Celalabad ceviz ağaçlarıyla ünlü bir Kırgızistan şehri olsa da doğasının güzellikleri ile fark yaratır. Ayrıca Ülkenin en ünlü şehri Oş’a olan yakınlığı da ayrı bir avantaj sayılabilir.
Celalabad Gezilecek Yerler
Tarihi yapılanması kadar doğal güzellikleri ile de ünlü olan Celalabad şehrinde birbirinden farklı birçok yeri keşfedebilir, yakın şehir olan Oş’u ziyaret edip, oradaki tarihe de tanıklık edebilirsiniz. Ünlü ceviz ağaçlarını görmek ve tatil yapabilmek için Arslanbab köyünü, tüm ülkenin elektriğinin sağlandığı Toktogul barajının bulunduğu Narın Nehrini, şehre ilk giriş kapısı olan Kurmanbek kapısını, hastalıklara şifa diye bilinen Eyüp Peygamber Çeşmesini, tam bir doğa harikası olan Sarı Çelek Gölünü ve hemen şehir bitiminde bulunan tarihi alan Uzkend’i ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca Celalabad şehrine çok yakın olan Oş kentini de ziyaret edebilir, ünlü Süleyman Dağı’nı, bir doğa harikası olan Abshir Ata Şelaleleri’ni ve binicilik eğitimi alabileceğiniz Alay Vadisi Tepeleri’ni gezebilirsiniz.
Listede adı geçen yerlerle ilgili bilgiler aşağıda mevcuttur.
Arslanbab
Arslanbab denizden 1600 m yükseklikte tarihi bir dağ köyü olarak bilinir. Bazarkorgon yakınlarında olan bu köy aynı zamanda dünyanın en eski ve en büyük ceviz ormanının ortasında yer almaktadır. Milli park statüsünde olan bu orman asırlık ağaçlar ve dünyanın en lezzetli cevizlerini barındırmakta. Hatta bir rivayete göre Büyük İskender’in tadına bakıp, tonlarca ceviz toplatıp ülkesine götürdüğü söylenmektedir. Küçük ve büyük olarak iki tane doğa harikası şelaleye sahip bu orman tam bir tatil köyünü andırmakta. Serinliği ve temiz havası ile çokça misafir ağırlayan bu tatil köyünde çok eski zamanlarda ipek böceği yetiştiriciliği de yapılırmış.
Narın Nehri
Celalabad şehrinde çok fazla sayıda maden ocağı ve hidroelektrik santrali bulunmakta. En ünlüsü olan Toktogul Barajı da Narın Nehri üzerine kurulmuş hem şehrin hem de ülkenin tüm elektrik ihtiyacını karşılayan bir barajdır. Sadece kendi ülkesine de değil, komşu ülkelere de elektrik sağlayan Toktogul Barajının çevresi aynı zamanda at biniciliği ve gezileri yapmak için en ideal alandır. Tepelerle çevrili bu nehrin muhteşem manzarası kesinlikle kaçırılmaması gereken en güzel doğa manzaralarından biridir. Bütün renklerin bir enerji halinde birbirine karıştığı bu nehrin çevresinde satılan bal, tereyağı, yerel içkileri olan kımız ve Narın Nehri’nin muhteşem alabalığı kesinlikle denenmesi gereken lezzetler arasındadır.
Kurmanbek Kapısı
Üç gözden ve renkli üç kubbeden oluşan bu devasa kapı şehrin ilk girişinde bulunuyor. Bu kapının adı ünlü Kırgız halk kahramanı Kurmanbek’den gelmektedir. Moğol istilası döneminde acımasız işkencelere ve baskılara direnerek halkını savunan bu Kurmanbek’in heykeli, kapının hemen yanında devasa bir büyüklükte yer almaktadır. Sağ elinde mızrak tutan atın üzerinde duran bu kahramanın heykeli, bir rivayete göre şehri korumaktadır. Heykelin yanında poz veren çiftlerin ise evlilikleri uzun ömürlü ve üçlü bir şekilde sürmektedir. Kentin ilk girişinde bulunan ve 2001 yılında yapılan bu heykel ve kapı şehrin tarihini de gözler önüne sermektedir.
Eyüp Peygamber Çeşmesi
Uzun yıllardır hikayesi her ülkeye anlatılan bu tarihi ve şifalı çeşmeden Hz. Eyüp Peygamberin de şifa aldığı söylenmektedir. Hz. Eyüp Peygamberin bu toprakların üzerinde gezindiği ve su içtiği yerde yapılan çeşmeden her su içen önce dua etmekte sonra peygamberi anmaktadır. Peygamberin şifasını taşıdığına inanılan bu çeşmeye her yıl binlerce ziyaretçi gelmekte. Celalabad kent merkezine sadece 5 km uzaklıkta bulunan bu çeşme Ayub Tağu Dağı’nda bulunmakta ve çevresinde kaplıcalar barındırmaktadır. Yakın çevresinde bir de sanatoryum tesisi barındıran Hz. Eyüp Peygamber Çeşmesinin mide ve deri hastalıklarının yanında birçok problemleri de iyi ettiği söylenmekte. Ayrıca bu dağa gelen ziyaretçiler şehrin muhteşem manzarasını da seyretme şansını yakalamakta.
Sarı Çelek Gölü
Yaklaşık 8 hektarlık bir alanı kaplayan bu büyük göl, deniz seviyesinden bin dokuz yüz kırk metre yükseklikte yer alır. Kışın sıfır derecenin altına düşmeyen bu gölün sıcaklığı yazın da yirmi derecenin üzerine çıkmamaktadır. Derinliği oldukça fazla olan ve dağ suları ile beslenen Sarı Çelek Gölü aynı zamanda içme suyu olarak da kullanılmaktadır. Orta Asya gölleri arasında en büyük üçüncü göl olarak bilinen bu göl çam ve köknar ormanları ile kaplı yapısıyla da her yıl binlerce ziyaretçisini ağırlamakta. İsmini etrafındaki ağaçların yapraklarından alan Sarı Çelek Gölü, sonbaharda çevresindeki ağaçların yapraklarının sarıya dönmesiyle kendi rengi de bal sarısına dönmektedir.
Uzkend
Tarihi minaresi, kültürel geçmişi ve medreseleri ile ünlü olan bu kent, Oş iline bağlı olmakla birlikte tarihi bir mirasa da ev sahipliği yapmakta. Büyük İpek Yolu da dahil, pek çok farklı ticaret yollarının kesiştiği bu kentin ismi bir rivayete göre Kaşgarlı Mahmut tarafından verildi. Orta Asya’nın en büyük ticaret ve sanat merkezi olan Uzkend, diğer adı ile Özgen, en güzel çağlarını Karahanlılar döneminde geçirdiği söylenilmekte. 12. Yüzyıldan kalma tarihi yapılar barındıran bu kentte günümüze kadar ulaşan yapıtlar bulmak mümkündür. Yaşanılan deprem nedeniyle pek çok bina hasar görmüş olsa da birçok medrese ve camilerin duvarları hala varlığını korumakta.
Süleyman Dağı
Kutsal Süleyman Dağı olarak da bilinen ve ülkedeki en önemli dini merkez olarak bilinen bu dağ, UNESCO Dünya MirasıListelerinde yer almaktadır. 336 peygamberin ziyaretini yaşadığı söylenen Kutsal Süleyman Dağı dini öneminin yanında muhteşem doğası ve etkileyici manzarası sayesinde de adını tüm dünyaya duyurmuş bir dağdır. Bu dağda kurban kesildiğinde ise edilen tüm duaların kabul olduğuna inanılır. Ayrıca, Babür Şah’ın evini de içerisinde barındırmakla birlikte 16. Yüzyıldan kalma camilere de ev sahipliği yapan Süleyman Dağı, gün içerisinde en az bin ziyaretçi kabul etmektedir. Bu tarihi caminin yanında bir de müze bulunduran Kutsal Süleyman Dağı, bu bölgede yapılan araştırmaların sonucunda ortaya çıkan arkeolojik buluntular ve tarihsel kalıntıları bu müzede sergilemektedir.
Abshir Ata Şelaleleri
Kırgızistan ülkesinde 30’dan fazla şelale olsa da en çarpıcı ve göz alıcı şelalelerden biri Oş ili yakınlarındaki Abshir Ata Şelaleleridir. Oş bölgesinin Abshir- Say kanyonunda bulunan bu şelale Oş şehir merkezinden 80 km uzaklıkta yer almaktadır. Yüksekliği yaklaşık on beş metreyi bulan ve suyunun son derece şifalı olduğuna inanılan Abshir Ata Şelalelerine şehrin yerli halkı ‘sütlü şelale’ ismini vermiştir. Ülkede oldukça bilinen ve tüm hastalıkları iyileştirdiği düşünülen bu şelaleye oldukça fazla ziyaret gerçekleşmekte. Hem suyunun şifalı olmasından hem de gerçek bir doğa harikası olan bu şelale aynı zamanda yabancı turist akımına da uğramaktadır.
Alay Vadisi Tepeleri
Kuru bir vadi olarak anılan Alay Vadisi Oş ilinin doğusundan batısına uzanan geniş bir vadidir. Doğudan batı kısma kadar yaklaşık 180 km’yi kuzeyden güneye de 3500m’yi kapsayan ve Alay dağlarıyla kaplı olan bu vadi, Tacikistan ve Çin’e kadar uzanan kapılarıyla meşhurdur. Tacikistan’a giden batı girişi yabancı giriş ve çıkışlara kapalı olsa da Çin’e giden doğu geçişi herkese açıktır. Alay Vadisinin nüfusu tamamen Kırgızlardan oluşsa da birkaç Tacik ile karşılaşmak da mümkündür. Yaklaşık nüfusu 17 bin olan bu vadide halk tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlamaktadır. Bunun yanından Kırgızistan’ın ünlü at binicilikleri de bu vadide yapılmaktadır.