Monako gerçekten muhteşem bir şehir. Her yer tertemiz, düzenli ve lüks. İnsan gerçekten de Jet-Set denen dünya sosyetesinin buradan neden çıkmadığını anlayabiliyor. Şehirde her keseye uygun kafe ve restoranlar bulabilmek mümkün, sakın aklınızda “herşey çok pahalıdır” kanısı olmasın.
Bildiğiniz gibi uzun yıllardır F1 yarışlarının en gözde pisti de bu ülkede. Ülke diyorum çünkü Monako bir krallık. Nüfusu 35.000 ve yüz ölçümü 18 kilometrekare. Dünyanın en küçük ikinci ülkesi.
İtalya sınırına çok yakın olan kent sanki bir maket şehir. İlginizi ilk çekecek şey otoparklar, yürüyen merdivenler ve asansörler olacaktır. İnsan kendini sanki bir açık hava alışveriş merkezinde zannediyor. Şehir oldukça düzenli planlanmış. Yer olmaması yani yüzölçümü küçük olduğu için kayalar traşlanarak kent genişletilmiş. Kot farklarının çok olması da her yerde asansörler ve yürüyen merdivenlerin kullanılmasına neden olmuş şehrin altı ise neredeyse tamamen otopark. Şehir içi ulaşım ise otobüsler ile sağlanıyor.
Her köşesi ayrı bir güzel. Merkez liman bölgesi çevresinde toplanmış. Limandaki yatlara karşı konumlanmış şirin kafelerde keyifli saatler geçirebilirsiniz. Biz gittiğimiz dönemde bu bölgede çok renkli bir Christmas Market kurulmuştu.
Sarayın olduğu kısım ise eski şehir bölgesinde, tepede yer alıyor. Buraya güzel manzara eşliğinde yürüyerek çıkabilirsiniz. Sarayın hemen yanından eşsiz bir kent ve liman manzarası var. Kent genelini en güzel biçimde bu noktadan fotoğraflayabilirsiniz. Eski kent merkezine doğru yürürken bir çok etkileyici bina göreceksiniz.
“Palais Princier” yani Kraliyet Sarayı, görmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor. Burada ilk gözümüze çarpan, kraliyet ailesinin oldukça mütevazi ve şatafatsız bir hayat sürmesi. Anlatılana göre kraliyet üyelerini her an sokakta görebilirmişsiniz. Gerçi biz görmedik ya da gördük ama farkında değiliz.
Monako’da konaklama, otel ve evlerin sınırlı sayıda olması yüzünden oldukça pahalı. Hatta F1 döneminde halk kendi evlerini çok yüksek fiyatlar ile basın mensuplarına kiralıyorlarmış. Yazın, fiyatlar daha da artıyor. Ancak yüksek fiyatları verseniz dahi yer bulma şansınız çok yüksek değil. Bu nedenle önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
Kale içinde kalan saray bölgesi, eski şehrin merkezi. Yat limanına bakan bu tepede görülmesi gereken diğer yerler ise “Musee Oceanographique Et Aquarium” (Deniz Müzesi) ve “Cathedrale” (Kraliyet Katedrali). Kraliyet törenlerinin tamamı bu katedralde yapılıyor.
Ünlü Monako stadı olan “Stade Louis-II” ise Fontvielle’de bulunuyor. Sokaklar’daki arabalar benim Katar’da bile görmediklerimden.
Monte Carlo ise en kalabalık nüfusu barındıran ve en bilindik şehri. Casinoları, otelleri ve gece hayatı ile dünyaca ün kazanmış bu küçük şehir sadece bir mahalle büyüklüğünde. Yani şu şekilde düşünebilirsiniz; Taksim meydanı Monako ve AKM’nin olduğu yer ise Monte Carlo... İşte bu kadar küçük bir ülke Monako.
Monte Carlo’da iki büyük casino var. Bunlardan biri Tarihi Casino, diğeri ise yeni casino. İkisi de yanyana. Şunu hemen belirtelim... Burada diğer Fransız kumarhanelerinde de olduğu gibi yeme-içme her şey ücretli. Bizdeki Kıbrıs casinoları ile karıştırmayın. Eski ve merkez casino gerçekten çok etkileyici. Yüksek tavanlar, devasa duvar resimleri, smokinli ve gece kıyafetli kumar oynayan kişiler, tarihi rulet masaları... Burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burada halen kumar oynanıyor ve oldukça etkileyici bir ortam. İçeriye girdiğinizde kendinizi 17.yy’da hissediyorsunuz.. Burada kumar oynamak ise eşsiz bir deneyim olacaktır... Buraya girişte 10 Euro ödüyorsunuz. Bu bedel sadece içini gezmek için veriliyor. Ancak hiç “şimdi üstümde gece kıyafeti de yok, şimdi papyonu nereden bulucam” falan diye düşünmeyin. Bu Casino bir müze gibi olduğundan gayet normal ve günlük bir kıyafet ile rahatlıkla içeriye girebiliyorsunuz.
Diğer yeni olan casino ise oldukça geniş ve lüks. İçerideki makinaları ben hiç bir kumarhanede görmedim. Çok etkileyici bir yer. Siz de benim gibi, Monte Carlo’da birçok casino olduğunu düşünüyorsanız yanılacaksınız. Sadece iki casino var. Ama ikisi de oldukça etkileyici ve eğlenceli...
