Lima’da Gezilecek Yerler

Lima’yı keşfetmeye başlarken ilk noktanız mutlaka Plaza Mayor olmalıdır. Şehrin kalbi olan Plaza Mayor bölgesi aynı zamanda Lima’da ilk yerleşimin görülmeye başlandığı noktadır. Lima denilince akla gelen ilk noktalardan olup şehri ziyaret eden gezginler tarafından her zaman ilk durak olarak seçilmektedir. Tarihi Lima diyebileceğimiz Lima’nın eski şehir yerleşkesinin olduğu bölümde yer alan Plaza Mayor bölgesi 16. yüzyılda İspanya Kralı I. Charles tarafından hazırlanan şehir planlamasına göre inşa edilmiştir. Plaza Mayor bölgesi şehrin ana meydanı sayılmakta olup etrafında şehrin diğer önemli binaları konumlanmıştır. Plaza Mayor Meydanı’nın etrafında Hükümet Sarayı, büyük Lima Katedrali, Başpsikopos Sarayı gibi diğer turistik noktalar bulunuyor. Şehir merkezinde bulunan Plaza Mayor’a toplu taşıma kullanarak kolayca ulaşabilir diğer turistik noktaları da yürüme mesafesinde oldukları için kolayca ziyaret edebilirsiniz.

Peru’nun en önemli yapılarından biri kabul edilen Hükümet Sarayı, başkent Lima’nın merkezi olan Plaza Mayor Meydanı’nın yakınında bulunmaktadır. Ülke genelinde Pizarro’nun Evi olarak anılan Hükümet Sarayı, başkent Lima’nın ülkeyi yönettiği evdir. Peru Hükümeti’nin resmi binası kabul edilen bina aynı zamanda Peru Başkanı’nın ve ailesinin de yaşadığı yerdir.

Hükümet Sarayı 1535 yılında inşa edilmiştir. Fransisco Pizarro zamanında inşa edildiği için Pizarro’nun evi diye anılan Hükümet Sarayı binası yıllar içinde çok sayıda değişiklik geçirmiştir. Neo-kolonial mimari tarzında inşa edilmiş olan sarayın girişinde hükümet görevlilerini korumak için özel güvenlik görevlileri yer almaktadır. Binanın giriş katı ve çeşitli bölümleri halkın ziyaretine açıktır. Hükümet Sarayı’nın içerisinde farklı konseptlerde döşenmiş olan odalar ziyaretçilerin beğenisini kazanmaktadır.

Sarayın kapısında bulunan güvenlik görevlilerin her gün saat tam 13.00’te nöbet değişimi yapmaktadır. Resmi bir törenle oldukça ciddi bir hava içerisinde gerçekleştirilen bu nöbet değişimi turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Lima Seyahatiniz sırasında Peru’nun yönetim merkezi olan ve göz kamaştırıcı bir binaya sahip olan Hükümet Sarayı’nı mutlaka gezmelisiniz.

Lima’da bulunan en ihtişamlı yapılardan biri olan Başpiskopos Sarayı, Lima seyahatiniz sırasında mutlaka görmeniz gereken yapılardandır. Roma Katolik Kilisesi’nin Lima’daki temsilcisi olan başpiskoposun yönetim merkezi ve evi olan saray şehrin simge yapıları arasında sayılmaktadır. Tarihi Lima’nın merkezi olan Plaza Mayor meydanında bulunan sarayın ilk bölümleri 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Başlangıçta küçük bir kilise olan yapı zaman içerisinde birtakım değişiklikler ve ilavelerle günümüzdeki büyük saray halini almıştır. Şu anda hizmet vermekte olan bina 8 Aralık 1924 yılında inşa edilmiştir. Binanın tasarımı ünlü mimar Ricardo de Jaxa Malachowki tarafından yapılmıştır. Barok mimari özelliklerini barındıran Başpiskopos Sarayı görenleri adeta büyülüyor. İhtişamlı mimarisi ve göz kamaştıran süslemeleriyle saray her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Günümüzde ibadete de açık olan Başpiskopos Sarayı’nı her gün ziyaret edebilirsiniz.

Lima’nın simgelerinden biri haline gelmiş ve şehrin siluetini oluşturan yapılardan bir tanesi St. John Katedrali ve Bazilikasıdır. 1535 yılında inşasına başlanılan katedral ilk tamamlandığında küçük bir kilise olarak ibadete açılmıştır. Günümüze gelene kadar çeşitli düzenleme ve yeni eklemelere maruz kalan katedral alanı şu an şehirdeki en büyük kiliselerden bir tanesi sayılabilir. Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı olan St. John Katedrali şehir merkezinde bulunuyor. Plaza Mayor meydanına yürüme mesafesinde bulunan katedral çok sayıda deprem atlatmıştır. Depremlerden geriye binaların bazı noktalarında çatlaklar kalmıştır. Katedral binası belli dönemlerde bakıma alınmakta ve gereken onarım işlemleri aslına sadık kalarak yapılmaktadır. İhtişamlı binası ile her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilen ve ibadet edilen katedral Aziz John ve havarilerine adanmıştır.

Lima sahip olduğu tarihî yapıları ve doğal güzellikleri ile olduğu kadar müzeleri ve sanat galeri ile de görülmeye değer bir şehirdir. Larco Müzesi, Lima’da bulunan en ilgi çekici müzelerin başında yer almaktadır. Tam adı Rafael Larca Herrera Müzesi olup şehri ziyarete gelen turistler kadar Lima halkı tarafından da sıklıkla ziyaret edilmektedir. Kolombiya öncesi döneme ait sanat eserleri müze koleksiyonunun ana parçalarını oluşturmaktadır. Müzenin sergisi yaklaşık 4000 yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Kronolojik olarak sıralanan eserler ziyaretçiler tarafından yoğun ilgiyle incelenmektedir. Peru’nun Kolombiya öncesi dönemine ait oldukça önemli sanat eserlerinin sergilendiği müze aynı zamanda erotik heykel galerisi olarak da bilinmektedir. Müzenin bel kemiğini oluşturan sanat eserlerinin yanı sıra yılın belli dönemlerinde geçici sergiler de yapılmaktadır. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan müze Lima’da görülmesi gereken noktalardandır.

Larco Müzesi’ni her gün 09.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Lima’da bulunan en ilginç müzelerden bir tanesi hiç şüphesiz Peru’nun Altınları ve Dünya Silahları Müzesi’dir. İsmi ile merak uyandıran müze sahip olduğu koleksiyon ile de ziyaretçilerini şaşırtmayı başarıyor. 1960’lı yıllarda Miguel Mujica Gallo ömrü boyunca topladığı ve özenle muhafaza ettiği nadide parçaları müzede sergilemeye karar vermiştir. Bu fikirle birlikte müzenin de temelleri atılmıştır. Müze iki ana binadan oluşmaktadır. Binaların bir tanesi Peru’nun altınları diğeri ise dünya silahları koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Peru’nun altınları başlıkları bölümünde 7.000’den fazla parça bulunuyor. Peru tarihine de ayna tutan bu koleksiyonda ülke tarihi boyunca basılmış paralar, kullanılmış altın eşyalar sergileniyor.

Dünyanın silahları bölümünde ise dünya tarihine yön vermiş kralların ve orduların kullandığı çeşitli silahlar ve savaş aletleri sergileniyor. Koleksiyonun en ilgi çeken parçaları arasında ise ünlü Rus İmparatoru I. Aleksandr’ın ve VII. Ferdinand’ın kılıçları bulunuyor. Müzede 20.000’e yakın silah ve savaş aleti sergileniyor.

Lima şehir merkezinde bulunan bu ilginç müzeyi her gün 10.30-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Lima seyahatiniz sırasında mutlaka uğramanız gereken ziyaret noktalarından bir tanesi Park Kennedy’dir. Şehrin ortasında nefes alınacak harika bir açık alan olan Park Kennedy yemyeşil doğası ve bünyesindeki çeşitli yapılarla sadece şehri ziyarete gelen turistlerin değil Lima halkının da her fırsatta ziyaret ettiği bir mekândır. Lima tarihî şehir merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta olan Park Kennedy’ye toplu taşıma kullanarak ulaşabilirsiniz. Lima’nın Miroflores Bölgesi’nde yer alan park kedileriyle meşhurdur. Adeta bir kedi diyarı olan Park Kennedy’nin her tarafında kediler görmeniz mümkün. Parkta bulunan kedilerin bakımları ve aşıları düzenli olarak yapılmaktadır. Parkın içinde çok sayıda kafe, restoran, bar, karaoke salonları mevcut. Ayrıca sokak sanatçılarının müziklerine kulak verebilir ve parkın çeşitli yerlerine yaptıkları resimlere de göz atabilirsiniz. Sadece eğlence ve dinlenme için değil alışveriş için de sıklıkla tercih edilen Park Kennedy’nin içerisinde iki adet büyük alışveriş noktası bulunuyor. Semt pazarı tadındaki bu yerlerden dilediğinizce alışveriş yapabilirsiniz. Park Kennedy 7/24 açıktır.

Lima’nın en uğrak mekanlarından bir tanesi Exposition Parkı’dır. Şehir merkezinin biraz aşağısında kalan parkın etrafı Lima’nın diğer ünlü yapıları ile çevrilidir. Jose Bala hükümeti sırasında inşa edilen parkın içerisinde Sanat Müzesi, Japon Parkı, Metropolitan Müzesi, amfi tiyatro gibi pek çok yapı bulunuyor. Parkın içerisinde bulunan amfi tiyatro Perulu yazar ve şair Nicomedes Santa Cruz adına yapılmıştır. 4.000 kişi kapasiteli bu amfi tiyatro uluslararası standartlara sahip sayılı tiyatro arasındadır. Bu amfi tiyatronun haricinde daha küçük bir tiyatro daha bulunuyor. La Cabana adı verilen bu tiyatroda ise çocuklar ve gençler için oyunculuk dersleri düzenleniyor. Parkın bulunduğu alan oldukça büyük bir arazi. Zaman zaman yıl dönümleri, kutlamalar hatta düğünler bile yapılabiliyor. Parkın içerisinde küçük de bir göl bulunuyor. Lima halkı tarafından çok sevilen parkın bünyesinde yürüyüş yolları, eğlence parkı, kukla salonları da mevcut.

7/24 açık olan Exposition Parkı’na girişler ise ücretsiz.

Lima’nın simgesi haline gelmiş yapılardan bir tanesi Rezerv Parkı’dır. Alışılmışın dışındaki mimarisi ve renkli görüntüsüyle Lima’nın en ilgi çekici ziyaret noktalarındandır. Lima’nın en önemli iki caddesi olan Paseo de la Republica ve Arequipa arasında konumlanmış olan yapı sihirli su binası olarak da bilinmektedir. Sekiz hektarlık bir alan üzerine neo-klasik tarzda inşa edilmiştir. Yapının tasarımı ise ünlü Fransız mimar Claude Sahut’a aittir. Uzun bir inşa sürecinden sonra 1929 yılında tamamlanmıştır. Parkın içerisinde çok sayıda çeşme ve fıskiye bulunuyor. Bu çeşme ve fıskiyeler renkli ışık şovları ile birleştiğinde ortaya eşsiz bir görsel şölen çıkıyor. Parkı dilerseniz kendiniz gezebilirsiniz. Dilerseniz de günün belli saatlerinde düzenlenen büyülü su turu kapsamında gezebilir ve gösteriye katılabilirsiniz. Parkın içerisindeki en büyük çeşme Büyülü Fıskiye olarak anılan çeşmedir. 80 metre yüksekliğe sahip olan bu fıskiye göz kamaştırıcı detaylara sahiptir.

Rezerv Parkı’nı pazartesi günleri hariç 15.00-22.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Lima’nın tarihî şehir merkezi yakınlarında bulunan San Francisco Manastırı şehrin en gözde yapılarından bir tanesidir. Manastırın bulunduğu alanın içerisinde bir de büyük kilise mevcuttur. Kilisenin ve manastırın inşasına 1673 yılında başlanmıştır. Oldukça uzun süren bir yapım sürecinin ardından 1774 yılında tamamlanmıştır. Henüz inşaat aşamasındayken iki büyük deprem atlatan manastır ve kilise binası 1970 yılında bir başka depreme maruz kalmıştır. Bu depremler sırasında çok fazla hasar almamayı başaran manastır İspanyol barok mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Manastır binası ve kilise sadece ibadet için kullanılan yapılar değildir. Manastır binası eşsiz bir kütüphaneye de ev sahipliği yapmaktadır. Kütüphanenin koleksiyonunda 25.000 civarında antik yazma bulunuyor. Ayrıca 1571-1572 yılında özel bir basımı yapılmış İncil ve İspanya Kraliyet Akademisi tarafından basılmış ilk İspanyolca sözlük de bu kütüphanenin koleksiyonları arasında yer alıyor. Manastırın iç süslemeleri de dış mimarisi kadar beğeni topluyor. Her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilen San Francisco Manastırı’nı her gün gezebilirsiniz.