Rio De Janeiro Gezilecek Yerler

Dünyanın Yeni Yedi Harikası arasında yer alan Kurtarıcı İsa Heykeli Corcovado Tepesi’nin zirvesinde yer alan, kaidesiyle birlikte 38 metre uzunluğundaki bir heykeldir. Brezilya’nın kuruluşunun 100. yılı şerefine 1922 yılında yapılmaya başlanıp 1931’de bir törenle açılan heykel beton ve sabun taşından yapılmıştır. Elleri açık bir şekilde şehri izleyen İsa Heykeli’nin inşası şehirde başlayan Art Deco hareketinin en parlak döneminde oluşturulmaya başlanmıştır ve bu mimarisine de yansımış durumdadır. Anıtın yapılma amacı ise şehrin Hristiyan kültürüne sahip oluşunu vurgulamak istemiş olmasıdır. Anıtı ziyaret etmek isteyenler için zirvenin tepesine çıkmayı kolaylaştıracak merdivenler ve asansörler kurulmuştur. Ayrıca heykele “Corcovado Tren Yolu” ile 20 dakikada kıvrımlı yollardan doğayla iç içe vakit geçirerek ulaşabilirsiniz. Heykele ulaşmanın en kolay yolu olan trenler Cosme Velho durağından kalkar ve ücreti düşük sezonda 56 real, yüksek sezonda 65 real’dir.

Dünyanın en meşhur plajlarından biri olan Copacabana; şehrin güneyinde bulunur ve 4 kilometre uzunluğunda bir sahildir. 2016 yılı Yaz Olimpiyatları esnasında dört olimpiyat alanından birisi olan Copacabana Sahili şehrin en uğrak yerlerinden biri olmakla birlikte konaklamak için de uygun bir bölgedir. Dünyanın en güzel sahillerinden biri olma özelliğine sahip plajda yapabileceğiniz birçok aktivite vardır ki hiçbir şey yapmıyor olsanız dahi etrafta futbol oynayan favelalı çocuklar, neşeli satıcılar, muhteşem deniz ve manzaranın içerisinde kendinizi çok iyi hissedeceğinizi söyleyebiliriz. Bölgenin geceleri turistler açısından pek güvenli olmadığı söylense de en canlı plaj kiosklarına yakın bir yerde eğlencenizi ya da dinlenmenizi devam ettirirseniz bir problem olmayacaktır ve bölgenin çok turistik bir bölge olmasından ötürü bölgede sürekli gezen polisler bulunmaktadır. İster gece ister gündüz bembeyaz kumu ve parlak temiz suyuyla Copacabana size muhteşem bir anı yaşattıracaktır.

Şehrin sembolik alanlarından biri olan Sugar Loaf Dağı Guanabara Körfezi ağzında, Atlantik Okyanusu’na doğru uzanan bir yarımadadan yükselen bir zirve noktasıdır. Şeker Tepesi olarak Türkçeleştirebileceğimiz zirvenin adı 16. yüzyılda Brezilyalıların şeker kamışı ticareti yaptığı zamanlardan kalmıştır. Limanın 396 metre üstünde yer alan dağın zirvesi panoramik şehir manzarası ve teleferikleri ile dünyaca bilinen bir noktadır. 2012 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Alanı ilan edilen bölge Urca Tepesi Anıtı ile birlikte korunmaktadır. Aynı zamanda dünyanın en büyük kentsel tırmanış alanlarından biri olan Sugar Loaf’da tırmanış yapabilir yahut tırmanan insanları aşağıdan izleyebilirsiniz. Sugar Loaf’ı izlemek de epey keyifli olacaktır fakat dağın zirvesinden şehri soluklamadan geri dönmemenizi tavsiye ederiz.

1954’te FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak için açılan 11.800 kişi kapasiteli arena dünyanın en ünlü arenalarından biridir. Ünlü mimarlar tarafından inşası 5 ayda bitirilen stadyum 1954 ve 1963 yıllarında Erkekler Basketbol Dünya Şampiyonası’nı, 1950 - 60’larda Bayan Guanabara ve Miss Brasil adlı güzellik yarışmalarını, 1960 ve 1990 yıllarında Erkekler Voleybol Dünya Şampiyonası’nı, 2013’te Dünya Judo Şampiyonası’nı ağırlayan stadyumda 2016 Yaz Olimpiyatları boyunca voleybol yarışmacıları ağırlanmıştır. Tarihteki önemli şampiyonaların yanında stadyumda Deep Purple, Metallica, Alice Cooper, Iron Maiden, The Cure gibi birçok özel isim konser vermiştir. Stadyum şu anda maç günleri açılmaktadır, seyahatinize denk gelen bir maç varsa eğer bu büyük stadyumda coşkulu havayı yakalamak isteyebilirsiniz.

1967 yılında kurulan Tijuca Milli Parkı, Rio De Janeiro içerisinde 3.953 hektarlık bir alan kaplayarak dünyanın şehir sınırları içerisinde bulunan en büyük ormanı olarak anılır. Parkın kuruluş amacı ise bölgede şeker kamışı ve kahve yetiştiriciliğinden kaynaklanan ormansızlaşmayı, ağaçlandırmayla yeniden canlandırmaktır ve ağaçlandırma yapıldıktan sonra bölge milli park olarak nitelendirilip koruma altına alınmıştır. Milli Park’ın merkezinde bulunan “Metropolde Bir Orman” sergisi turistler tarafından epey dikkat çekmektedir. Sergi parkın tarihî ve habitatının yanı sıra kamuya açık alanların ve kaynakların nasıl kullanacağını interaktif bir şekilde sunan öğretici bir dinamiktir. Orman içerisinde birçok yürüyüş ve tırmanış parkuru, şelaleler ve özellikle her yerde maymunlar bulunmaktadır. Yüzlerce bitki türü ve yaban hayatına ev sahipliği yapan ormanda trekking için en uygun rotalar Diamantina’nın Şelalesi, Parrot’s Beak, Tijuca Zirvesi, Mağara Devresi, Okçu Tepesi, Anhanguera Tepesi ve Bat’ın Mağarası’dır. Kendinize bir tuh rehberi bularak çevredeki ekolojik ortamı tanıyarak gezinizi daha bilinçli bir şekilde bitirebilirsiniz. Parka giriş ücreti yoktur ve ayda iki pazar günü ücretsiz rehber sağlanır.

İletişim için: +55 (21) 2492-2253

Rio De Janeiro’dan bahsedip samba dansından bahsetmemek elbette olmaz. Şehre özgü samba dansı dünyaca bu kadar tanınırken elbette şehir içerisinde sadece bu dans için oluşturulmuş özel bir alan vardır. Liman bölgesi olan Rivadavia Correa’da bulunan Samba City 114.000 metrekarelik bir alana sahiptir. Ayrıca samba bu bölgede doğmuştur ve yine eğlenceli samba dansları bu mekânda gerçekleştirilir. Samba City; Rio Karnavalı esnasında da en gözde konumlardan biridir. Bu bölgede samba dansları, vagon yapımı, kostüm ve kıyafetlerle ilgili her şeyi izleyebilir ve öğrenebilirsiniz. Samba Şehri’nde salı günü hariç her gün rehberli turlar bulunmaktadır ve turistler için her gün açıktır. Her gece gerçekleştirilen gece şovlarında müzik, yiyecek, içecek ve çok eğlencenin garanti edildiği Samba Şehri Brezilya’nın en büyük sanat ve eğlence merkezidir. Bu kadar renkli, hareketli ve eğlenceli bir yerde sanatı ve dansı deneyimlemek sizin için eşsiz bir deneyim olacaktır.

Rio De Janeiro’dan bahsederken favela’lardan da mutlaka bahsedilmesi gerekir. Rio’nun diğer bir yüzü olarak da anabileceğimiz bu fakir gecekondu mahallelerinden bazıları zaman içinde güvenilmez bir alan olmaktan çıkıp sokak sanatının ve turizmin küçük birer merkezi haline gelmeye başlamışlardır. Konut krizi ile ortaya çıkan bu yapılaşma zaman içinde Rio için turist çekecek bir görsele dönüşmüş. Hâlâ bazı favela’larda suç oranı yüksektir fakat size güvenli gidebileceğiniz birkaçını tavsiye edeceğiz. Favela’lardan en çok ziyaret edileni Santa Marta favela’sıdır. Michael Jackson’ın “They Don’t Care About Us” klibinden hatırlayacağımız bu küçük yerleşim biriminin merkezinde sanatçının heykeli bulunmaktadır. 2008’de favela’da bir polis üssü açılmış ve güvenlik sağlanmaya başlanmıştır, bununla birlikte Santa Marta diğer favela’lar için de bir örnek oldu. Madonna, Beyonce, Alicia Keys gibi sanatçıları ağırlayan favela dik sokakları, renkli binaları ile mutlaka görülmesi gereken yerlerdir. Rio’nun en yabancı dostu olan favela’sı ise Vidigal’dir diyebiliriz. Barlara, restoranlara ve otellere sahip olan bu favela turistik merkez haline gelmiştir ve burada en sevilen etkinliklerden biri gece vaktinde açık hava dans pistlerinde elektro müzikle yapılan partilerdir. Gece hayatıyla bilinen bir diğer favela ise Tavares Bastos’tur. Sokak müzisyenleri, rock ve caz barları ile sevilen favela ayrıca panoramik bir manzaraya da sahiptir. En azından 1.000 favela’ya sahip olan şehirde bir tur rehberiyle turistik bir yer haline gelmiş güvenli favela’ları ziyaret edebilirsiniz, renkli sokakları ve yerel sanat size değişik deneyimler yaşatacaktır.

Milli Müze Brezilya’nın en eski bilimsel kuruluşudur ve Amerika’nın doğa tarihi ve antropoloji açısından en büyük müzelerinden biridir. Quinta da Boa Vista Parkı’nın içinde yer alan müze 1800’li yıllarda kraliyet ailesinin ikamet ettiği yerdi. Cumhuriyet Kurucu Meclis’e de ev sahipliği yapan bina 1938’den beri Brezilya Ulusal Mirası olarak anılmaktadır. Brezilya’nın doğal bilimler ve antropoloji bakımından en önemli materyallerine sahip olan müzede jeoloji, paleontoloji, botanik, zooloji, biyolojik antropoloji, arkeoloji ve antropoloji olmak üzere 7 temel koleksiyon bulunmaktadır. Ayrıca müze Brezilya’nın en büyük kütüphanelerinden birine sahiptir. Müzede eğitim alanında halka açık birçok seminer düzenlenmektedir. Müze giriş ücreti 20 Brezilya reali’dir ve salı günleri müzeyi gezmek ücretsizdir.

Rio De Janeiro’nun güneyinde Zona Sul’da bulunan Botanik Bahçe, hem Brezilya’ya hem de Brezilya dışına ait birçok floraya ev sahipliği yapmaktadır. Bazıları nesli tükenmekte olan 6.500 bitki türünün bulunduğu botanik bahçe 54 hektarlık bir alan üzerinde yer almaktadır. Bahçenin botanik dışında tarihî, sanatsal ve arkeolojik bir boyutu da vardır. 32.000 yayından oluşan bir kütüphanesi de olan Botanik Bahçe’de bu alanda birçok araştırma gerçekleştirilmektedir. 1808 yılında kurulan bahçede tarçın, karabiber, hindistancevizi gibi Andillerden getirilen türler adapte etmeye çalışılmadan yetiştirilmektedir. Bahçenin girişinde yaklaşık 750 metre uzunluğunda 134 palmiye ağacı yer alır ve burası Kraliyet Palmiye Yolu olarak bilinir. 1992 yılında UNESCO bu parkı Biyosfer Koruma Alanı ilan etmiştir. Corcovado Dağı ve İsa Heykeli’ne yakın konumda olan bahçeyi seyahatinize eklemek coğrafyaya özgü bitkileri tanıma şansı verecektir ve 25 Aralık ve 1 Ocak dışındaki tüm tarihlerde açık olan botanik bahçeyi herhangi bir gün ziyaret edebilirsiniz.

Dünyanın en görkemli plajlarından biri olan Ipanema beyaz kumuyla Rio De Janeiro’nun en uzun sahilidir. Eğlence ve hareketin plaj kültürüyle eşleştiği Ipanema’da her zaman bir hareketlilik vardır. Büyük dalgalara sahip denizinde genelde sörf yapan insanları görebilirsiniz ve Copacabana’da ve diğer Brezilya sahillerinde olduğu gibi sahillerde birçok futbol oynayan insanla karşılaşırsınız. Mükemmel deniziyle güneşi batırdığınız Ipanema’da bisikletle bir sahil turu yapmak da sizin için iyi bir fikir olabilir. 13 posto’dan oluşan sahilde sörf için en uygun olanı Posto 8’dir. Güçlü dalgalarından ötürü ihtişamlı ve aynı zamanda tehlikeli bir denize sahip olan Ipanema’da yerli halkın tercih ettiği denize girme noktalarını seçerseniz sizin için daha güvenli olacaktır.