Akdeniz'in En Büyük Adası Sicilya

Akdeniz’deki en büyük ada olan Sicilya, Avrupa tarihinin sunulduğu bir açık büfe. Stratejik konumundan ötürü Yunanlar ve Romalılar tarafından sömürgeleştirildi. Bizanslılar, Araplar, Normanlar ve son olarak İspanyollar tarafından yönetildikten sonra 1860’ta İtalya’nın bir parçası oldu. Böylece soylar birbirine karıştı, bu da adaya özgü bir kültürün doğmasına yol açtı. Yerel halk kendini önce Sicilyalı, sonra İtalyan olarak görüyor.

Fotoğraf | Cefalù’daki liman, Palermo

Sicilya’nın sunacaklarının tadını çıkarmanın en iyi yollarından biri, araba kiralayıp adanın yüzlerce yıllık tarihinde dolaşmak. Başkent Palermo yakınlarındaki Monreale, tablo gibi Conca d’Oro Vadisi’nin ucunda bir tepe kasabası. Aşağıdaki Palermo ve ötesindeki deniz buradan muhteşem görünüyor. 12. yüzyıldan kalma Norman katedralinin içi mozaiklerle kaplı, uzaktan baktığınızda minik, renkli karelerden yapılmış olduklarına inanmak nerdeyse imkânsız. Karmaşıklıkları ve incelikleri nefes kesici, Yeni ve Eski Ahit’teki başlıca her olay adeta insanın aklını başından alan ayrıntılarla resmedilmiş. Bitişikteki Benedikten manastırının revaklı yollarında Bizans ve Norman stilleriyle karışık bir Arap havası var; adanın üzerindeki değişik etkileri gösteriyor.


Fotoğraf | Castiglione di Sicilia tepe kasabası, Catania

Adanın güneydoğu köşesindeki Siracusa’nın 2500 yılı aşkın bir tarihi var. Şehir MÖ 734’te Korintliler tarafından kuruldu ve daha sonra döneminin en önemli kültürel merkezlerinden biri haline geldi. Yunan dünyasındakiAtina’yla rekabet ediyordu. Ortaçağda şehrin kalbi kıyının biraz açığındaki küçücük Ortygia Adası'nda atıyordu.


Fotoğraf | Segesta Tapınağı

Siracusa’nın güneybatısındaki bir sürü tepe kasabası 1693’te, Barok döneminin altın çağında yaşanan depremde yerle bir olduktan sonra yeniden inşa edildi. Noto’nun mimarisi adadaki en zarif örneklerden biri. Heybetli Poto Reale takından geçerken ve Corso Vittorio Emanuele boyunca yürürken, süslü detaylarıyla binaların azameti karşısında insanın kendini küçük hissetmemesi mümkün değil. İnce ince işlenmiş kuleler ve balkonlar oluk ağızları, melekler ve aslanlarla dekore edilmiş cepheleri güzelleştiriyor.


Fotoğraf | Katedralin merkezi apsisindeki altın yaldızlı zemin üzerindeki İsa, Meryem, Vaftizci Yahya, Melekler ve diğer azizlere ait figürler, Monreale, Palermo

Noto’nun batısında, Agrigento’daki Tapınaklar Vadisi’nde, Yunanistan toprakları dışındaki en büyük ve en iyi korunmuş antik Yunan sitesinin harabeleri bulunuyor. En çarpıcı yapı Concord Tapınağı. Duvarları büyük ölçüde sağlam, orijinal binanın boyutları ve karmaşıklığı hakkında iyi bir fikir veriyor. Sarı taşlar günün başında ve sonunda altın rengi parlıyor.

Daha batıda Yunan şehri Selinus’un harabeleri var. MÖ 7. yüzyıldan kalma harabeler Tapınaklar Vadisi’nden çok daha geniş bir alana yayılıyor ve antik kentin büyüklüğünü göz önüne getirmek mümkün. Harabeler sahilde ve Dor düzeninde sütunların ortasından yürürken muhteşem deniz manzaraları görülüyor. 35 km kadar ileride, yemyeşil tepelerin arasında çevreden soyutlanmış halde, Yunan kasabası Segesta’nın sitesi var. Ondan geriye kalanlar, yüksek bir kaya çıkıntısına tünemiş bir amfiteatr ve yapımına MÖ 5. yüzyılda başlanmış ama tamamlanmamış bir tapınak. Selinus ile Segesta tarihte zaman zaman birbiriyle sınır savaşları yapmış.


Fotoğraf | Ragusa Şehri

Sicilya, 3323 metreyle Avrupa’daki en yüksek aktif yanardağ olan Etna’yla ünlü. Ona yaklaşmanın en iyi yolu dağlık iç kesimlerden geçmek; yol boyunca göreceğiniz bir dizi tepe kasabası bu adada olmasını bekleyeceğiniz her şeye sahip. Karmakarışık duran otantik evler, tepelerinde kiliseler ve çok eski zamanlardan kalma şatolar. Zeytin ağacı koruları kurak vadiler boyunca uzanıyor. Yol sert dönmeler yapıyor, viyadükler ve köprülerden geçiyor.


Fotoğraf | Bahçe ve dörtgen revaklı yol, Benedikten Manastırı, Monreale, Palermo

Etna’nın ilk görüntüleri nefes kesici. Yamaçlardaki kasabalardan aşağı baktığınızda, geniş vadiler yanardağın alçak bayırlarındaki ormanlara ve yüksek bayırlarındaki lav akıntılarına uzanıyor, zirve karla kaplı. Çevreye en hâkim noktalardan bazıları, Etna’nın güneybatısındaki Centuripe kasabasında.

Etna’nın yüksek bayırlarına araba ile teleferikle, hatta doğu sahilindeki Catania’dan başlayan Circumetnea Demiryolu’yla ulaşmak mümkün ama en çarpıcı manzaralar uzaktan görülüyor.

Fotoğraf | Günbatımında Segesta Amfiteatr

Palermo’ya çok sayıda uluslararası uçak seferi var. Turistlerin yoğun olarak geldiği yaz aylarında kalacak yer bulmak zor olabilir ama bu aylardan uzak durursanız önceden yer ayırtmanıza gerek kalmaz. Hava genelde yılın büyük bölümünde sıcak. Araç kiralamak adayı keşfetmenin en iyi yolu.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı