Yeni Bir Yıla Girerken...

Her kış ilkbaharı, sonra heyecanla yazı bekleriz. Beklediğimiz güneş, deniz, kum keyfi ile kocaman bir yazı, sonra doğanın renkleri sarı, turuncu ve kahverengi gibi müthiş renklere bırakmasını bekleriz. Artık güneşin son sıcaklığını sunduğu sonbahar günlerini geride bıraktık. Şimdi kimimiz Noel’i kimimiz yılbaşını, ama hepimiz mutluluk, sevinç ve üzüntüleri geride bırakacağımız yeni bir yılı bekliyoruz. 

Bu yıl yaşadığımız kötü günleri, sıkıntıları geride bırakalım ve yeni yıla sadece güzel anılarımızla girelim. Bir yaş daha aldığımızı da göz ardı ederek içimizde taze umutlar yeşerterek yeni bir yılın getireceklerine kucak açalım. 

Dünyanın her yerinde sanırım herkes için senenin en renkli, en güzel zamanı, yaklaşan yeni yıl ve bazı ülkeler için de Noel. Ülkemizde de yeni yıl için sokaklar, alışveriş merkezleri günler öncesi süslenmeye başlıyor. Işıklar içinde, renkli, süslü vitrinleri ile mağazalar müşterilerini beklerken Noel’i kutlayan ülkelerde bambaşka bir heyecan yaşanıyor.

Gerek yurt dışında gerek ülkemde ışıl ışıl parlayan süsleriyle cıvıl cıvıl sokaklarda gezinmeyi çok severim. Bu coşkulu, keyifli günleri birkaç sene yaşadığım Londra’da, sonrasında Paris, Brugge, Roma, Tallin gibi Avrupa kentlerinde, bir yıl da Houston’da yaşadım. Kent meydanlarında kurulan Noel pazarlarının coşkusu, çocuklar için kurulan atlıkarıncalar ve ışıl ışıl süslenmiş evler, vitrinler çok coşkulu keyifli zamanlardı.

Noel’in ışıltılı günlerinde nerede olmak istersiniz deseler… Bir Noel zamanı gittiğim Finlandiya gezimde, karlar altındaki Lapland bölgesinde, kartpostallardan fırlamış masalsı, inanılmaz büyülü atmosferi, Noel babanın bir evi, sevdiklerime kar manzaralı kartpostallar gönderdiğim postanesi ile “Santa Claus” köyü derdim.

Merak etmediğim, gitmeyi istemediğim ülke yok gibi. Yine bir Noel ve yeni yılı içine alan “Baltık” gezi anım. Görmeyi çok istediğim üç ülkeyi gezmek ve yeni yılı karlı bir kentte karşılamak umuduyla yola koyuluyoruz. Rotamızda Baltık ülkeleri var. Kuzey Avrupa’nın peri masallarındaki şatolarını andıran ve gerçek olduğuna inanmakta zorlanacak kadar olağanüstü cepheli, adeta birer kremalı pasta tadındaki muhteşem binaları ile üç masal ülkenin, Litvanya, Letonya ve Estonya‘nın, başkentlerine doğru yola çıkıyoruz. Estonya’nın bir ortaçağ kenti ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan tarihi Tallinn kentindeyiz. Ciddi bir soğuk havada geziyoruz, ancak Noel ve yılbaşına bence hiç de yakışmayan J bir hava var. Evet soğuk ama kışın olmazsa olmazı kardan eser yok, oysa çocukluğumdan beri, belki de herkes için, yılbaşı kar demekti.   

Bu nedenle biraz hayal kırıklığı yaşarken bir yandan da Tallin kentinin kalbi, Raekoja meydanında, müthiş güzellikteki tarihi yapıların arasına kurulmuş Noel Pazarı. Bir renk cümbüşü,, elişi örtüler, kıyafetler, özellikle de keçeden yapılmış ürünler, ünlü ketenlerinden dikilmiş masa örtüleri, el oyması ahşap ürünler, takılar, şipşirin hediyelikler, süslü kurabiye ve çikolata gibi çokça seçenekleri ile renkli masalsı bir görüntü sergileyen tezgahlarla canlı, kalabalık, keyifli ve masalsı. Ve birden gökyüzünden düşmeye başlayan kar tanecikleri ardından da lapa lapa yağmaya başlayan kar altında sevinç çığlıklar atarak dans etmeye başlamış ve o sene her dileğimin kabul olacağına inanmıştım :)) 

Ülkemizde de son yıllarda yeni yıl için sokaklar, alışveriş merkezleri ışıklar içinde, mağazalar renkli süsleri ile müşterilerini beklerken ben de bu renkli, cıvıl cıvıl sokaklarda gezinmeyi, sevdiklerime hediyeler almayı çok severim.

Haydi, gelin güzel anılarımızı yanımıza alıp, bir yaş daha alacağımızı bile göz ardı ederek içimizde taze umutlar yeşerterek, yeni yıldan dileklerimizi ağacımıza asalım ve güzel, keyifli, barış dolu yepyeni bir yıla girelim. Önce sağlık, ailem, tüm sevdiklerim ve herkes ve ülkem için güzel, huzurlu günler diliyorum. Bir de kimselere söylemeyin ama 91 ülke ve sayısını bilmediğim kent ve UDM’larını görsem de tüm dünyayı gezmek görmek istiyorum…

SAĞLIKLI, MUTLU YILLAR HERKESE.

TÜM DİLEKLERİNİZ GERÇEK OLSUN. :)