Koyun Nüfusunun İnsan Nüfusundan Fazla Olduğu Yer: Faroe Adaları

Bu kez biraz uzaklara, az nüfuslu, yeşili bol Faroe Adaları’na gidelim. 
Norveç Denizi ile Kuzey Atlas Okyanusu arasında yer alan ve toplam 18 adadan oluşan Faroe Adaları, Danimarka'ya bağlı özerk bir yönetim. 1948 senesinde kurulmuş olan Faroe’deki 18 adanın 17’sinde yerleşim var. Sadece "Lítla Dímum" denilen en küçük adada yerleşim yok. Adaların tamamı birbirine köprüler ve tünellerle bağlı olsa da aralarında çok düzenli feribot seferleri de mevcut. Araba sahipliğinin çok yüksek olduğu Faroe’de halkın yüzde 85’i karayoluyla seyahati tercih ediyor.
 
Anlamı "Koyun Adaları" olan Faroe’nin keçileri meşhur olduğu için ‘Keçi Adası’ olarak da biliniyor. 70 binin üzerinde koyunun bulunduğu yerleşimdeki insan sayısı ise sadece 49 bin.
 
Faroe Adaları’na gitmek için sadece Schengen vizesi yeterli değil çünkü her ne kadar Faroe Adaları Danimarka'nın bir parçası olsa da Avrupa Birliği'ne dahil sayılmıyor. Bu nedenle vize için Danimarka Konsolosluğu’na başvururken, ek olarak Faroe Adaları'na gideceğinizi belirterek bunun için özel izin almanız gerekiyor.

Ülke Danimarka’ya bağlı ama yine de kendi para birimini kullanıyor: Faroe Kronu. Kuru ise Danimarka Kronu ile birebir aynı ve Danimarka Kronu da her yerde geçiyor.
 
Adaya ulaşmanın en pratik yolu Danimarka’nın başkenti Kopenhag’dan 2 saat 20 dakika süren uçak yolculuğu. Havaalanına indiğinizde bir hayli şaşırabilirsiniz. Faroe Adaları’nın tek uluslararası havaalanı olan Vagar Havaalanı o kadar küçük ki, neredeyse hiç beklemiyorsunuz. İkinci Dünya savaşı sırasında ada İngilizler tarafından işgal edildiği için havaalanını da ilk olarak İngilizler inşa etmiş.

Havaalanının yer aldığı adadan başkent Tornhavn’ın bulunduğu Streymoy adasına gitmek için altı kilometre uzunluğunda bir tünelden geçmeniz gerekiyor.

İlk olarak Vikingler tarafından 10. yüzyılda kurulmuş olan Torshavn’da sadece 21 bin kişi yaşıyor. Kent o kadar küçük ki, bir tepeden baktığınızda neredeyse tüm kenti tek bir karede fotoğraflayabiliyorsunuz. Viking kökeninden gelen halkın büyük kısmı Evangelist Lutheran.
 
Faroe dili ve Danca’nın resmi dil olarak kabul edildiği ülkede İngilizce ve diğer Nordik dilleri de yaygın olarak konuşuluyor. Faroeliler kendilerini Danimarkalı olarak görmezler. Benzer bir dil konuşsalar da çoğu zaman birbirlerini anlayamazlar.
 
Kentin en turistik bölümü Tornshavn’ın ilk kurulduğu yer olan “Tinganes” adlı eski kent. Bu bölgede yer alan, çatıları çim kaplı evler bir ya da iki katlı. Eski kent bölgesindeki en yüksek yapı ise 1788 senesine tarihlenen kilise. 300-350 yaşındaki evlerin çatılarını çim kaplama geleneği ise evleri tamamen doğayla uyumlu hale getirmiş. Bu bölgede tek katlı bir ev almak isterseniz 250 bin - 300 bin Euro, kiralamak isterseniz aylık 1.000 ila 1250 Euro ödemeyi göze almalısınız. Oldukça pahalı olan bölgede ortalama bir magnet fiyatı yaklaşık 10 Euro.

Eski kent, iki liman arasında yer alıyor. Bir tarafında kentin en hareketli noktası olan balıkçı limanı var. Limana paralel uzanan binalar yılda 260 günün yağışlı olduğu puslu havaya meydan okurcasına rengarenk boyanmış. Bu binaların alt katları ise kafe ya da restoran olarak hizmet veriyor.

Limanın hemen girişinde yer alan heykelin enteresan bir hikâyesi var. Hikâyeye göre zamanında İrlandalı bir rahip ile St. Brendan isimli dini lider “Vaat Edilmiş Azizler Ülkesi”ni bulmak üzere sal ile denize açılır. Bu arayışları sırasında Faroe Adaları'nın önünden geçerken sadece iki adayı fark ederler. Bu adalara da Kuşlar Adası ve Koyunlar Adası adını verirler. Halk arasında, fark ettikleri iki adanın Streymoy (başkent Tornshavn bu adada) ve Suðuroy adaları olduğu inancı hakim.

Eski kentin diğer tarafında ise kargo gemileri ve cruise gemilerinin uğrak noktası olan büyük liman yer alıyor. Büyük limana hakim konumda yer alan 1600’lü yıllarda korsan saldırılarına karşı kenti korumak için inşa edilmiş olan kale ve burada yer alan deniz feneri dikkat çekici. “Havnar Skansi” adıyla bilinen bu bölgedeki kalenin tepesine çıkarsanız kentin manzarasına karşı oturmuş, kitap okuyan yerel halk ile karşılaşabilirsiniz.

 Faroe’de tek bir üniversite, tek bir stadyum ve üç tane hastane var. Kentte temel geçim kaynağı tüm ülke genelinde olduğugibi  balıkçılık. Hatta balıkçılık okumak isteyenler için aynı mühendislik gibi üniversitede ayrı bir fakülte var.
 
Faroe’de balıkçılık kadar balina avcılığı da yaygın. Yapılan balina avları nedeniyle dünyadan büyük tepki alan Faroe halkı bunun ticaretini yapmasa da bol miktarda balina eti tüketiyor.
 
Faroe Adaları'nda her sene geleneksel pilot balina avı gerçekleştiriliyor. 10. yüzyıldan bu yana devam eden geleneksel av, sabahın erken saatlerinde başlıyor ve gün boyu sürüyor. Avcılar, Faroe kıyılarında balinaları bıçaklıyorlar. Bu sırada kıyılara doğru kaçan balinaların etrafı ufak botlarla sarıyorlar. Halka içine alınmış balinaların kafalarının arka kısımlarını keserek bu canlıları öldürüyorlar. Ölen balinaların yüzgeçlerine halat bağlanıyor ve bu şekilde kıyıya çekiliyorlar. Daha sonra avlanan balinaların eti halk arasında eşit olarak paylaşılıyor. İsteyen kurutup saklıyor, isteyen hemen tüketmeye başlıyor.
 
Ancak son dönemde yapılan araştırmalar balina etinin fazla cıva içerdiği ve bu nedenle insan sağlığı için olumsuz olduğunu belirtiyorlar, özellikle de çocuklar için. Hatta adada 5 binden fazla kişinin (nüfusun onda biri) balina etindeki cıva nedeniyle hastalandığı söyleniyor.

 Tornshavn merkezinde konaklamak isterseniz aylar önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Konaklama alternatifleri çok limitli olduğu için son dakika kapıdan fiyat sorarsanız bütçe hesabınız şaşabilir.

Adadan alınacak en güzel hediyelik yünden yapılmış tekstil ürünleri. Ancak vergi yüzde 25 olduğu için Tax Free almanızı öneririm. Ancak çıkışta bu tutarın sadece yüzde 15’ini geri alabiliyorsunuz.