Puglia’da Gezilecek Yerler

Castel del Monte, bir tepenin üstünde yükselen ve sanki başka bir dünyaya ait gibi görünen yapıdır, Yüzlerce kilometre öteden görebilirsiniz. Sekizgen şekilde tasarlanan bu yapı İtalya’nın en tanınmış yapılarından biri olup UNESCO Dünya Mirası bölgesindedir. 2. Frederick tarafından yaptırılan kalenin civarında bir kasaba ya da yol kavşağı yoktur; yani burası herhangi bir yeri korumak için inşa edilmemiştir. Dolayısıyla tuzaklı kapıları, okçular ya da işgalcilerin üzerine kızgın yağ dökmek için açılmış pencerevari delikleri bulunmamaktadır.

Bazı teorilere göre 13. Yüzyılın sembolizm inancı açısından sekizgen, Tanrı’nın kusursuzluğunu simgeleyen daire ve insanın kusursuzluğunu simgeleyen karenin birleşiminden oluşur. Dolayısıyla da bu kalenin tek fonksiyonu Tanrı ve insan arasındaki ilişkinin yücelenmesidir.

Kalenin sekiz adet sekizgen kulesi vardır. Birbirine geçen odaları dekoratif mermer sütunlara ve şöminelere sahiptir ve kapı girişleri ve pencerelerinde koralit taşlar vardır. Kulelerin çoğunda yıkanma odaları vardır ve ilginç bir şekilde bu odalarda Avrupa tarihinin ilk sifonlu tuvaleti sayılabilecek hijyenik yapılar bulunmaktadır. 2. Frederick, tıpkı hayranlık duyduğu Arap dünyası gibi, temizlikte çıtayı bir hayli yükseltmişti.

Kaleye arabasız gitmek için, Ferrovia Bari-Nord trenine binip, Bari’den Andria istikametine doğru hareket edip, Andria istasyonunda inince 6 numaralı otobüse binmeniz gerekmektedir. Kaleye giden bu otobüs sadece Nisan-Ekim döneminde günde beş tanedir ve yolculuk 35 dakika sürmektedir. Kale, Trani şehrinden 35 kilometre uzaklıktadır.

Monte Sant'Angelo sul Gargano Mabedi, ya da kısa adıyla Monte Gargano, Gargano Dağı üzerinde yer alan bir Katolik mabedidir. Puglia’nın kuzey kısmında yer alan Foggia şehrinin Monte Sant'Angelo biriminde yer alır. Tüm batı Avrupa’da baş melek Mikail’e adanmış en büyük mabettir ve ortaçağdan bu yana önemli hac noktaları arasında yer almıştır. Kendisi ve çevresi Parco Nazionale del Gargano (Gargano Ulusal Parkı) olarak koruma altında olan bir tarihi kültür varlığıdır. 2011 yılında ise UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.

İki kemerli giriş dehlizi sokak seviyesindedir ve son derece belirgin bir sekizgen çan kulesine komşudur. Çan kulesi Napolili 1. Carlo tarafından 1282 yılında yaptırılmıştır. İçerideki merdivenlerden aşağı inerken 17. yüzyılın hacılarını tasvir eden duvar resmine bakın. Bu merdivenin en altında Mikail’in üzerine ayak izi bıraktığına inanılan bir taş vardır. 1076 yılında İstanbul’da yapılan Bizans dönemine ait bronz ve altın kapılar bir yer altı odasına açılmaktadır. İçinde Mikail’e ait 16. yüzyıldan kalma bir heykel bulunmaktadır.

Lecce şehrindeki Piazza del Duomo barok mimarinin enfes örneklerinden biridir. Şehrin merkez noktasında yer alan meydanın etrafı ona bağlanan sokaklarla çevrilidir. İşgal dönemlerinde şehir halkının kendini bu meydanda korumaya çalıştığı söylenir. Meydana bağlanan çevre sokaklarının her birinin dar oluşu bu eylemi mantıklı kılmaktadır. Meydan üç taraftan tamamiyle kapalıdır ve tek girişi Via Giuseppe Libertini ve Via Vittorio Emanuele II’nin kesişim noktasındandır. Geçmişte bir dönem bu meydan gündüzleri mahkeme salonu olarak hizmet vermiş, geceleri ise kapıları kapatılmıştır.

Barok mimari tarzında inşa edilmiş bu meydanda Lecce Duomo’su, Çan Kulesi, Rahibin Sarayı ve Seminary Sarayı gibi yapılar vardır. Meydanın tam merkezinde yer alan Duomo, şehrin,en temel katedralidir. Bina orijinalinde 1144 yılında Rahip Formoso tarafından yaptırılmış ve 1659 yılında mimar Giuseppe Zimbalo tarafından Barok tarzda restore edilmiştir. Zimbalo, Lecce Barok’unun en önemli mimarlarından kabul edilir. Şehrin tarihi merkezi içinde bu mimara ait sayısız yapı görebilirsiniz: Rosary Kilisesi, Celestine Sarayı’nın fasadı ve Saint Oronzo sütunu. Duomo’nun sol tarafındaki Çan Kulesi, Lecce Rahibi Luigi Pappacoda tarafından komisyon edilmiş ve 1661-1682 yılları arasında inşa edilmiştir. Rahibin Sarayı isimli yapı ise Duomo’nun sağında yer alır ve Lecce Başrahibinin evidir

Seminary Sarayı ise yine Lecce Barok tarzında 1694-1709 yılları arasında yapılmıştır. Rahibin Sarayı’nın sağında yer alır.

Santa Maria al Bagno, Puglia’da yer alan bir kasabadır. Iyonya denizi kıyısında yer alan Nardo komününün bir parçası olan kasaba, küçük bir balıkçı kasabasıdır. Tarabto Körfezi kıyısında, Gallipoli ve Porto Cesareo arasındaki bölümüyle İyonya denizi kıyısında yer alır. Bozulmamış kayalık ve kumlu plajları tüm sahil hattı boyunca yayılır.

Bu kasabanın en önrmli özelliği hemen yanında yer alan yabani hayat koruma alanı olan "Portoselvaggio", isimli meşhur bir doğal parktır. 400 hektarlık çam ormanlarından ve yedi kilometrelik yüksek kalite kirletilmemiş sahilden oluşan bu doğal park, Puglia bölgesinin akciğerdir.

Santa Maria al Bagno, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde bir savaş kampı barındırmaktaydı. Vatansız savaş mağdurlarının barındırıldığı bu kampa ev sahipliği yapmış köyde, savaş sonrası dönemde toplama kamplarından çıkıp tüm İtalya’yı geçerek İsrail’e ulaşmaya çalışırken yolu bu kampa düşmüş binlerce Yahudi’nin anısına kurulmuş bir müze bulunmaktadır. The Museum of Memory and Welcome (Hatıra ve Hoşgeldiniz Müzesi),1943-1947 yılları arasında Santa Maria’dan yolu geçen 150,000 Yahudi’yi anmaktadır. Müzede dönemin devlet kayıtları, belediye arşivi, şahitlerin beyanları, fotoğraf ve video gibi sayısız dokümantasyon yer almaktadır.

San Domino, Colonna di Sant’Oronzo, Tomba di Rotari, Taranto Arkeoloji Müzesi, Porta Napoli, Santa Croce Bazilikası, San Nicola Bazilikası, Rione Monti, Palazzo del Governo, Poseidon Tapınağı.