2014 yılı Temmuz ayında tur firması ile Karadeniz turuna katıldık. Tur paketimiz Samsun'da başlıyor, Trabzon'da son buluyordu.
Çarşamba Havaalanı'ndan Karadeniz'e merhaba dedik. Bölge iklimini hiç bilmeyen bizler, pantolon, tişört, spor ayakkabı ve bir de yanımıza ceket alarak kalın giyindiğimizi uçaktan iner inmez anlamıştık. Meğer şort ve askılı bluz giyip gitmeliymişiz. Henüz daha öğle vakti olmamasına rağmen sıcak ve nemden boğuluyorduk. Mersin ve Antalya nasılsa Samsun da nem kokuyordu.Samsun’da kahvaltımızı yaptıktan sonra soluğu Bandırma Vapuru’nda aldık. Ülkemiz tarihi için çok önemli yere sahip olan Bandırma Vapuru bildiğiniz üzere Atatürk ve 18 silah arkadaşını 19 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Samsun’a getirmiştir. Geminin orijinali hurdaya çevrildiği için, vapur aslına uygun şekilde yeniden yapılmış, iyi ki de yapılmıştır. İçerde Atatürk'e ve silah arkadaşlarına ait eşya ve fotoğraflar yer alıyor.
Samsun’da bir de Rus pazarını gezdik ama bir daha gitsek uğrayacağımız bir yer değil. Bir zamanlar yabancılar pazarı olan ve Türkiye'ye Rusya’dan gelen farklı ürünler ile popülermiş. Şu an ise normal bir çarşıdan farkı yok fakat ufak tefek hediyelik eşya almak ya da gelmişken göreyim derseniz uğrayabilirsiniz.
Tabii ki Samsun'un simgesi Onur Anıtı önünde de fotoğraflar çektirdik.
Samsun’un simgesi Onur Anıtı
Araca atlayıp türkülere konu olan Fatsa üzerinden Perşembe sahillerini takip ederek yol almaya başladık. Henüz bu noktada, manzara hayranlık yaratacak derecede gelmedi bize, mavi ve yeşilin dansına alışık olduğumuz için belki de... Biz o yeşilin bin bir tonunu görmek istiyorduk. Yol genişletme çalışmaları ile birçok yeşil alan katledilmiş, doğal haline oldukça zarar verilmiş durumdaydı.
Yason Burnu’na geldiğimizde salaş bir balıkçıya öğle yemeği için uğradık, lezzeti, sahibi ve manzara şahaneydi. Yediğim en lezzetli balıklardan biriydi, ikram ettiği kendine özgü fındık tatlısı da süperdi, tadına da doyamamıştık. Yason Burnu’nda oturduğumuz balıkçının hemen karşısındaki Yason Kilise’sine gittik, yenileme çalışması başlamış olsa da çok fazla deforme olduğu belli oluyordu. Bir diğer ismi Aya Nikola olan Yason Kilisesi de ülkemizdeki birçok kilisede olduğu gibi yangına maruz kalmış ve oldukça zarar görmüş durumdaydı.
Rotamız bizi Ordu’ya ulaştırdı, teleferiğe binerek Boztepe’ye çıkıp şehre kuşbakışı göz atmak keyifliydi. Otelimiz Giresun’daydı ve yeniden yol almaya başladık. Yol üstünde Fiskobirlik’e fındık alışverişi için tabii ki uğradık. Daha önce hiç görmediğimiz minik fındıklardan almayı tercih ettik, internetten de sipariş verilebiliyormuş, o yüzden atıştırmalıklar haricinde başka bir şey alma gereği duymadık, açıkçası arabamızla gezmiyorsak hamallık yapmayı pek sevmiyoruz. Böylece ilk günümüz fındıklı çikotoplar eşliğinde sona erdi.