Trakai’de Gezilecek Yerler

Trakai, tarihi kalesi ve Karay Türklerinin yaşadığı yer olmasıyla Baltık Turu yapanlar için oldukça keyifli bir keşif imkanı. Karay Türklerinin hikayesinde, ortak korunan yemekler, ve yahudi bir Türk topluluğu olmaları ilgi çekici.

Hazar İmparatorluğu bünyesinde farklı bir yahudilik mezhebi olarak gelişen Karaylar, yahudiliği benimseyen tek Türk kavmidir. Karayların Litvanya’ya yerleşmesi 14. yüzyılın sonlarına dayanıyor ve kalenin koruyucusu olarak önemli görevlere getirildikleri için bu bölgede varlıklarını koruyorlar. Litvanya da günümüzde bu kültürün korunması için önemli bir çaba harcıyor. Dünya’nın birçok farklı bölgesinde (Kırım, İstanbul, İsrail…) yaşamalarına rağmen Trakai’ye ilk geldikleri andan beri edindikleri statü sayesinde, bu yerleşim kültürlerinin merkezi haline gelmiş. Nüfusları çok az olmasına rağmen dillerini korumuşlar ve kültürlerini yaşatmayı başarmışlar. Kaybolma tehlikesi altında olan bu kültürü yerinde görmek ve bilmediğiniz tarihi okumak için onlara ait olan Trakai kalesini gezin.

Kalenin her odası farklı şekillerde değerlendirilmiş. Konferans salonu ve çeşitli sergi alanlarının bulunduğu kalenin bazı odaları ise müze olarak kullanılıyor. Odalarda 1900’lü yıllardan sonra yapılan kazı çalışmalarında çıkarılan eserler de yer alıyor.

Odalardan biri de Karay Türklerine ayrılmış. Türk kökenli Yahudi bir azınlık olan Karay Türkleri, Trakai bölgesinde yaklaşık 600 yıldır yaşıyor. Kestutis’in oğlu Grand Dük Vytaulas’ün Kırım’a yaptığı sefer sonrasında Trakai’ye getirilen Karay Türkleri, burada yaşamaya başlamışlar. Litvanya tarihini okumak ve Karay Türklerinin bu tarihteki yerini gözlemlemek için kesinlikle burayı görmeye değer. İçeride tabelaları takip ederseniz eksiksiz bir tur olur.

Trakai Kalesi‘nin de içinde bulunduğu nokta olan Trakai Milli Parkı turistik bir mekândır. Litvanya’nn 5 milli parkından biri olan Trakai Milli Parkı, doğasıyla gözünüzü ve gönlünüzü zenginleştirecek.

Trakai Kalesi bir ada kalesidir. Çevresinde harika bir manzara sunan Galve Gölü‘nün ortasında bulunan kale, Polonya’daki Malbork Kalesi‘ne benzetildiği için Küçük Malbork olarak da adlandırılır. Yapımına ilk olarak Trakai dükü Kestutis tarafından 14. yüzyılda başlanmış, ancak yapının büyük bir kısmı oğlu Vytautas tarafından tamamlanmıştır.

Stratejik olarak çok iyi bir konumda olan Trakai Kalesi, 1410 yılındaki Polonya ve Litvana krallıkları arasında gerçekleşen Grunwald Savaşı‘ndan sonraki dönemlerde stratejik önemini kaybetmiştir. Sonraki yıllarda yakılıp yıkılan kale 20. yüzyılın ortalarına doğru yeniden inşa edilmiş ve turizme açılmıştır.

Trakai’den kaleye giriş yapabilmek için Galve Gölü üzerine inşa edilen 100 metre uzunluğundaki ahşap köprüden geçmeniz gerekli. Kalenin her açısının şahane etkiler verdiği fotoğraflarınızda köprüyü kullanılarak da harika kareler yakalayabilirsiniz. Bu gölde yüzmek veya kıyısında piknik yapmak harika hissettirecek. Hazırlığınızı yaparak gidin ve mutlaka yanınızda mat bulundurun. Eğer piknikle uğraşamam diyorsanız milli park civarındaki restoranlarda Karay yemeği ‘kıbın’ın tadına bakın.

Trakai Ulusal Parkı’nın bir parçası olan Galve Gölü üzerinde 21 tane ada bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesinin üzerinde Trakai Kalesi bulunur. Diğer tüm adaları ve bu kaleyle beraber Trakai Ulusal Parkı’nı oluşturan gölün kıyısında bir de Trakai Yarımada Kalesi bulunmaktadır. Bu kale gölün güney ucundadır.

Gölün üzerindeki Bažnytėlė Adası’nda bir Ortodoks kilisesine ait harabeler vardır. Trakai şehri Litvanya Düklüğü’nün başkentini yapmıştır kısa bir süre. Yani 1321-1323 yılları arasında. Ardından düklük başkenti şu an halen başkent olan Vilnius’a taşımıştır. Vilnius şehri Trakai’ye bir hayli yakındır.

Göl ve kale, ayrıca kaleyi çevreleyen diğer pek çok göle dair sayısız mit bulunmaktadır ülke kültüründe. Bu mitlerden çoğu acıklı bir aşk hikayesidir. Yerel batıl bir inanca göre göl ve çevresi perilidir.