Afrika’nın derinlikleri… Altın sarısı kumlarıyla uçsuz bucaksız çöller, yemyeşil vahalar, palmiyeler, nefes kesen bir doğa, vahşi çöllerde deve sırtında çıkılan safariler, ilginç kabileler ve değişik kültürleriyle Moritanya’nın büyüsüne bir kez kapıldınız mı bir tutku haline gelmesi kaçınılmaz.
Dünyanın her köşesini, tüm ülkeleri görmek ve yüzlerce anı ile dönmek benim en büyük tutkum. Bu kez kendine has kültürü ile Sahara çölünün büyüsünü yaşamaya, belki de ülkemizden gelen ilk ya da sayılı gezginler olarak heyecanlı ama zorluklarının farkında yola çıkıyoruz. Afrika’nın en fakir ve alt yapısı gelişmemiş bir ülkeye gittiğimizi, 1-2 gece hariç çöllerde ışık olmayacağını, çadırlarda konaklayacağımızı, portatif tuvalet ve duş kullanacağımızı bilerek, yanımıza baş lambası, fener, uyku tulumu, çöle uygun kıyafet ve araç-gereçle, hiçbir lüks beklemeden ülkenin bilinmeyenlerini keşfetmeye giden 6 gezginiz. Moritanya, benim Afrika’daki 11. ülkem.
Adı Berberi krallığı Morolar'dan gelen ülkeye yolculuğumuz başkent ve en büyük kenti Nuakşot’a uçarak başlıyor. Basit ama bölge şartlarında en iyi otellerden birinde kalıyoruz. 8 gün sürecek olan gezimizde iki gece daha otelde, diğer geceler ise geleneksel kamp çadırlarında konaklayacağız. Ülkenin geniş bölümü Büyük Sahra’da ve çöl, yarı-çöl olduğundan, çöllerde çadırlarda kalacağız. İlginç ve değişik bu gezide 2 UNESCO Dünya Mirası da göreceğiz. *Antik Ksarlar -Ouadane, Chinguetti, Tichitt ve Oualata antik ksour'lar *Ouadane ve Chinguetti Adrar Bölgesi- Sahrayı geçen Trans-Sahra ticaret kervan mola yeri.
Sabah gezi boyu bizle olacak 4 x 4’lerle Azwega Vahası El Aouja vahasına doğru yola çıkıyoruz. 1932'de Fransız kolonisine karşı tarihi bir savaşın gerçekleştiği Oumoutounsi, bakır madenciliği rezervleriyle tanınan küçük Akjoujt kasabası, Amatlich kum tepeleri, Adrar dağları kordonu ve Legrara'dan sonra, bir serap gibi görünen karakteristik taş kulübeleriyle El Aouja, Azweiga vahasına varıyoruz. Personel önceden gelip dağın eteklerinde çadırlarımızı, wc ve duş çadırlarını kurmuş bile. Günün yorgunluğuna aldırmadan akşam yemeği hazır olana kadar, kolay olmasa da kum tepeye tırmanıyor gün batımını izliyoruz. Çölde şaşırtacak bir sunum ve lezzetli yemekler ve biraz sohbet sonrası, çöl yolculuğu yorgunluğu ile çadırlarımıza gidiyoruz.
Sabah Eirech Vadisi'ne kısa bir yürüyüş sonrası Legleitat vahasına hareket ediyoruz. Beyaz Vadi’nin panoramik manzarasına ile Tivoujar Geçidi, Toungad vahası sonrası İşi Vadisi'ne varıyoruz, çadırlarımız yine hazır, akşam yemeği hazırlanıyor. Sohbet keyifli ama sabah yine erkenden kalkacağız. Yemek ve kahvaltıların zenginliği ve şık sunumları yine müthiş. Sabah deve yolculuğumuz var. Adar yaylasının cenneti Terci ılık su kaynaklarına gidiyoruz. Deve sürücüleri ile tanışıyor, yardımları ile devemize biniyoruz, pek kolay değil ama değişik bir deneyim. Adar yaylasının cenneti Terci'in değişik kaya oluşumları arasında ılık su kaynakları var. Biraz ileride Palmiye ağaçlarının dibinde karşımıza yemyeşil bir vaha ve göl çıkıyor. İsteyen yüzüyor, güneşleniyor. Taze hurma tatma ve yemek sonrası Tezen Vadisi'nin kum tepeleri manzarası ile kamp alanımıza dönüyor, akşam yemeği ziyafeti sonrası yorgun uykuya dalıyoruz.
Tanouchert vahasında "Çölün Sorbonne'u" da denilen UNESCO Dünya Mirası Chinguetti’deyiz. 13-14.yy. da Sahra-ötesi tuz ticaretinin bir kavşağı ve kervanların dinlenme durağı iken sonradan terk edilmiş. Taş duvarlı kare formundaki minaresiyle Cuma Camii ile bir Berberi ortaçağ Antik ticaret kenti. İlginç tarihi yapılar ve harap haldeki evleriyle artık turistik bir alan. Burada yerleşmiş bir Alman bayanın otelinde bu gece sıcak suyu olan duşa kavuştuk, akşam da keyifli bir yemek yedik.
Sabah Quadane yakınlarında yine ilginç bir yere gidiyoruz, Sahra Çölü'nde oluşmuş 100 milyon yıllık, civarında, çapı 50 km. dev bir volkanik oluşum “Richat Yapısı”. Mavi rengi ve bir göze benzemesiyle Afrika’nın Mavi Gözü” denen dünyanın en ilginç, gizemli ve jeolojik mucizelerinden biri. Uzaydan da görüldüğü için NASA’ya göre ‘astronot feneri’. Sahradan oldukça uzak bir bölgede olduğu için, 1965 yılında ‘Gemini IV uzay aracı’ astronotları tarafından keşfedilene dek binlerce yıl saklı kalmış. Esrarı halen çözülememiş.. bir göktaşı çarpması sonucu mu yoksa erozyon sonucu mu oluştuğu ise halen tartışılıyor.
Bu sabah, Fort Sagane filmi için inşa edilen kalenin bulunduğu Amogjar geçidine gidiyor ve Saane Kalesinin bulunduğu Legryra’da kayaların üzerine çizilmiş çok ilginç “kaya resimleri”ni görüyoruz.
Ülkenin doğusunda önemli bir kavşak noktası Atar kentine, ardından Murabıtların antik kenti Azougui'ye gidiyoruz. Dünyanın en uzun treni (2,5 km) ünlü Iron Ore-Demir Cevher Treni ve durduğu ünlü Çoum istasyonunda fotoğraf molası veriyoruz.
Afrika kıtasının en yüksek (600 m) granit monoliti “Ben Amera” Monolitin eteğinde kurulmuş kampımızdayız. Müthiş manzaralar sunan kum tepecikleri oluşumları üzerinde ayak izlerimizi bırakarak yürümek çok keyifli... Konaklayacağımız geleneksel çadırlarımız önünde yemeğimizi yedikten sonra personelin yaktığı ateş etrafında bize yöresel çalgılar eşliğinde şarkılar söylerken biz de kum üzerinde dans ediyor, veda akşamı yaşıyoruz. Sabah, 1999 da ünlü sanatçıların, milenyum anısına Ben Amara “Aisha” nın eteğindeki kayalara yaptıkları harika oyma resimleri fotoğraflıyoruz.
Artık dönüşe geçtik, başkente doğru yola çıkıyoruz. Ve son molamız “çöllerin okyanusa kavuştuğu” bir koyda gece dalga sesleri ile uyuyacağız. Moritanya kıyılarının 1/3 ünü kaplayan, iki milyondan fazla göçmen kuşun durakladığı UDM “Ban Dargan Ulusal Parkı”. Kimimiz kendini okyanusun sularına bırakırken ben sahil boyu, kuşları ve deniz hayvanlarını izleyerek kıyıya vuran dalgaların köpükleri arasında yürüyorum. Müthiş bir gün batımı sonrası ülkedeki son akşam yemeği ve geleneksel çadırlarda dalga sesleriyle uyuyoruz.
Sabah müthiş gün doğumu ile uyanıyor ve son günümüzde başkente doğru yola çıkıyoruz. Başkent Nuakşot yakınındaki “Imraguen balıkçı köyünde” mola veriyoruz. Sahildeki renk renk boyanmış geleneksel balıkçı teknelerini fotoğraflıyor, kumların arasındaki deniz kabukları arasında yürürken, bu ilginç ülkeye geldiğim ve çok değişik ve ilginç bir deneyim yaşadığım için çok mutluyum.