Salzburg Hakkında Bilinmesi Gerekenler

                        


Salzburg, Avusturya’nın kuzey batısındaki sınır kentidir. Ülkenin dördüncü en kalabalık şehridir ve Salzburg Eyaleti’nin başkentidir. Salzburg’un tarihi kenti barok mimari yapısını büyük ölçüde korumuştur bu yüzden 1997 itibariyle UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır. Salzburg’un en önemli özelliği dünyanın en önemli müzik adamlarından Wolfgang Amadeus Mozart’ın 18. yüzyılda doğduğu şehir olmasıdır.

Salzburg’a ilk insan yerleşimlerinin Neolitik Çağ’da başladığı bilinmektedir. MÖ 5. yüzyılda şehir Keltler’in ana yurduna katılmıştır. Salzburg, MÖ 15 yılında Roma İmparatorluğu’nun yönetimi altına girer.

Şehrin isim babası ise Roma Katolik Kilisesi tarafından Salzburg Kilisesi’nin başına atanan Aziz Rupert’dır. MS 8. yüzyılda kendisinin şehre “tuzlu kale” anlamına gelen Salzburg adını verdiği bilinir. Nitekim Salzburg tuz zengini bir kenttir. Bu yüzden her 24 Eylül’de Salzburg’da Aziz Rupert Günü kutlanır. Salzburg tarihindeki belki de ilk önemli kırılma anı 1166 yılında Salzburg Başpiskoposu ile Kutsal Roma Cermen İmparatoru I. Frederik Barbarossa arasındaki kutuplaşmadır. Bu kutuplaşmayı şehrin yerle bir olacağı bir savaş izler. 14. yüzyıla gelindiğinde Salzburg nüfusunun üçte biri vebadan ölür. Aynı dönemde şehir Bavyera’dan bağımsızlığını kazanır.

1492 yılında İspanyollar meşhur “Reconquista” hareketi ile ana vatanlarından Endülüs Müslümanlarını ve Musevileri sürerken Museviler aynı yıl Salzburg’dan da gönderilirler. 17. ve 18. yüzyılda şehir tuz ticaretiyle refaha kavuşmuştur. Şehir yönetimi artan geliriyle geniş bahçeler, barok tarzda kiliseler ve ihtişamlı saraylar inşa eder. 1756 yılına gelindiğinde adını geleceğe kazıyacak olan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük müzik dehalarından biri sayılan Amadeus Mozart Salzburg’da dünyaya gelir.

1772-1803 yılları arasında Başpiskopos Hieronymus Graf von Colloredo’nun sayesinde Salzburg Aydınlanma Çağı’nı yaşamıştır. Bu dönemde şehir gücünün zirvesindedir. Fransa’da imparatorluğunu ilan eden Napoleon 1803 yılında birçok Avrupa şehrini işgal ettiği gibi Salzburg’u da işgal eder. 1816 yılında Avusturya yönetimi altına giren Salzburg’un son 10 yılda yaşanan savaşın ekonomi ve kültür üzerindeki etkilerini telafi etmesi bir yüzyıl sürecektir.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tipik neo-klasik mimari tarzıyla şehir 1866 yılında yeniden inşa edilir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1918’de dağılır. 1919 yılında kurulan ancak istikrarlı bir yönetim kadrosuna sahip olamayan ve ekonomik kriz yaşayan Avusturya Cumhuriyeti 1938 yılında Nazi Almanyası’nın bir parçası olur. Şehrin ana meydanı Residentzplatz’da muhalif kitapların yakıldığı, Musevilerin idam edildiği görülür. Şehrin sinagogları yakılır. Salzburg’da birçok konsantrasyon kampı kurulur. 6 yıl süren 2. Dünya Savaşı’nda Salzburg’un %46’sı yıkılmıştır. Savaş sonunda ABD askerleri Salzburg’a girer ve ABD’nin Avrupa ülkelerine verdiği Marshall ekonomik yardımıyla şehir yeniden inşa edilir.

1965 yılında çekilen Hollywood prodüksiyonu The Sound of Music filminin hikâyesi Salzburg’da geçer. Film dünya çapında ün kazanır ve çok sevilir. Ancak bugün bile hala çok az Avusturyalı bu filmden haberdardır. 1960’lı yıllarda şehir için diğer önemli gelişme Salzburg Üniversitesi’nin yeniden açılmış olmasıdır. Avusturya 1995 yılında Avrupa Birliği’ne üye olur.

Salzburg, 20. yüzyılın sonlarına doğru ve 21. yüzyılda Avusturya’nın incisi haline gelmiştir. Bugün nüfus dini çeşitlilik, refah, huzur ve barış içinde yaşar. 2004 yılında Avusturya’nın ilk kadın eyalet başkanı Salzburg eyaletine seçilen Gabi Burgstaller’dir. Günümüzde, Salzburg Anayasası Avusturya’daki en modern anayasa sayılır. Barok, romanesk, gotik,Rönesans ve neo-klasik tarzda mimariyle inşa edilen yapılara ev sahipliği yapan Salzburg bugün Avrupa’nın en önemli turistik şehirlerinden biridir. Şehirde birçok festival gerçekleştirilir. Bunlardan en önemlisi 1920 yılından beri organize edilen Salzburg Festivali’dir. Şehirde en popüler olan spor dalları futbol ve buz hokeyidir. Salzburg, Alpler’in doğal güzelliğinin ihtişamı altında, zengin mutfağı, tarihi, göz alıcı yapıları, geniş bahçeleri, opera, bale ve konser salonlarıyla dünyanın her yerinden turistleri ağırlar.

Salzburg’a ister yazın ister kışın gidin asla pişman olmayacak aksine şehrin güzelliğine, insanlarının eğitim ve kültür seviyesine hayran kalacaksınız. Sanatın hayatla nasıl iç içe geçebildiğini görecek, sanatsız bir hayatın Salzburg’da mümkün olamayacağını fark edeceksiniz. Birbirinden ihtişamlı yapı ve sarayları, müzeleri, her akşam etkinliklerin olduğu opera ve bale salonları, birbirinden lezzetli yemekleri şık restoranları, sabahlara kadar eğlenebileceğiniz gece kulüpleri, alışveriş merkezleri ve şehrin ardında yükselen büyüleyici Avusturya Alpleri ile Salzburg başınızı döndürecek.
 

Tanıtım Videosu: