Sülüklü Göl Doğa Yürüyüşü, Bolu

Sülüklü Göl Milli Parkı'na gitmek için İstanbul’dan aracınızla çıkmanız halinde sizi bekleyen 170 km’lik yolu bitirmeniz gerekiyor. 30 kuruş yakan araçınızla bu mesafeyi 100 TL’ye gelebilirsiniz. Yolu kısaca tarif etmek gerekirse; Pendik istikametinden Ankara’ya doğru E-80 karayolu üzerinden sırasıyla Gebze, Kocaeli, Sapanca Gölü, Akyazı ve son olarak Dokurcun Köyü'ne kadar gelmeniz yeterli olacaktır. Dokurcun Köyü çıkışına kadar yoldan devam edin. Sağa ayrılan sapağın başında Sülüklü Göl tabelası sizi karşılayacaktır. Yine sağınızda yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki büyük kayayı da göreceksiniz. Buradan sonra yol, mıcır ve ardından tepeye doğru giden 9 km’lik toprak zemin olarak değişecektir. İster yürüyün isterseniz de 9 km sonra aracınızı gölün girişinde müsait bulduğunuz bir yere park edin.,

Yol boyunca size eşlik eden çayın farklı manzaraları, ağaçların ve bitkilerin çeşitliliği doğaseverleri büyülecektir. Yol üzerinde açıktıysanız 2 adet alabalık tesisinden balık yiyebilirsiniz ya da bizim gibi yanınıza aldığınız besinler karnınızı manzara eşliğinde doyuracaktır. Doğa yürüşleri sırasında standart mekanlara girip yemek yemeği seven biri değilim. Çünkü o mekanların da şehir merkezindeki restoranlardan farkı yok. Zaten doğa yürüşü yapmaya çıkmışsınız, siz halen kredi kartı kullanıyorsanız aslında doymamış olursunuz. Bizim için doymak sadece besin tüketmek değil. O esnada çimenlere uzattığımız ayaklarımız, sırtımızı yasladığımız çam ve kayın ağaçları, kuş sesleri bizim için asıl doyum noktası oluyor.

Gölden kısaca bahsetmek gerekirse;

Sülüklü Göl uzmanların yaptığı incelemeye göre yaklaşık 3 asır önce 1703 yılında oluşmuştur. Göl oluşurken tektonik hareketler sonucunda toprak alan çökmüştür. 300 yıl öncesine kadar tavşansuyu deresinin yolu oluyormuş. Oluşan heyelanla birlikle tavşansuyunun yolu kesiliyor ve zamanla göl oluyor. Gölün büyüklüğü 60 hektar. Daha sonra insanlar bilinçsizce bu göle balık atıyorlar. Balıklar da sülükleri yiyor. Şu an sülüklerin yaşamadığı biliniyor. Her mevsimde görülesi bir mevkii. Kış zamanı yağan karda ya da siste her anı farklı ışık haleleri ve farklı tonlarda olan ağaçlarıyla sizleri kendine çekiyor. Bölgede 40 metre ve üzeri çam ağaçları, kayın ağaçları yol boyunca size eşlik ediyor.

Gölde yüzmek ve balık tutmak da yasaktır. Av mevsiminde ağaçlık bölgeye gitmemeye özen göstermenizi de tavsiye ederim. Bu bölgeyi 1 günde gezmeniz biraz zor. Çünkü göle tepeden bakan 1000 küsur metrede bir de yaylası var. O bölgeleri de ilerleyen zamanda turlamayı düşünüyoruz.

Lüften doğada bulunduğunuz sürece organik olmayan tüm çöplerinizi yanına aldığınız bir poşete doldurun. Şehir merkezlerindeki çöp konteynırlarına atın. Bize verinlen bir dünya var, kıymetini bilin. Dünya bizim evimiz. Evinizin koltuğunda otururken yere sigara atıyor musunuz? Çöplerinizi yatağın altına atıyor musunuz?