Gironde haliçinde yer alan Blaye, Pauillac’ın karşı kenarında olan 5 bin nüfuslu küçük bir kasaba. Kasabada 2 adet üniversite var. Kasabada görülecek en önemli nokta, kalesi. Kaleye giriş ücretsiz. 1685-1689 tarihleri arasında 14. Louis tarafından Vauben isimli askeri mimar tarafından yapılmış. Vauben o dönemde Fransa’da 160 adet savunma amaçlı kale ve sur yapmış.
İngilizler bu bölgede 300 sene hâkimiyet kurmuşlar. Bu kale ve surlar İngiliz korkusundan yapılmış. Kaleye girerken 2 hendekten geçiliyor.
Buradan haliç manzarası ve şehrin görüntüsü mükemmel. Kale içinde çok güzel üzüm bağları var.
Kaledeki bu açıkhava tuvaletleri çok ilginçti.
Tarih ve Arkeoloji Müzesi ve cezaevi gezilmeli. Kale içi çok keyifli.
Küçük sevimli butikler, antikacılar ve pek çok hediyelik eşya satan dükkânlar, kafeler var.
Kadınlar Manastırı günümüzde sergi alanı olarak kullanılıyor. Biz gittiğimizde Jean-Claud Leon ve Chantal Baudere’in demir çubuklardan yapmış olduğu sergi görülmeye değerdi. Bu sergide beni en çok etkileyenler mutlu anne-baba ve ayrılan anne-baba arasında kalan çocuk figürü, fanus içinde kalmış insan figürü, kafası şarap şişesine hapsolmuş insan figürü oldu. Sergideki her figür çok güzel mesajlar veriyordu.
Blaye kale ve surları ile 2007 yılında UNESCODünya Kültür Mirasları Listesi’ne girmiş. Kaleden çıkıp Victoire Meydanı'ndaki 1914-1918 ve 1939-1945 birinci ve ikinci dünya savaşında ölenlerin anısına dikilmiş anıta gelip, bu anıtı ve hemen anıtın arkasındaki posta binasını da fotoğraflayıp St. Romain Kilisesi’ne geliyoruz.
Oldukça sade bir Katolik kilisesi burası.
Kiliseden çıkıp Republic caddesine inerken bu sevimli su tulumbasını fotoğrafladım (Avrupa’nın her yerinde tarih çok güzel korunmuş).
Gemiye binmek üzere geri döndüğümüzde deredeki teknelerin çamur üzerinde kaldığını gördük. Su en az 4 metre çekilmiş. Neredeyse bizim gemi de çamura saplanmıştı. Gemide yemeğimizi yerken su yükselmeye başladı. Gemimizin çamurdan kurtulduğunu hafif bir sallantı ile hissettik. Yemek sonrası dışarı çıktığımızda suyun yükseldiğini ve çamura saplanan motorların yavaş yavaş suya girdiğini gözlemledik ve fotoğrafladık.
De Gaulle Caddesi üzerindeki tarihi taş evleri de fotoğraflayıp gemimize döndük.
Blaye’den aklımda kalanlar; kale, kale içindeki mağaza ve kafeler, med-cezir olayı, kırmızı şarabı.
Şehirde konaklama için tavsiye vermek gerekirse uygun fiyatları ve kalitesiyle Hotel de Tourny’i iyi bir alternatif olarak düşünebilirsiniz. Mükemmel bir konuma sahip olan otel; Büyük Tiyatro, Opera National de Bordeaux ve CAPC’a sadece yürüyüş mesafesinde yer alıyor.
Bu otellerin yanı sıra, şehrin tarihi merkezinde bulunan bir butik otel olan Le Boutique Hotel Bordeaux ferah bir seçim olabilir. 18. Yüzyıldan kalma bir binada yer alan otel, yemyeşil avlusunda 100 yıllık bir ağacı da barındırıyor. Otel ayrıca Place Gambetta ve Quai Louis XVIII’e de sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde. Bu otellerin yanında kaliteli ve uygun fiyatlı Au Coeur de Bordeaux ve modern mimarisiyle dikkat çeken Seeko'o Hôtel’i de tercih edebilirsiniz. Eğer öneriler size yetersiz geldiyse buradan da booking.com’a girerek Bordeaux otellerini araştırabilir, dilerseniz de rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Yazar Hakkında
NURHAN YILMAZ1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.
