Cefalu’ya yaklaştıkça uzaktan görüntümüze giren masmavi Akdeniz'in kıyısındaki eski evlerin görüntüsü bize çok güzel bir kasabaya geldiğimizi müjdeler gibi. Yan yana dizilmiş istiridye kabuklarını andıran görüntüsüyle Tiran Denizi kıyısındaki küçük koylara kurulmuş balıkçı kasabası Cefalu, Sicilya’nın en önemli turistik yerlerinden.
Bu küçük ve şirin mi şirin, tarihî ve tipik Orta Çağ kasabasına uğramadan geçmeyin, kalmasanız da bir mola mutlaka vermelisiniz. Bir gün içinde kasabanın daracık sokaklarında hızlıca bir tur yaparak şehir meydanındaki Norman Kilisesi'ni ve diğer tarihî binalarını gördükten sonra sahilde bir balıkçıda balıklarınız pişerken siz hemen önünden denize girebilirsiniz.
O halde hemen başlayalım mı gezmeye… Muhteşem barok yapılar, hediyelik eşyalar satan dükkânlar, butikler, dondurmacılar arasından yürümeye başlıyoruz.
Anayollara açılan taş döşeli sokakların bazıları o kadar dar ki iki kişi yan yana yürüyemezsiniz.
İlk hedefimiz hemen her İtalyan kasabasında olduğu gibi Duomo Meydanı ve 12-13. yy. yapımı, 2 kuleli Arap Norman stilindeki Duomo Kilisesi. İçine girmek isterseniz epey merdiven çıkmanız gerekli ancak yan sokağa giderseniz hafif rampa çıkıp merdivensiz girişi kullanın.
Güzel kilisenin kuleleri, çanları, kapısı sanki bir şatoyu andırıyor. Ahşap tavandaki 18. yy şamdanlar ünlü sanatçılar tarafından yapılmış. İçi ve dışı farklı bir kilise, dışındaki ihtişam içe yansımamış olsa da çok güzel mozaikler var.
Katedralin çok özel camları 42 adet ve yaradılışı ifade ederken, mavi renk denizi, siyah kaosu, yeşil doğayı, kapının üzerindeki renkli cam ise mahşeri simgeliyor.
Müze merakınız varsa, Mandralisca Kontu’nun barok tipi evinde bilinmeyen adam portresi, heykeller, seramiklerden oluşan, küçük ama güzel bir müze. Bu müzeye giriş 7 euro.
Duomo Kilisesi’ne arkanızı vererek meydanın tam karşısındaki sokaktan dümdüz keyifli kısa bir yürüyüşten sonra denize paralel uzanan sokağa geldiğinizde sola dönün ve eski tarihî evler arasından keyifle yürüyün. Bu arada sağ taraftaki "The Lavatoio" eski usul çamaşırhaneyi kaçırmayın, dağlardan gelen tatlı serin sular, daha sonra denize karışıyor, birkaç fotoğraf çekip yürümeye devam ediyoruz.
"Geçse de yolumuz bozkırlardan, denizlere çıkar sokaklar" demiş ya Murathan Mungan, Cefalu'da da her sokağın ucunda illaki denizi bulacaksınız. Bu sevimli balıkçı kasabasında sahil boyu salaş balıkçı restoranlar göreceksiniz, birine girin düşünmeden, lezzetler müthiş. Güneşte altın gibi parlayan ince kumlu plajlar ücretsiz, üstelik hava çok sıcak haliyle kalabalık ve cıvıl cıvıl… Haydi Tiren Denizi’nin mavi sularına bırakın kendinizi. Biz de öyle yapıyoruz, sonra plajın hemen üstünde, tüm koya hâkim bir restoran seçip güzel bir deniz mahsulleri tabağı ve yerel bira ısmarlıyoruz. Fiyatlar derseniz oldukça uygun, yemeği çeşit çeşit, renk renk nefis dondurmalarıyla taçlandırarak çok keyif aldığım bu günün tadını çıkarıyoruz.
Sicilya'da denizi, güneşi, neşeli insanları, dar sokakları, tarihi ile belki de en sevdiğim kasaba oluveriyor Cefalu, küçük salaş balıkçı kasabaları benim her zaman favorimdir. Kalmak isterseniz şirin küçük pansiyonlar bulabilirsiniz, muhteşem gün batımını kaçırmayın derim. Deniz mahsulleri ve dondurma yiyin, inci mercan kolye almayı da unutmayın. Sicilya'ya tekrar gelirsem çok sevdiğim tarih ve güzellikler dolu Akdeniz kasabası Cefalu'da bir iki gün geçirmek isterim. Sonraki durağımız güzel kent Palermo ise bir saat mesafemizde.
*Sicilya Akdeniz'in tam ortasında olsa da İtalyanlar etraflarındaki denizlere farklı isimler vermişler, adanın doğusu ve çizmenin tabanı İon Denizi, adanın kuzeyi ve İtalya'nın batısı ise Tiren Denizi adını almış.
Çizmenin Parmak Ucunda yazı dizisinin diğer bölümleri için tıklayınız: