Çin'in Resmi Olmayan Ulusal Sembolü Pandalar ve Milli Park, Sichuan

Bugün Dev Pandalar ve Kırmızı Pandalar’ın yeri Panda Center’a geldik. Yıllardır gazete ve televizyonlara konu olan pandaları göreceğim için heyecanlıyım. Burası oldukça büyük bir park alanı, bizi pandaların yakınına götürecek olan uzun, büyük golf arabaları ile ilerlerken sağlı sollu dev bambu ağaçlarını görüyoruz, zira pandaların günlük besini bambu ağaçları, günde ortalama 20-30 pound kadar bambu filizi yiyebiliyorlar.

Siyah-beyaz çok özel bir posta sahip yetişkin dev pandalar yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda, kuyrukları ise 25 cm. Erkek pandalar 115 kg ağırlığına ulaşabiliyorken dişi pandalar genellikle erkek pandalardan daha küçük, bazen 100 kg’a ulaştıkları oluyormuş. Dev Pandalar Çin’de Sichuan, Gansu, Shaanxi ve Tibet gibi dağlık bölgelerde yaşıyorlar. Eski Çin’de ejderhalar tarihsel bir sembolken, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra dev pandalar, Çin’in resmi olmayan ulusal sembolü olmuşlar.

Aldığımız bilgiler enteresan; pandalar çiftleşme dönemi dışında tamamen yalnız yaşıyor, günün 14 saatini bambu yiyerek geçiriyorlar. Bu sadece Nisan-Mayıs aylarında değişiyor, bu dönemlerde erkek panda sesler, hırıltılar ve çığlıklarla sesini duyurup eş bulmak istediğini belirtiyor. Ancak bu pek de kolay değil, zira eş adayları elbette karşılarına çıkan her “yakışıklıyı” beğenmiyor, ne de olsa kadın milleti : ) ve erkek pandayı ancak çok beğenirse yanına yaklaştırıyormuş, ancak fazla flört edecek zamanları da yok, zira dişi pandaların çiftleşmek için yılda en fazla 5 günleri varmış.

Yavru pandanın doğması ise 5 ay ve ancak bir fare büyüklüğünde, 100 gr ağırlığında. Hayvanlar âleminde yavrularına karşı en sevecen, şefkatli hayvan olan anne pandalar bebeğine çok düşkün olup, onu kolların arasında sallar ve emzirirlermiş. Beslenme aralarında da anne genelde yavrularını bırakmıyor ve ön ayaklarının üstünde onları taşımaya devam ediyor. Hareket halindeyken de yavrularını nazikçe ağzında taşımasını görmek de eminim çok sevimli bir görüntü olurdu. Yavrular ise ancak üç aylık olduğunda yürümeye başlıyorlarmış.

Biz şanslı bir grup olarak henüz doğmuş ve gözleri açılmamış (gözlerinin açılması 6 hafta sürüyor) yavru pandalar olduğu için bu sevimli yaratıkları görebildik. Ancak fotoğraf çekmek yasak ama o kadar sevimliler ki dayanamayıp flaşsız bir fotoğraf çekiyorum.

Pandaların nesli tükenme tehlikesi altında ve koruma altında olduklarından bakım merkezinde hamile olabileceğinden şüphelendikleri pandalara kendilerine ait klimalı bir oda, 24 saat boyunca özel bakım sunuluyormuş, aralarından daha zeki olanların, hamile taklidi yaparak yaşam standartlarını yükselttikleri de görülmüş.

Daha sonra pandaların alanına doğru gidiyor ve birbirleriyle oynayan, yuvarlanan, bambu kemiren pandaların arasında yürürken fotoğraf çekiyoruz. Bu arada yüksek sesle konuşmamız için de uyarı alıyoruz, zira pandalar biraz utangaçlar ve insanların bulunduğu bölgelere ne girmek ne de onları yakınlarında istiyorlar. Suratları o kadar sevimli ki bol bol fotoğraf çekiyoruz.

Bir de Kırmızı Pandalar varmış, ilk kez göreceğim, daha önce duymamıştım. Her ne kadar ikisine de panda dense de boyut, renk, beslenme ve üreme alışkanlıkları da dâhil olmak üzere dev pandaların ve kırmızı pandalar iki farklı türler ve aralarında çok farklılıklar var. Pandalar 400 kg. kadar ağırlığa sahip olabilirken Kırmızı Pandalar küçük hayvanlar ve nadiren fazla 20 kilo ağırlığa ulaşıyorlar. Bu türler de otçul ve bambu yiyorlar. Çin'in güneyinde, Hindistan'da, Nepal'de görülebilen kırmızı pandanın Çin'deki diğer bir adı da bizlere yabancı olmayan bir kelime "Firefox".

Kırmızı pandaları da gördükten sonra parkın girişindeki dev Unesco ambleminin önünde hatıra fotoğrafı çektirip bu sevimli hayvanların yuvasından ayrılıyoruz. Geceyi geçireceğimiz Emei şehrine gidiyoruz, buradaki otelimiz 4 yıldızlı Huasheng Hotel.