​Nashville - Country Müziğinin Kalbi

Tennessee eyaletinin bu güzel ve tarihi şehri, 1779'da kurulduktan sonra hızla büyüyerek Memphis'ten sonra eyaletin hem refahı en yüksek hem de en büyük şehri olmuş. ABD'nin kanlı iç çekişmesinin, kuzey-güney savaşının en yoğun yaşandığı bölgelerden biri. Tarımsal alanları, pamuk tarlaları bol olan güneyliler bu tarlalarda çalışacak kölelere ihtiyaçlarından ötürü köleliğin kaldırılmasına karşı çıkarken; sanayileşen kuzey, köle değil işçi ister ve köleliğin kaldırılması için bu savaşı başlatan taraf olur. Ilinois eyaletinde avukatlık yaparken köleliğin kaldırılması için çok uğraş veren, kuzey-güney savaşımı başlaması için öncülük yapan Abraham Lincoln ABD'de hâlâ çok sevilen ve saygı duyulan bir başkan. 

Ülkenin en uzun nehirlerinden biri olan Cumberland Nehri kenarında kurulmuş olan güzel kent, tüm ülkede ve hatta dünyada "country müziğinin kalbinin attığı şehir" olarak biliniyor. "Country müziğin başkenti" de denilen şehir, sayısız müzik sanatçısı yetiştirmiş; özellikle de Johnny Cash ve şarkıları şehirde bir efsane. 

Nehre paralel giden caddeyi dik kesen Broadway Caddesi ise Country müzik yapan canlı müzik barları ile şehrin kalbi. Nehir tarafından geliyorsanız bu caddeyi kaçırmanız mümkün değil, hemen girişteki ışıklı devasa gitar hemen dikkatinizi çekecek, Nashville Hard Rock Cafe'nin reklam panosu. Özellikle gece gidilen cadde, New York Times Square'i aratmayan, ışıklı tabela ve panolarla ışıl ışıl, rengârenk. Cadde ve caddeye açılan sokaklarda sayısız barların hemen hepsinde canlı orkestra ya da sadece bir gitar eşliğinde her zevke uygun Country müzik ziyafeti bulmak mümkün; tıpkı eski New Orleans gibi bir barda karşınıza her an ünlü bir Country müziğin ünlü bir sanatçısı çıkabilir. Bazı barların kapısında kuyruk görebilirsiniz ya da orada çalabilmek için sabırla bekleyen amatör sanatçılar. Burada çok yapılan bir espri de bazı gençlerin ünlü olabilmek uğruna, bu barlarda çalıp para kazanmak bir yana neredeyse üstüne para bile verebileceklerini söylüyor. Hangi bara gidelim diye sorarsanız, bence bar kapılarının önünden geçerken içeride çalan müziği dinleyerek tarzınıza uygun müziği olan bara karar verin derim. 

Şehirdeki Country müzik yapan barların içinde bir tanesi var ki bir hafta önceden rezervasyon yapmadan içeri girmeniz çok zor, geçerken uğrayıp ille de girmek isterseniz kapısındaki uzadıkça uzuyan kuyruğa girip sabırla bekleyebilirsiniz; şansınız varsa girebilirsiniz. Burası "Bluebird - Mavikuş Bar".

Bu bar Broadway Caddesi'ne biraz uzak bir mahallede, sağında solunda berber, fırın, butik gibi birçok dükkanın arasında sıradan bir bar gibi görünse de içi çok özel ve güzel. Neden bu kadar popüler diye merak eder hikâyesini dinlemek isterseniz şöyle: "Amy Kurland 1972 yılında açtığı restoranda yemek esnasında güzel ve canlı müzik dinlenmeye başlayınca mekâna bir sahne yaptırır ve bu küçük sahne dünyaca ünlü isimleri ve bestecileri ağırlamaya başlar. Amatör olanlardan birçoğu da burada ünlenir. Zaman içinde oldukça popüler olmaya başlayan bar, daha fazla ünlü ve daha çok müdavim derken 'Mavikuş' Hollywood'a uçar. 1992 yılında, Nashville'de Bluebird Bar'da çalan müzisyenleri konu alan bir film çekilir. Bazı radyo ve TV programları bardan canlı yayına başlar. 2002 yılında ise Senenin Gece Klübü olarak 'Country müzik Akademisi ödülü' alır. "

Gerçekten çok kaliteli müzik yapan bar, artık ABC televizyonunda çok ilgi gören bir televizyon dizisine hem ismini vermiş hem de dizinin büyük kısmı bu barda çekilince ünü katlanarak artmış. Nashville'e yolunuz düşer de uğramak isterseniz adresi: 4104 Hillsboro Pike, Nashville.

Şehirdeki bir başka gelenek ise hem dükkan çalışanlarının, hem de turistlerin, ziyaretçilerin, genç-yaşlı herkesin kovboy çizmesi ve kovboy şapkası giymesi. Bu çizmeler bildiğiniz çizmelerden değil; görmeniz gerek... Renklisi, desenlisi, işlisi, taşlısı, ne model isterseniz Broadway Caddesi'ndeki sayısız kovboy dükkanlarının vitrinlerini süslüyor. Fiyatlarını sorarsanız; ciddi paralar dönüyor.  Tabi bu dükkanların arasında birçok da restoran bulacaksınız. Ünlü güney yemekleri tam da kovboylara yaraşır yiyecekler. Kocaman porsiyon ızgara ve barbekü etler süper; hatta (ben çiğ tercih ederim ama) ananas ızgara bile yapıyorlar. Porsiyonlar elbette bizim ölçülerimize göre dev boyutta...

Tatlı isterseniz ünlü caddenin tam ortasında kurabiye yapan 'Candy Kitchen'ın önünden geçerken eminim kokulara dayanamayıp içeri gireceksiniz. Aman dikkat; oldukça tehlikeli! Sıcak sıcak mermere dökülerek soğumaya bırakılan sıcacık kurabiyeleri beklerken zaman geçmiyor; ya da kocaman külahlarda çeşit çeşit dondurmalar, dayanılmaz... Bu arada söylemedi demeyin, yolda yürürken bir anda Elvis Presley karşınıza çıkıp size çiçek verebilir, sakın şaşırmayın.

Geniş caddeler, çok güzel evlerin olduğu mahalleler, şehir merkezinde çok katlı gökdelenler, nehir kıyısında güzel manzaralar ve köprüleri ile güzel bir şehir Nashville. Hemen her şehirde olduğu gibi burada da oldukça büyük ve yemyeşil bir park var: Centennial Park. Bu parkın içinde ise Yunanistan'ın antik tapınağının bire bir ölçüde bir benzeri turist çekiyor. Oldukça yeşil şehrin daha birçok gezilecek yeri var elbette; ancak biz burada sadece bir gece kalacağımız için şehirde hızlıca bir tur atıyor, gece yaşantısına karışıp Country müzik dinliyor ve Nashville'de güzel bir gün ve gece geçirdikten sonra eve doğru yola çıkıyoruz.

Yolumuzun üzerinde ilginç bir yere daha uğrayacağız; ama bu çok ilginç parktan bahsetmeden yol üzerinde beni bekleyen bir sürprizi, bir kasabayı anlatacağım sizlere.

Kahve molasında buluşmak üzere, sevgiyle...