Kruger National Park

Kruger National Park, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yer alan bir ulusal parktır. Dünyaca üne sahip olan Kruger National Park, yaşam çeşitliliği, tarihi ve arkeolojik varlıkları ile bünyesinde birçok değeri toplamıştır. Park, Afrika kıtasındaki vahşi hayvanların en geniş yaşam alanlarından biridir. Dokuz ana kapıya sahip olan ulusal park, doğal yaşam ve kültürel açısından taşıdığı önemden dolayı UNESCO tarafından, Uluslararası İnsan ve Biyosfer Rezervi statüsüne layık görülmüştür.

Parkın, 1892 yılında, Transvaal Cumhuriyeti başkanı Paul Kruger tarafından, The Sabie Vahşi Yaşam Alanı adı ile sınırları belirlenmiştir. Sabie ve Timsah nehirleri arasında bulunan park, yasak avlanmaya karşı 1902 yılında James Stevenson-Hamilton’ın bekçi olarak atanmasıyla koruma altına alınmıştır. 1926 yılının mayıs ayına gelindiğinde ise Sabie ve Shingwedzi vahşi yaşam alanları, Kruger National Park adı altında birleştirilmişlerdir. Homo erectus’un (erken insanlık) 500 bin ile 100 bin yıl öncesinde bu topraklarda dolaştığı ve buraya, 100 bin ile 30 bin yıl öncesine tarihlenen kültürel eserler bıraktığı bilinmektedir. Parkta, duvar resimlerinin de dâhil olduğu yaklaşık 254 adet kültürel miras yer almaktadır. Avrupalı kâşiflerin de izlerinin bulunduğu Kruger National Park’ta San ve Demir Çağı’ndan 1.500 yıl önceye dayanan birçok kalıntı ortaya çıkarılmıştır. Park, çok sayıda hikâyeye sahne olmuştur.

Kruger National Park, konaklama imkânları ile uygun şartlara sahiptir. Bunun yanı sıra park, dünya üzerindeki vahşi yaşamın nabzını tutmak ve tarihin izini sürmek için ziyaret edilebilecek oldukça ilgi çekici bir bölgedir. 

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en büyük vahşi yaşam alanlarından biri olan Kruger National Park, UNESCO tarafından Uluslararası İnsan ve Biyosfer Rezervi olarak etiketlenmiş parklar arasında bulunuyor. Sabie ve Shingwedzi vahşi ve doğal yaşam alanlarının 1926 senesinde birleştirilerek sınırları genişletilmiş ve bugün artık bölge Kruger National Park olarak adlandırılıyor. Duvar resimleriyle birlikte 250’nin üzerinde kalıntı ile tarihî bir mirası da barındıran park alanı 20 bin kilometrekarelik büyük bir araziyi kapsıyor.

Park içinde çeşitli tesisler ve kamp alanlarında konaklamak da mümkün. Bu geniş arazi içerisinde hareket halinde olmak daha çok alanı ve popülasyonu izleme imkânı veriyor. Ancak küçük bir araziden bahsetmediğimizin tekrar altını çizelim. Kuzey-Güney hattında park içinden geçiş yapmak yaklaşık 10 saat kadar sürüyor. Kamp alanları arasında da en az birkaç saatlik mesafe bulunuyor. Kampın kapalı olduğu saatlerde dışarıya çıkmış veya kamp noktasına dönmüş olmayan araçlar, can güvenliği olmadığı gibi bir de yüksek miktarda cezaya maruz kalıyorlar. Bu nedenle uyarı ve saat uygulamalarına özellikle dikkat etmenizi öneriyoruz. Ayrıca kamp alanları ve etkinlikler dışında araçtan inmenin yasak olduğunu düşünerek yola tedarikli çıkmak gerekiyor.

İpucu: Otellerde seyahatinizden iki veya üç ay öncesinde rezervasyon yaparsanız çok daha uygun fiyatlara yer bulabilirsiniz. Ayrıca Kruger National Park otel fırsatlarını buradan görebilirsiniz.