir ve bu temizlik yoğun iş koşuşturması içerisinde kaçıp biraz olsun dinlenmek isteyen okurlarımız için hayati bir önem taşır.
Tüm bunların yanı sıra Kaz Dağları’nın aslında İda Dağı olarak adlandırıldığını ve Zeus’un doğduğu yer olarak da bilindiğini artı parantez açarak belirtelim. Hatta öyle ki, mitolojik kaynaklarda Kaz Dağları için şu tanımlama yapılmıştır: “Tanrıların insanlığa armağanı”.
Adres: Arıtaşı, 10870, Edremit/Balıkesir.
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Edremit, Ayvalık, Akçay, Balıkesir, Zeytinli, Altınoluk, Çanakkale.
Kaz Dağları Gezilecek Yerler: Yeşilyurt Köyü, Kaz Dağları Milli Parkı, Hasanboğuldu ve Sütuven Şelalesi, Şahinderesi Kanyonu, Sarıkız Türbesi, Zeytinyağı Müzesi, Tahtakuşlar Etnografya Müzesi, Darıtepe Tabiat Parkı.
Kaz Dağları hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Cunda Adası
Diğer adı Alibey Adası olan Cunda, Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı, son dönemlerin tartışmasız en popüler sahil beldelerinden biri. Ayvalık koyunda toplam 22 tane adacık bulunuyor. Bunların içerisinde yalnızca bir tanesinin üzerinde yerleşim var, o da Ege Denizi’nin en büyük 4. adası olan Cunda Adası. Ada anakaraya 1817 yılında 700 metrelik bir hatta deniz doldurularak birleştirilmiş. Alibey Adası ile Lale Adası’nı birleştiren ve 1964’te inşa edilen körü ise teknik olarak Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü durumunda.
Pek çok tarihi ve doğal güzelliği bulunan Cunda, Ayvalık ve çevresiyle birlikte 1976 yılından beri sit alanı statüsünde.
Cunda’da gezilecek yerler ise genel itibarıyla merkezdeki Rum kiliseleri ve manastırlarının yanı sıra sahildeki balık lokantaları, kafeler ve hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu renkli sokaklar. Bir Cunda klasiği sahildeki Taş Kahve’ye uğramak ve sakızlı kahve içmek. Eğer kilise ve manastırlardan tek birini gezmenin yeteceğini düşünüyorsanız tercihiniz Agios Yannis Kilisesi olabilir. Bugün Rahmi Koç Müzesi olarak kullanılan Taksiyarhis Kilisesi ise adadaki bir diğer önemli Rum yapısı. Cunda’nın en güzel manzaralı yeri Aşıklar Tepesi. Buradaki Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı ve Panaya Kilisesi merkezden rahatlıkla yürünebilecek bir mesafede. Tabi ki Cunda tekne turları da bölgenin koylarını görmek için ideal bir yöntem.
Adres: Alibey Adası, Ayvalık, Balıkesir, Türkiye
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler: Cunda Sahili, Taş Kahve, Aşıklar Tepesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı, Rahmi Koç Müzesi, Despot Evi, Ayışığı Manastırı, Panaya Kilisesi, Tımarhane Adası
Yakın olan şehirler: Balıkesir, İzmir, Çanakkale
Cunda Adası hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Cunda’nın renkli sokaklarında dolaşmak kadar keyifli birşey varsa o da rengarenk elbiselerle o taş evlerin renkli kapıları önünde poz vermek.
Bafa Gölü
Ege Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa Gölü, Büyük Menderes Nehri deltasının güneydoğu kesiminde, Meteşe Dağları’nın içine sokulmuş, 16 km uzunluğunda, 6 km genişliğinde, en derin noktası 21 metre olan sığ bir tatlı su gölüdür. Kıyı uzunluğu ise 50 km olarak ifade edilmektedir. Diğer bir adı ise Çamiçi Gölü’dür. Peki Bafa Gölü’nü ülkemizde mutlaka görülmesi gereken 20 yer listesine koyan özellikleri ve değerleri nelerdir?
Her şeyden önce Bafa Gölü, Muğla’nın Milas ilçesi sınırlarında Söke Ovası’nda arkeolojik değerler açısından Türkiye’nin en zengin yerlerinden birisidir. Gölün bulunduğu Söke Ovası, 2000 yıl önce denizken, nehirden gelen alüvyonlar körfezi doldurunca ova haline gelmiş ve Bafa Gölü de denizden ayrı bir parça olarak kalmış. Gölün üzerinde 3 adet küçük ada ve bu adalarda eskiden kurulmuş manastırlar, kiliseler bulunuyor. Bunların en eskisi Yediler Manastırı. Etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili göl kısacası tarihi ve tüm doğal güzellikleri ile ziyaretçilerini bekliyor. Bodrum’a sadece 80 km uzaklıkta olan bu göl, aynı zamanda dünyadaki en önemli kuş cennetlerinden biri. Bir tanrıça ile bir çobanın bu topraklarda büyük aşk yaşadıklarına da inanılıyor. Efsanesi ve doğal güzellikleri bol Bafa Gölü, aklınızdaki tatil için ideal bir yer olabilir.
Adres: Söke-Milas Karayolu, Milas 48200, Türkiye
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler: Beşparmak Dağları, İkizada Koyu, Yediler Manastırı, Stylos Manastırı, Gümüşkesen Mezar Anıtı, Labranda Antik Kenti.
Yakın olan şehirler: Muğla, Milas, Söke, Aydın, Bodrum
Bafa Gölü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Datça, Palamutbükü
Türkiye’nin cennet köşelerinden biri olan Datça Yarımadası’ndaki Palamutbükü, tertemiz deniziyle bilinen koylardan biri. Uzun taşlık sahil şeridi bulunan koy, tekneler ve yatlar içinde bir limana sahip. Palamutbükü’nün iki köyü vardır ve buralarda badem ile zeytin yetiştirilir. Tatiliniz için Palamutbükü’nü tercih ederseniz Pazartesi ve Perşembe günleri kurulan yöresel ürünler pazarını ziyaret edebilirsiniz. Burada köylülerden yumurta, süt, peynir, badem, bal ve kekik satın alabilirsiniz. Ayrıca sahil boyunca dizilmiş lokantalarda da bölgenin lezzetli balıklarını tadabilirsiniz. Datça’ya sadece 25 km mesafede bulunan Palamutbükü için şu tanımlama yapılmıştır: “Datça’nın en güzel koyları Palamutbükü’nde bulunur.” Bu tanımlamanın doğru olup olmadığını, bizzat yaşayarak görmenizi tavsiye ederiz.
Adres: Palamutbükü, 48900 Datça/Muğla
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Datça, Marmaris, Bodrum
Gezilecek Yerler: Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi, Palamutbükü Plajı, Palamütbükü Limanı
Palamutbükü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Sülüklü Göl
Doğayla başbaşa bir tatil yapmak isterseniz, bu sefer adresiniz yine Bolu sınırları içerisinde yer alan Sülüklü Göl olmalı. Sülüklü göl bozulmamış doğası ile dört mevsim farklı bir çehreye bürünür. 38'i endemik tür olmak üzere toplamda 406 bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Batı Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Bolu ili Mudurnu ilçesi Tavşansuyu köyü sınırları içinde yer alan Sülüklü Göl’de ulaşım da oldukça kolaydır. İstanbul ile Sülüklü Göl’ün ortalama 3 saat sürdüğünü biliyor muydunuz? Burası ayrıca devasa büyüklükteki ağaçları ile ünlüdür. Yıllara meydan okuyan bu ağaçlar gölün içerisinde muazzam bir fotoğraf karesi sunarlar ziyaretçilerine. Hatta gölün içindeki bu ağaçların Sülüklü Göl’le yaşıt olacak kadar yaşlı olduğu düşünülür. Su içinde çürümeden kalmış olmaları takdire şayandır ve Sülüklü Göl, bu güzelliklerinden dolayı 1987 yılında koruma altına alınmıştır.
Adres: Tavşansuyu Köyü, 14800 Mudurnu/Bolu
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Mudurnu, Bolu, Düzce, Sakarya, İzmit
Sülüklü Göl hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Yuvacık Barajı
Kocaeli’nin merkez ilçesi İzmit’e bağlı Yuvacık’tayız şimdi. İzmit’e 10-12 km uzaklıkta İzmit Körfezi’nin doğu ucunda 25 kilometrekare alana sahip yayla görünümünde, doğal güzellikleri içinde barındıran ormanlık alanları ile bir cenneti konuk edeceğiz sayfalarımıza. Burası Yuvacık Barajı. Yuvacık sınırları içerisinde yer alan barajın asıl adı Kirazdere Çayı üzerine kurulduğu için Kirazdere Barajı’dır. Zamanla yöre halkı tarafından Yuvacık Barajı diye anılmaya başlanmış, sonrasında resmi kaynaklara da Yuvacık Barajı olarak geçmiştir. Baraj Gölü’nün çevresiyle oluşturduğu güzellikler görülmeye değerdir. Barajdan Yuvacık’a yemyeşil ormanlardan çıkıyorsunuz. Yol üzerinde bazı yemek tesisleri bulunuyor, burada birbirinden lezzetli yemekler yiyebilirsiniz.
Eğer isterseniz yemeğinizi kendiniz getirip piknik de yapabiliyorsunuz. İçme suyu üretmek amacıyla 1987-1999 yılları arasında inşa edilmiş bir baraj olmasına rağmen son yıllarda Kocaeli turizmine ciddi bir katkıda bulunduğunu ve özellikle İstanbulluların yakın mesafe olmasından dolayı sürekli ziyaret ettiğini de vurgulamakta fayda var.
Adres: Yuvacık Yakacık, 41090 Başiskele / Kocaeli
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler: Beşkayalar Tabiat Parkı, Menekşe Yaylaları, Kazandere, Aytepe, Soğukpınar Deresi, Kirazdere, Kungul Dağı.
Yuvacık hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Homeros Vadisi
Adını M.Ö. 8. yüzyılda İzmir’de ya da Sakız Adası’nda yaşadığı sanılan Yunanlıların ünlü ozanı Homeros’tan alan Homeros Vadisi, kentin yoğun yaşamından, gürültüsünden ve stresinden uzaklaşmak isteyenler için oluşturulmuş bir mesire alanı. Mitolojik bir efsaneye göre Homeros, vadideki mağarada yaşamış. Bu yüzden Homeros Vadisi de listemizde yer alıyor.
Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından 2010 yılında “İzmir kent tarihinin simge projesi” olarak gündeme gelmiş ve proje kapsamında 7 kilometre uzunluğundaki Homeros Vadisi rekreasyon alanına; -Homeros’un yaşadığı rivayet edilen mağara dışında- 18 gölet yapılmış. Ayrıca bölgeye 70 bine yakın yeni bitki de dikilmiş. Homeros Vadisi rekreasyon alanında yeşillikle kaplı vadide göletler, yürüyüş yolları, koşu pistleri, bisiklet yolu, mini amfi tiyatro ve piknik alanları yer alıyor. Homeros Vadisi’nde endemik canlı türlerine yönelik yapılan araştırmalara göre, 54 familyada 182 bitki ve 103 kuş türü yaşadığı da tespit edilmiş. Vadinin uzunluğu ise tam olarak 7 km.
Adres: Çamiçi, 35040, Çamiçi / Bornova / İzmir
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Bornova, İzmir, Karşıyaka.
Homeros Vadisi hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Adana / Adana Festivalleri
Seyhan Nehri’nin kıyısında Toros Dağları’nın güneyine kurulan Adana, Seyhan, Yüreğir, Çukurova ve Sarıçam merkez ilçeleriyle ülkemizin ünlü ticaret ve kültür merkezlerinden biridir. İklimsel olarak Akdeniz ikliminin özelliklerini taşıdığı için yazın oldukça sıcak geçer. Adana geçmişten günümüze mutfağı ile ününe ün katmaya devam etmektedir. Bilhassa Adana Kebabı’nı bilmeyen ve hatta yemeyen yoktur diyebiliriz. Tabii ki hemen Seyhan Nehri’nin üzerinde yer alan dillere destan Taş Köprü, Ulu Cami ve Sabancı Merkez Cami buralara kadar gelmişken mutlaka görülmeli. Büyük Saat civarında ise Kazancılar Çarşısı, Yağ Cami, Bebekli Kilise, Ramazanoğlu Medresesi, Tepebağ tarafında ise Atatürk Evi ve Sinema Müzesi, Adana’da gezilecek yerlerin başında gelmekte.
Türkiye’nin en değerli şehirlerinden biri olmayı başaran Adana aynı zamanda her yıl çok sayıda festivale ev sahipliği yapar. İlk kez 1969 yılında “Altın Koza Film Şenliği” olarak yapılan Uluslararası Adana Film Festivali, Türkiye’nin en önemli kültür organizasyonlarından biridir. Her yıl Ekim ayının son haftasında gerçekleşen festivalde dünyanın pek çok ülkesinden film sergilenir ve sinema sektörünün önemli isimleri Adana’da toplanır.
2013 yılından bu yana her yıl Nisan ayının ilk yarısında düzenlenen Portakal Çiçeği Karnavalı da, muhteşem bir görsel ziyafet sunar. Bu karnaval Adanalılar için baharın gelişini müjdeler. Adana’nın mutfağı ünlü olunca, bu alanda da festival düzenlenmezse olmaz. İşte bunlardan biri Adana Lezzet Festivali’dir. Üç gün süren festivalde Adana mutfağının lezzetleri tanıtılır.
Adres: Adana
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Mersin, Tarsus, Niğde, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay.
Gezilecek Yerler: Taş Köprü, Sabancı Merkez Cami, Atatürk Evi, Sinema Müzesi, Tepebağ Evleri, Musabalı Konağı, Ramazanoğlu Medresesi, Ulu Cami, Yağ Cami, Kazancılar Çarşısı, Adana Şehir Müzesi
Adana hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Urla / Urla Festival
İzmir’in şirin bir ilçesi olan Urla, Ege Bölgesi’nin en güzel tatil beldelerinden biridir. Tarihi dokusunu korumayı başarmış küçük köyleri, sakin havası ve tertemiz denizi ile tatilcileri kendisine çeker. Bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarının ardından bölgenin tarihçesinin en az 4 bin yıla dayandığı tahmin ediliyor. Eski bir liman kenti olan Urla, dört mevsim ziyaret edilmeye uygundur. Sizde şehir hayatından sıkıldıysanız ve biraz olsun dinlenmek istiyorsanız rotanızı Urla’ya çevirebilirsiniz. Doğa ve tarihin iç içe geçtiği Urla’da Ege mutfağının seçkin tatlarını deneyebilir, keyifli bir lezzet yolculuğu yapabilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.
Son olarak bu şirin beldenin aynı zamanda çok sayıda festivale ev sahipliği yaptığını da özellikle belirtelim. Urla’nın en gözde festivallerinden biri Uluslararası Urla Enginar Festivali’dir. Her yıl Nisan ayının ortasında üç gün boyunca birbirinden renkli görüntüler yaşanır. Festivalde Avrupa’nın da dahil olmak üzere pek çok kentin ünlü şefleri Urla’ya gelerek birbirinden leziz enginarlı yemek yaparlar. Bir diğer etkinlik ise yine her yıl Mart ayında düzenlenen “Ot Festivali”.
Ot Festivali, baharın geldiğini müjdeleyen bir etkinlik. Ot Festivali için Urla’ya gelen ziyaretçiler, yörenin kültürel, ekonomik ve tarihsel zenginliklerini keşfe dalıyor. Ot Festivali’nin her yıl tarihi değişkenlik gösterebiliyor. Eğer gitmeyi planlıyorsanız önceden tarihi mutlaka not alın.
Adres: Urla/ İzmir
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Gezilecek Yerler: Karantina Adası, Çeşmealtı, Bademler Köyü.
Yakınlarındaki şehirler: İzmir, Güzelbahçe, Çeşme, Seferihisar.
Urla hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Gelibolu
Tarihi, şehitlerimizin kanıyla yazılan Gelibolu, ülkemizin en değerli noktalarından biridir. Bu zamana kadar onun adına kaç film yapılmış, kaç şiir yazılmış ve kaç yazı yazılmıştır bilinmez. Bilinen tek bir gerçek vardır ki, tarih boyunca hiçbir zaman unutulmayacağı ve her zaman kalbimizin bir köşesinde olacağıdır. Her yıl sadece ülkemizden değil, dünyanın da dört bir yanından Gelibolu’yu görmeye gelen sayısız insan olur. Çanakkale Boğazı ile Saroz Körfezi arasında yer alan Gelibolu, sadece tarihi özellikleri ile değil, doğal güzellikleri ile de ön plana çıkar. Çanakkale Şehitliği ziyaretçilerine destansı bir savaşın anılarını yerinde yaşama şansı tanırken, Gelibolu Yarımadası Milli Parkı ise enfes bir doğal ortam sunuyor.
Gelibolu’nun hangi tarihte kurulduğu tam olarak bilinmese de en az Troya Kenti kadar eski olduğu tahmin ediliyor. Hemen ilçe merkezinde Gelibolu Kalesi’nin ise Kral Flikos tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Gelibolu’da gezilecek yerler arasındaki bir diğer önemli nokta ise Gelibolu Mevlevihanesi. 1621’de yapılan bina aynı zamanda dünyanın en büyük mevlevihanesi.
Adres: Gelibolu / Çanakkale
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
GezilecekYerler: Gelibolu Kalesi, Gelibolu Mevlivihanesi, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı.
Yakınlarındakişehirler: Çanakkale, Tekirdağ, Malkara, Keşan, Edirne, Balıkesir, İstanbul
Gelibolu hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Kıyıköy
Kırklareli sınırları içerisinde ve Vize ilçesine bağlı doğal güzellikleriyle öne çıkan bir sahil kasabası Kıyıköy. Karadeniz kıyısında olan bu tatil kasabasının etrafı ormanlarla çevrili ve Pabuçdere ile Kazandere Dereleri Kıyıköy’ün içinden geçerek Karadeniz’e dökülüyor. Yöre halkının geçim kaynağı balıkçılık ve ormancılık. Dünyanın en eski taş oyma manastırlarından olan Aya Nikola Manastırı Kıyıköy sınırları içerisinde yer alıyor.
Ayrıca Trakya’nın yegane karaçam ormanları da yine burada yer alan değerlerden biri. Bunun dışında Macar meşesi, sapsız meşe, saçlı meşe, doğu gürgeni, karagürgen, dişbudak, kayın ve ıhlamur bu ormanları süslüyor. Aynı zamanda karaca, yaban domuzu, kurt, çakal, sansar gibi hayvanlar da bu ormanlarda yaşıyorlar ve koruma altındalar.
Belde yaz dönemlerinde yoğun olmak üzere her dönem yerli ve yabancı turistleri kendine çekiyor. Burada gezerken küçük sevimli balıkçı teknelerini, kırmızı tuğlalı surları, ahşap ve taştan yapılmış Rum evlerini görebilir ve kendinizi bir filmde oynuyormuş gibi hissedebilirsiniz.
Adres: 39400 Kıyıköy / Vize / Kırklareli
ZiyaretSaatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
GezilecekYerler: Kıyıköy Mağarası, Kıyıköy Liman Hamamı, Kıyıköy Camii, Aya Nikola Manastırı, Kıyıköy Kalesi ve Surları, Kazan Dere ve Pabuç Dere.
Yakınlarındakişehirler: İstanbul, Kırklareli, Vize, Tekirdağ, Edirne
Kıyıköy hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Kabak Koyu
Henüz keşfedilmemiş bir cennette tatil yapmak isterseniz, kesinlikle Kabak Koyu’na gitmelisiniz. Fethiye Ölüdeniz’in 16 kilometre doğusunda bulunan Faralya Köyü, çevresinde birçok saklı cennet barındırır. Bunlardan birisi de denize meyilli bir yamaçta, kızıl çam ormanları içinde Kabak Koyu Vadisi’dir. Koy, Likya Yolu üzerinde bulunması ve el değmemiş doğasıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağına haline gelmiştir. Kabak Koyu’nun her yerinden tarih fışkırır. 800 metre yüksekliğindeki sarp yamaçlara çevrili kanyon biçimindeki vadinin küçük çakıllı bir plajı vardır. Ender rastlanan bir jeolojik yapıya sahiptir. 300 metre yükseklikte ortaya çıkan pınarların oluşturduğu şelaleler, yeşilin maviyle buluştuğu ender güzellikteki görüntüsü sizi kendine çeker.
Geçmişte Kabak Koyu büyük ölçüde doğada inzivaya çekilmek isteyenler, kamp yapan gençler ve doğa tutkunları dışında pek de bilinen bir nokta değilken, bugün doğa turizmi başta olmak üzere pek çok nedenle sıkça ziyaret edilen bir yer haline gelmiştir. Bugün Kabak Koyu’nda lüks kamplar dahi bulunmaktadır.
Adres: Faralya Köyü, Fethiye, Türkiye
ZiyaretSaatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
GezilecekYerler: Kelebekler Vadisi, Mavi Mağara, Aladere Şelalesi.
Yakınlarındakişehirler: Fethiye, Kaş, Göcek, Dalaman, Dalyan, Köyceğiz, Muğla, Antalya, Kalkan
Kabak Koyu hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Kapadokya
Türkiye’nin İstanbul’dan sonra belki de dünyada en iyi tanınan noktası Kapadokya, dünyanın en güzel açık hava müzesi olarak ünlü. İsmi Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya yalnızca doğal güzellikleri değil, aynı zamanda tarihi noktalarıyla da önemli bir turizm durağıdır. Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkan bir bölge olmuştur. Aşınan toprağın oluşturduğu tepelere peri bacası ismi verilmekte ve bunların yüzlercesinin oluşturduğu görüntü Kapadokya’nın masalsı sahnelerini yaratmaktadır.
Kapadokya, Göreme Milli Parkı ile birlikte 1985 yılında Unesco Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Tabii ki Kapadokya denildiği zaman akıllara gelen ilk sahne, gökyüzünde uçuşan rengarenk balonlardır. Balon turları hem yerli, hem de yabancı pek çok ziyaretçinin en popüler aktivitesidir. Kapadokya gezilecek yerler arasında diğerleri Güvercinlik Vadisi, Uçhisar, Paşabağ, Avanos, Çavuşin Köyü, Ürgüp, Ortahisar, Zelve, Ihlara Vadisi, Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirleri geliyor.
Adres: Nevşehir
ZiyaretSaatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Nevşehir, Kayseri, Kırşehir, Aksaray, Niğde.
Gezilecek Yerler: Göreme Açıkhava Müzesi, Ihlara Vadisi, Paşabağ, Çavuşin Köyü, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Zelve Vadisi, Gömeda Vadisi, Ortahisar, Uçhisar, Ürgüp, Temenni Tepesi, Devrent Vadisi
Kapadokya hakkında daha fazla bilgi için tıklayın
Nemrut Dağı
“Tanrıların dağı” olarak tanımlanan ve gezginlerin mutlaka gidip gördüğü Nemrut yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada ünlü bir turistik nokta. Nemrut’a çıkmak ve burada güneşi selamlayan esrarengiz heykellerle birlikte günü batırmak tarifi imkansız bir deneyim. Hatta abartısız Türkiye’de yapılacak en güzel şeylerden birisi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Adıyaman’a bağlı Karadut köyü yakınlarında yer alan Nemrut’un hikayesi bir hayli ilginçtir. Bu ilginç hikayesi ve tabii ki doğal güzellikleri insanları kendisine çeker. Nedir peki bu hikaye ve Nemrut Dağı’nın sonunda ne karşılar sizi?
Kaba hatları ile M.Ö. 163 ve M.S. 72 yılları arasında, bu bölgede egemenlik kuran Komagene Krallığı’nın kralı I. Antiochus, atalarına ve tanrılara minnettarlığını göstermek için krallığının en yüksek dağına anıtsal heykeller ve kendi mezarını yaptırmıştır. Heykeller iki gruba ayrılır. Pers Krallığı’na bakan ve Pers tanrılarını temsil eden bir grup heykel güneşin doğuşunu, Yunan Krallığı’nda bakan ve Yunan mitolojisi tanrılarını simgeleyen diğer grup da güneşin batışını selamlayacak şekilde yerleştirilmiştir.
Nemrut Dağı’na çıktığınız zaman bu heykellerle karşılaşırsınız ve şayet gün doğumu ile gün batımına denk gelirseniz işte o zaman dillere destan bir tatil yaşamaya başladığınızı anlarsınız. Nemrut Dağı’nın yüksekliğinin 2.150 metre olduğunu da hatırlatalım. Belirli zamanlarda dağın tepesinde çeşitli etkinlikler düzenlenir. Tatilinizi bu etkinlik zamanlarına denk getirebilirsiniz.
Adres: Kahta / Adıyaman
Ziyaret Saatleri: İstediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz.
Yakın olan şehirler: Adıyman, Malatya, Arsemia, Kahta.
Gezilecek Yerler: Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Arsameia Ören Yeri
Yorumlar