Cinque Terre’de Gezilecek Yerler

Denizden yaklaşık 100 metre yüksekte, yamaçlarla çevrili bir köy olan Corniglia, Cinque Terre köylerinin ortasında bulunuyor ve bu köylerin en küçüğü. Tren istasyonundan çıktıktan sonra buraya ulaşmak için 382 basamaklı Lardarina merdivenini çıkmanız gerekiyor. Veya 5 dakikada bir kalkan servisleri de (2.5 Euro) kullanabilirsiniz. Ayrıca Corniglia, bu bölgedeki denize direk erişimi olmayan tek köy.

Corniglia evlerinde gotik mimarinin etkilerini görmek mümkün. Bu evlerden bazıları günümüzde restoran veya kafe olarak kullanılıyor. Şarap üretimi yüzyıllar boyunca bu köyün geçim kaynaklarından biri olmuş. Yaz sezonunu dışında genellikle kapalı olan küçük kafelerde ve restoranlarda yerel lezzetlerin yanında bu çevrede üretilen şaraplardan içebilirsiniz. Yamaçta bulunan Corniglia’da manzaranın tadını çıkarmak için Belvedere di Santa Maria terasını ziyaret edebilirsiniz.

Köylerden en büyüğü Monterosso, aynı zamanda en geniş plaja sahip. Yerli ve yabancı birçok turisti turkuaz renkli denizde yüzerken veya kumlarda güneşlenirken bulabilirsiniz. Özellikle ağustos ayında İtalyan turistlerin akınına uğrayan köyde, butik oteller de bulunuyor. Diğer köylere kıyasla zaman içerisinde daha çok gelişen Monterosso, Avrupa’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi tarihi dokuyu bozmadan, köyün etrafında genişlemiş. Eski köyle yeni köy “Fegina”, yürüyerek geçilebilecek bir tünelle bağlanmış. Burada pek çok restoran, plaj, kafe ve bar bulmak mümkün.

Köyün meydanında bulunan San Giovanni Battista Kilisesi, 13. yüzyılda inşa edilen gotik mimarinin görmeye değer eserlerinden birisi. Monterosso’nun sembolü haline gelmiş deniz tanrısı Neptün’ün heykeli Il Gigante de görmeye değer.

Cinque Terre köylerinden belki de en karakteristiği olan Vernazza, deniz kıyısında bulunmasına rağmen çok küçük bir plaja ve limana sahip. Köy meydanı da limana yakın yapıldığı için buradaki kafelerde oturup limana yanaşan gemileri seyrederek manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Yamaçlarda kalıntıları bulunan kalenin 1080’de, korsanlardan korunmak için inşa edildiği düşünülüyor. Kale zaman içerisinde eklemeler yapılarak genişletilmiş ancak günümüze kadar tamamen korunamamış.

1318 yılında, sahilde bulunan bir tahta kutunun içindeki kemiklerin Azize Margaret’a ait olduğuna inanan İtalyanlar, limanda Santa Margherita di Antiochia Kilisesi’ni inşa etmiş. 40 metre yüksekliğindeki kulesiyle Santa Margherita di Antiochia, Roman-Ceneviz mimarisinin etkilerini yansıtıyor.

Cinque Terre köylerinin en eskisi olan Manarola, yamaçlara kurulu renkli evleriyle Cinque Terre’in sembolü haline gelmiş. Roma döneminde bölgenin en güzel şaraplarının Manarola’da üretildiği söylenirmiş.

İlk bakışta denize rahatça girilebilecek kumsalı yokmuş gibi gözükse de kayalıkların arasından belli başlı birkaç yerden denize girmek mümkün. Daha çok adrenalin tutkunlarının tercih ettiği bu alanlarda, kayalıkların arasından denize atlayan insanları görebilirsiniz. Ayrıca bu kıyıda deniz çabuk derinleştiği için zamanla dalış tutkunlarının sevdiği noktalardan biri haline gelmiş.

Manarola’da yaşayanların diğer köylerde yaşayanlardan daha farklı bir şivesi var. Eğer İtalyanca biliyorsanız köyden birisiyle konuştuğunuzda bu farkı net olarak anlayabilirsiniz. Köydeki ana cadde Via Discovolo’yu sonuna kadar tırmanırsanız eski binaların bulunduğu Piazza Papa Innocenzo IV meydanına ulaşabilirsiniz. Orta çağdan kalma bu meydanda 15. yüzyılda inşa edilen St. Lawrence Kilisesi gibi tarihi binaların yanında harika bir Manarola manzarası bulabilirsiniz.

Geleneksel renkli evleri ve masmavi deniziyle Cinque Terre köylerinden biri Riomaggiore. La Spezia tarafından Cinque Terre’e gelenleri bu köy karşılıyor. Riomaggiore’de biraz yukarı doğru çıkarsanız gotik mimariyle yapılmış San Giovanni Battista ve San Lorenzo kiliselerini ve 1200’lerin sonunda inşa edilen Riomaggiore Kalesi’ni gezebilirsiniz.

Cinque Terre’de mutlaka yapılması gerekenlerden biri de Riomaggiore ve Manarola’yı birbirine bağlayan Via dell’Amore patikasında yürümek. Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki bu yolu yürümek 20 dakika kadar sürüyor. 1900’lerin başında inşa edilen patika, uzun yıllar birbirinden kopuk yaşayan Riomaggiore ve Manarola köylülerinin birbirleriyle tanışmasını sağlamış. Böylece bu köylerde yaşayan aşıklar “Aşk Yolu”nda buluşmaya başlamışlar. Siz de bu yolda dalga sesleri ve gün batımı eşliğinde romantik ve keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Ancak Via dell’ Amore’da yürümek için yolun girişinde belli bir miktar ücret ödemeniz gerekiyor.