Çizmenin Parmak Ucunda: Taormina (Bölüm 5)

Sadece Sicilya'nın, İtalya'nın değil, Avrupa'nın "jet set" kenti. Sicilya Adası’nın Monte Carlo’su da denilen güzel şehir, sadece Goethe değil birçok sanatçıya, moda tasarımcılarına ilham vermiş. “İtalya’nın anahtarı” diye adlandırmış Goethe, Sicilya’nın sıra dışı güzellikteki Taormina kasabasını.

Adanın doğu sahilindeki kentin görüntümüze giren ve kartpostalları anımsatan manzarası, bir peyzaj tablosu gibi, uzaktan bile büyülüyor insanı. Sokaklarında dolaşmaya başladığınızda ise tarih ve doğanın efsanevi atmosferine tanıklık edeceksiniz.

Akdeniz’in masmavi sularına hâkim bir tepedeki kayalıkların üzerinde konumlanmış tarihî kent, denize doğru inen dağ yamacına serpilmiş lüks evler, villalar, otel ve restoranlar, kafelerden sonra teleferikle inebileceğiniz, ünlü plajlarıyla denizle buluşmuş ve tıpkı kartpostallardaki gibi bir manzara oluşturmakta.

Yaz aylarında çok turist çektiği için kalabalık olsa da her sokağında, meydanlarında kendinizi tarihin, güzelliklerin, manzaranın içinde bulacağınız, her köşesi ayrı güzel büyülü bir kasaba.

Bir tepe üzerine kurulan kasabaya biraz virajlı ancak müthiş manzaralı yollardan ulaştıktan sonra aracımızı şehrin aşağısında bir  otoparka bırakıp asansörle çıktık şehir merkezine. Burada yürüyüş yolu da var, bana Monako'yu andırdı biraz. Daha sonra tarihî bir kapıdan şehre girdiğinizde, Sicilya’nın en renkli ve tarihî kentinin dar sokaklarında ve bu sokakları dolduran turistlerin, hoş dükkânların, butiklerin ve ünlü kafelerin içinde buluyorsunuz kendinizi.

Sizi hemen sarıp sarmalayan kent sokaklarda keyifle yürürken ilginç butiklere girip çıkın, kendine has tasarım butiklerde çok şık eşyalar bulacak, tarih kokulu binaları fotoğraflayacaksınız.

Sokakların deniz tarafındaki restoran ve kafelerinde yemek yerken ya da bir kokteyl yudumlarken Akdeniz'in mavi sularını ayaklarımızın altında izlemek, meydanlardaki kafelerde kahve içmek büyük keyif. San Guiseppe Meydanı’nda bir yanımızda Akdeniz’in mavi sularının ayaklarımızın altındaki manzarası, diğer yanda tarihî binalar ve San Guiseppe Kilisesi ile kokteyllerimizi yudumlarken gelen sokak çalgıcıları ve onlara dans ederek eşlik eden turistlerle daha da keyiflendik. (Cafe Wunderbar)

Şimdi sokaklar arasında yürüyerek tarihî eserleri gezelim. 1400’lü yıllardan kalma, Taormina’nın en büyük kilisesi Duomo di Taormina'ya gittiğimizde tesadüfen bir nikaha tanıklık ettik, kapıdaki gelin arabası da görmeye değerdi).

Naxosluların MÖ. 3. yy’da inşa ettiği, Yunan tanrılarının taşlar üzerinde yürüdüğünü hissedeceğiniz Antik Çağ’dan kalma, Teatro Greco - Antik Yunan Tiyatrosu, İyon Denizi’nin ve büyülü Etna Dağı’nın olağanüstü manzaralarına hâkim, oldukça güzel korunmuş bir eser…

14. yüzyıl eseri Palazzo CorvajaSarayı şimdilerde bir müze, 15. yüzyıl eseri ise bahçesiyle ünlü Palazzo Vecchio ise ünlü bir lüks otel. Şehrin en tepe noktasında Orta Çağ Kalesi ve Madonna della Rocca da görmeye değer güzellikler.

Orta Çağ’dan, Roma döneminden kalma tarihî yapılar, katedral ve sarayların yanı sıra deniz keyfi, şık mekânları ile şirin kentte birkaç gün daha geçirebilirdim… Ama görecek çok yerimiz var. Biz ada içindeki yolculuğumuza devam ediyoruz, gece konaklamak isterseniz çok sayıda lüks ve butik oteller olduğu gibi uygun fiyatlı, şirin pansiyon ve oteller de bulabilirsiniz. Yemek derseniz, her köşede ister lüks ister sevimli küçük sayısız restoranlardan herhangi birine rahatlıkla girebilirsiniz, ünlü İtalyan dondurmacılarını burada da her köşede göreceksiniz. Gündüz sıcak saatlerde deniz keyfi için, şehirden teleferikle sahildeki plajlara ulaşabilir ya da tekne kiralayarak güzel koylarda deniz keyfi yapabilir, şehri bu kez de denizden seyrederek keyif yapabilirsiniz.

Taormina'da Palermo’ya doğru, çok keyifli sahil yolunu takip ederek ilerliyoruz, rotamız üzerinde Messina Boğazı kıyısındaki tarihî Messina şehri ve şipşirin bir balıkçı kasabası Cefalu var.

Çizmenin Parmak Ucunda yazı dizisinin diğer bölümleri için tıklayınız:

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.