Antalya ve çevresi deniz tatili ile tanınsa da sayısız antik kentleri, kültürel ve doğal güzellikleri ile ünlü bir kentimiz. Bir tarih cenneti Türkiye’miz “Unesco Dünya Mirası” Aday Listede 78 aday yeri ile 1.sırada, Antalya ise 8 adayı ile ülkemizde ilk sırada.
Antalya’nın Muratpaşa Belediyesi’nin “Antalya’nın kalbi Kaleiçi’nin hikayesini dünyayla buluşturmak” amacıyla başlattığı “Old Town Festivali”nin dördüncüsü 10 - 13 Eylül tarihleri arasında, 3 kıtadan Kaleiçi gibi yaşayan antik kentlere sahip 24 ülke ve 48 şehrin katılımı ile coşku içinde çeşitli etkinlikler yapılarak tamamlandı.
Festival, MÖ 4’üncü yüzyıldan bugüne farklı kültürlerin yaşadığı kültürel dokusunu ve özelliğini kaybetmeyen, Antalya’nın kalbi Kaleiçi’nde, kentin geleneksel yapısını ve tarihi evlerini koruyan sokaklarının her köşesinde ziyaretçilerine doyumsuz hazlar yaşattı. Müzik, dans ve çeşitli gösteri ve konserlerin yanı sıra sanatsal ve kültürel etkinlikler de festivalde bolca yer aldı. Festival sonunda “Kaleiçi gibi gündelik yaşamın devam ettiği, yaşayan antik kentlere sahip şehirler arasında bir birliğe dönüşme” potansiyeli taşıyan bir bildirge de yayınlandı.
Bu yılki festivale “Dünya Mirası Gezginleri Derneği” olarak biz de Muratpaşa Belediyesi'nin davetlisi olarak katıldık.
Açılış akşamı, Belediye Başkanı Sayın Ümit Uysal, davetli ülke başkanları, misafirleri ve halkın katılımı ile gerçekleşen Hadrian Kapısı’ndaki törenin ardından Kale Kapısı’ndan Kaleiçi sokaklarında devam eden kortej yürüyüşü Kaleiçi Hıdırlık Kulesi karşısındaki gösteri alanında son bulacaktı.Bu esnada bizim de alana toplanan yüzlerce çocuğumuza UNESCO Dünya Miras Alanları hakkındaki barkovizyonlu eğitim programımız devam ediyordu. Kortej alana ulaştığında, eğitimimizi tamamlamış, çocuklarımızı sahneye almıştık. Başkan Uysal'ın sahnede çocukların arasına katılımı sonrası hep birlikte, törenle Genç Dünya Mirası Koruyucusu “Patrimonito” Yemini okundu. Yemin sonrası çocuklarımız birer sertifika aldılar.
Yemin ederek her biri artık 'Patrimonito' olan çocuklarımızı kutlayan başkanın isteği üzerine bu yemini bir kez de yabancı konuklara İngilizce olarak tekrarlattık. Dernek olarak bir ilke imza attığımız bu etkinlik kentte büyük yankı uyandırdı.
Sonraki iki gün ise AKMED “Koç Üniversitesi Suna & İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Merkezi”nin konferans salonunda, sabah ve öğleden sonraları ilkokul, orta ve lise sınıfı çocuklarımıza ve gençlerimize 'Genç Dünya Mirası Koruyucusu' eğitimi verdik.
Dünya miraslarımızı tanımalarına yönelik bu farkındalık eğitimleri derneğimizin eğitim komitesinden Hikmet Yıldız, Sevim Atabek, Özen Memişve benim tarafından gerçekleştirildi. Çocuklarımız hem eğlendi hem bilgilendi, hem Patrimonito sertifikası alarak “genç koruyucu” oldular. Bizler de güzel bir görevi daha mutlu tamamlamanın keyfini çıkardık.
Elbette boş kalan zamanlarımızda da tarihi Kaleiçi’ni ve Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi farklı kültürlerin izlerini de taşıyan sokaklarını gezdik. Akdeniz’in mavi sularının kıyısına kurulmuş renkli mi renkli mahalleleri ile şehrin tam olarak göbeğinde konumlanmış Tarihi Kaleiçi, daracık sokaklarında sağlı sollu yer alan ve büyük çoğunluğu restore edilmiş eski ve tarihi yapılar, butik oteller, şık restoran ve barlar, müzeler, hediyelik eşya satan dükkanlar ile cıvıl cıvıl.
Kentin tam merkezindeki Kale’ye birkaç noktadan girebilirsiniz. Bu noktalar; ana giriş kapısı, Roma İmparatoru Hadrianus’un MS 130 yılında kente ziyarete gelişi nedeniyle yapılan Hadrian Kapısı (Hadrianus ya da halk arasında Üç Kapılar).
Daha sonra denize doğru inan yolda keyifle yürüyün, yan yollara sapın, her köşede karşınıza çıkacak tarihi detayları ve çok sayıda tarihi camileri görün.
Yolun sonunda denize ulaştığınızda Roma Dönemi’nden günümüzde bozulmadan kalabilen birkaç eserden Hıdırlık Kulesi'ni göreceksiniz.
Kalenin bir ucunda yer alan 1901 de II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı anısına Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırılan 14 metre uzunluğundaki Saat Kulesi'ni görmelisiniz.
Ayrıca Antalya’nın Unesco Dünya Mirası Aday Listesi'ndeki Yivli Minare Camii de kesinlikle görülmeli.
Tüm eserleri bir de gece aydınlatılmış haliyle gezmenizi de öneririm.
Kaleiçi deyince, Suna – İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’nden bahsetmeden, gitmeden olmaz. 1996 da tarihi eser niteliğindeki eski binalar ve bir kilise Kıraç ailesi tarafından satın alınarak restore edilmiş, 1999 da yolun karşısında eski eser niteliğinde bir diğer ev de onarılmış, 2014 yılında da bitişikteki bir başka evin onarımının ardından bir kompleks olarak hizmete açılmış. Bizlerin de çocuklarımıza eğitim verdiğimiz konferans salonu, müzesi ve bahçesi ile gerçekten çok hoş ve değerli bir mekân.
Güzel, eğlenceli ve en önemlisi çok verimli geçen festival sonrası da, Dünya Mirasları ile ilgili çalışmalarımızın devam edeceği konusunda umutla ayrılırken Muratpaşa Belediyesi’ni bu güzel etkinlikten dolayı kutluyorum ve bu güzel, verimli etkinliğin devam etmesini diliyorum..