Hiroşima Gezilecek Yerler

Müzeye ilk girişinizde gördüğünüz şehir haritası atom bombasının ardından neredeyse tüm şehrin katledildiğini kanıtlar nitelikte bir harita olmaktadır. Şehrin dümdüz hali bombanın etkisini yansıtarak, şehrin günümüz görüntüsünü anlatmaktadır. Girişte 50 yen gibi bir miktar ödeyeceğiniz bu müzede patlamanın etkisini en ince ayrıntısına kadar hissedebileceğiniz fotoğraflar, patlamanın ardından kalan kıyafetler, bozulmuş saatler, o günlere ait notlar ve o günlere ait daha birçok eşya sergilenmektedir. İçeriye girdiğiniz ilk anda patlama zamanında neler yaşandığını ve insanların hayatta kalma mücadelesini hissedebilirsiniz. Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nın içerisinde yer alan bu müzede, patlama zamanından kalma fotoğrafları, yıkılan evleri ve ölen insanları gördükten sonra, savaşın etkilerinin evrensel olduğunu anlayabilirsiniz.

Müzeden çıktıktan sonra Hiroşima Barış Anıtı Parkı içerisinde yürümeye devam ederken karşınıza çıkacak olan heykel, Hiroşima tarihinin en acı hatıralarını gözler önüne sermekte. İlk başta ne olduğunun pek anlaşılmadığı bu heykel, hikâyesini dinledikten sonra acı bir anıta dönüşüyor. Parkın içerisinde yer alan ve elinde bir kuş tutan çocuk heykelinin hikâyesi oldukça acı verici. Patlamadan yıllar sonra dünyaya gelen ve şehrin dış bölgelerinden birinde yaşayan Sadoka Sasaki, patlamanın ardından yayılan ve etkisi yıllar süren radyasyonun sonucunda bir kanser türü olan lösemiye yakalanır. Hastaneye gelen bir arkadaşı oyalansın diye Sadoka’ya origami yapmayı öğrettikten sonra birlikte kâğıtlardan uzun ve sağlıklı bir ömrü temsil eden turna kuşunu yapmaya başlamışlar. İnandıkları şeye göre eğer bin adet turna kuşu yaparlarsa Sadoka iyileşecektir. Ne yazık ki bin tane turna kuşunu tamamlayamadan Sadoka vefat edince, arkadaşları sayıyı tamamlayarak mezarına bırakırlar. Şimdi bu anıt dünyaca ünlü ve barışı simgeleyen bir anıt olduğu için, dünyanın dört bir yanından gönderilen turna kuşları origamisi bu anıtın etrafına bırakılıyor.

Müzeden sonra Çocuk Barış Anıtı’nı ziyaretin ardından parkın içerisinde nehir boyunca yürümeye devam ederken atom bombası sırasında yaşanılanlar ve sonrasında verilen yaşam mücadelesi her adımda hissedilmektedir. Hem parkın yeşillikleri hem de nehrin sakin görüntüsü sanki huzur dolu bir yer izlenimi verse de bir anda karşınıza çıkacak olan ve patlamanın ardında ayakta kalmayı başarabilen nadir binalardan olan eski tiyatro binası yeniden yaşanılanları gözler önüne sermekte. Bombalanmanın ardından ayakta kalan tek bina olduğu için bir süre sığınma ve haberleşme için kullanılan bu bina, günümüzde de eski halini korumakta ve o dönemleri hatırlatmaya devam etmektedir. Oldukça etkileyici ve tarihi önemi büyük olan bu kuleyi görmeden Hiroşima’dan dönmemelisiniz.

Kubbeden çıktıktan sonra yeşillikler ile dolu parkın içerisinde yürürken karşınıza çıkacak olan görsel olarak etkileyici bir yapıda olan kale 1590 yılında inşa edilmiş fakat atam bombasının yıkıcı etkisiyle yok olmuştur. Patlamanın ardından yeniden inşa edilen Hiroşima Kalesi’ne girişler 350 yen’dir. Bu kalenin yanında bir de bombardıman zamanından kalma ve haberleşme için kullanılan bir sığınak bulunmaktadır. Bu kale çevresindeki sakura ağaçları ve yemyeşil doğasıyla, Hiroşima’nın acı tarihinden biraz uzaklaştırıp huzur verici bir yer olma özelliğine sahiptir. Ayrıca bu kaleden eşsiz manzaralar yakalayabileceğiniz gibi hem şehrin ayrı bir görüntüsüne sahip olup hem de Miyakojima Adası’nın manzarasını yakalayabilirsiniz.

1620 yılında Edo döneminde yapılan Shukkei- En Bahçesi, hanlar değiştikçe giderek yenilenmiştir. En son bir Japon bahçe uzmanı tarafından son halini alan bu bahçe, Ota Nehri kıyısında görkemli bir yapıda ziyaretçilerini karşılar. Meiji döneminde Asona ailesinin villası olarak hizmet veren bu bahçe, imparatorluk; genel merkezini Hiroşima merkezine taşıyınca halkın kullanımına açılmıştır. Bombalama sırasında çok büyük bir hasar gören bahçe, aynı zamanda o dönemlerde yaralılara bir sığınak olmuştur. Atom bombası saldırısından 6 sene sonra yani 1951 yılında yeniden düzenlenip toparlanan Shukkei-En Bahçesi şu anda oldukça sakindir. Ağaçları, taş köprüsü, akarsuları ve yemyeşil bitkileri ile yıl içerisinde çok fazla ziyaretçi almaktadır.

Hiroşima şehrinin gizli bir mücevheri haline gelen bu tapınaklar kesinlikle gezilip havasının solunması gereken bir yerler haline dönüşmüştür. Şehirden biraz kaçmak, belki de acı tarihini biraz olsun unutabilmek için bu tapınaklar mükemmel yerlerdir. Ormanlık bir vadiden oluşan bir tepeye konumlanmış olan Mitai - Dera Tapınağı; bahçesinde barındırdığı budalar, heykeller şelaleler ve ünlü Japon bahçesiyle Hiroşima’nın en gözde yerlerinden biridir. İçinde hem huzur bulacağınız hem de heykellerinden etkileneceğiniz bahçeyi kaçırmayın deriz. Fudoin ise 906 yılında Nishitani’de keşiş Saiko’nun on iki tapınağından biridir. Bu tapınak aynı zamanda bir imparatorluk döneminin yaşadığı yerdir. Hiroşima’nın en sessiz ve huzurlu mekânı olan bu tapınakta, bahçede güzel bir zaman geçirebilir, restoranındaki yerel yiyeceklerin tadını çıkarabilirsiniz.

Diğer adı Miyajima olan bu ada, Japonya bölgesinde en önce görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Hiroşima şehri içerisinde sıklıkla kalelerden ve tepelerden manzarasına şahit olacağınız bu adaya merkezden gidiş çok kısa ve kolaydır. Hiroşima Körfezi’nde bulunan Itsukushima Adası; Seto İç Denizi’nin batı bölgesinde konumlanmıştır. Ada idari yönetim olarak Hiroşima şehrine bağlı kalmış olsa da buraya gittiğinizde bambaşka bir dünya ile karşılaşmak mümkün olacaktır. İçerisinde barındırdığı Itsukushima Tapınağı;UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilmiş olup ada denizi ve muhteşem doğasıyla Japonya ülkesinde farklı bir öneme sahiptir. Miyajima aynı zamanda Japoncada “tapınak adası” anlamına gelmektedir ve adanın Japonya için dini yönden ayrı bir önemi de vardır.