Angola’nın Kısa Tarihi

1920-1960 yılları arasında Portekiz’in sömürgesi olmuştur. Bu dönemde koloni sahibi Portekiz 1926’dan Karanfil Devrimi'nin yaşandığı 1974’e kadar askeri cunta tarafından idare edilmiştir. Bu süreçte Angola’nın ekonomisini tarım ve hayvancılık oluşturuyordu. Ayrıca koloni ülkesi için çıkartılan elmasın ihracatı da önemli bir kaynaktı.

1950'lerde milliyetçilerin hareketlenmesiyle başlayan ve 1961’de silahlı mücadeleye dönüşen özgürlük sürecini, AfrikaYılı olarak adlandırılan 1960 yılında 18 Afrika ülkesinin sömürge sahibi ülkelerden bağımsızlığını ilan etmesi, hızlandırmıştır. Ve bağımsızlık mücadelesi dolaylı olarak, Portekiz'de 25 Nisan 1974’te meydana gelen KadifeDevrimi ile başarıya ulaşmıştır.

Ancak bu durum, Angola Ulusal Kurtuluş Cephesi (FNLA), Angola'nın Bağımsızlığı İçin Halk Hareketi (MPLA) ve União Nacional para a Independência Total de Angola (UNITA) özgürlük hareketleri arasında iktidarı ele geçirme adına silahlı çatışmanın yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Sonucunda MPLA mücadeleyi kazanarak 1975’te Luanda'da bağımsızlığı ilan etmiştir. FNLA ve UNITA da Huambo'da bağımsızlık açıklamasında bulunmuştur.

Huembo'da FNLA ve UNITA tarafından oluşturulan 'karşıhükümet' her ne kadar kısa süre içerisinde dağılmış olsa da, bağımsızlık ilanından kısa bir süre sonra bu üç taraf arasında Angola'yı iç savaşa sürükleyen çatışmalar şiddetlenmiştir. FNLA bu mücadeleden kısa süre içerisinde elense de, UNITA liderleri JonasSavimbi'nin 2002'deki ölümüne kadar mücadelesini sürdürmüştür. Bu dönemde iktidardaki MPLA ise sosyalist ülkeleri rol model alarak siyasi-ekonomik bir rejim oluşturmuştur.

2002’de UNITA lideri Jonas Savimbi'nin ülkenin doğusunda ordu tarafından yakalanıp vurulmasından sonra UNITA silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklamıştır. Bu olay neticesinde silahlı kanadını lav edilen UNITA'da buradaki güçlerin bir bölümünü Angola ordusu bünyesine alınmıştır. Yeni genel başkanları IsaiasSamakuva önderliğinde normal bir muhalefet partisi görüntüsüne bürünen UNITA, 2008 yılında gerçekleştirilen ve MPLA'nın oyların yüzde 80'ini elde ettiği seçimlerde bir varlık gösterememiştir.

Son yıllarda özellikle ülkedeki petrol rezervlerinden elde edilen gelirlerle tüm ülkede yeniden yapılanma gerçekleştirilmektedir. Angola'da 2010 yılında kabul edilen yeni anayasa, iktidardaki MPLA'yı güçlendirmekte ve devlet başkanına otoriter bir yönetim imkânı sağlamaktadır.