Zengin Ve Minik Bir Ülke: Monaco

Dünyanın en küçük prensliklerinden olan Monaco aynı zamanda en zengin minik ülkelerden biri olsa da daha önce birkaç gittiğim bu şehir bana çok fazla bir şey ifade etmiyor doğrusu. Ama Monaco denince benim aklıma ilk gelen isim Grace Kelly olur hep. Aktris idi ama zarifliği ve güzelliği ile bence prenseslik ona çok yakışmıştı, çok genç yaştaki kaybı ile sevenlerini yasa boğdu.

 
Yolunuz düşer de giderseniz bu kente sarayını gezebilir, kompleks içindeki Monaco prensi ve prensesi Grace Kelly’nin evlendikleri büyük kilisedeki mezarını ziyaret edebilirsiniz, eşi ile yan yana uyumaktalar.

 
Bu kompleks şehrin hemen merkezinde, altında otopark da mevcut, rahatlıkla park edebilirsiniz. Bir kalenin de bulunduğu, daracık sokakları, kafeler, hediyelik dükkânları ve müthiş manzarası ile şirin bir bölge.

 
Herkes bilir, Monte Carlo kumarhaneleri ile ünlü, bu kez sadece önünden geçerek daha önce gitmemiş olan arkadaşlarda önündeki meydanda bir kahve molası vererek binanın güzelliğini fotoğraflıyoruz. Ben daha önceki gidişlerimde meraktan gidip görmüştüm, içi de dış cephesi kadar ihtişamlı, gece gelen ünlüler, gayet şık ve zarif hanımlar, janti beyler, kumar düşkünü zenginleri izlemek de ilginçti.

 
Şehir aynı zamanda Formula yarışları ile ünlü, Monaco Grand Prix’si, bu dönemde buradaki otel fiyatları tavan yapıyor ama buna rağmen yer bulmak zor zira bir sene önceden rezervasyon alıyorlar.

 
Limandaki tekneler ise görülmeye değer, sanırım hepsi milyarlık tekneler ki bütün Fransız Rivierası’ndaki ortak özellik bu ultra lüks tekneler ya da gemicikler.

 
İşte tüm Monaco ve Monte Carlo bu kadar, burada bir tekneniz ve kumar merakınız yoksa burada fazla vakit geçirmenize de gerek yok, bana göre elbette. Ama gidip görmek de bir ayrıcalık.
 Fransız Rivierası gezimiz burada bitiyor. Biraz kuzeybatıya geçmeye ve biraz şarap tatmaya ne dersiniz? O Halde Bordeaux’ya gidiyoruz, şarap bağlarını gezemeye… Yarın görüşmek üzere…