Royal Caribbean ile Denizlerde Yolculuk: Haiti / Labadee - 5. Bölüm

10 milyon nüfuslu Haiti, Doğu Karayipler’deki Hispanyola Adası’nda bulunuyor. Adayı Dominik Cumhuriyeti ile paylaşıyorlar. Doğal güzellik anlamında adeta bir cennet, ama yaşam koşulları anlamında cehennem olarak anlatılıyor giderken okuduğum gezi notlarında. Yerli halk Aravaklar, sömürgeci ülkeler yüzünden kıyıma uğramış. Dünyanın en fakir ülkelerinden biri imiş. 2010 yılında 7 büyüklüğündeki depremle 220 bin kişi hayatını kaybetmiş. Aldığımız bilgilere göre halk halen kolera ile mücadele ediyormuş. İşte bu nedenle aslında Haiti’yi göremedik.

Gemimiz Royal Caribbean buradaki koyları 2050 yılına kadar kiralamış. Burada şezlongların üzerinde güneşten korunmak için şemsiyeler bulunmuyor, şemsiye görevini gören ağaçlar var.

Deniz kum güneş… Doğa adeta cennet gibi burada. Biz Haiti’ye giremedik ama gemimizin kiraladığı bu adaya girebildik ve iyi ki de girmişiz.

Biz sabah 09.00’dan akşam 17.30’a kadar buradaydık. Buraya gelmeden okuduğum notlarda adada 200 kişinin satış yapmasına izin verildiğini gördüm. Burada çalışan 200 yerli dışında Labadee’ye yerli halkın girmesi yasakmış.

Yarımada tamamen duvarlarla çevrilerek izole edilmiş. Haiti kolera belası ile uğraştığından adaya inen turistlerin de Haiti’ye gitmesi mümkün gözükmüyor. Gemi şirketi haklı olarak gemide herhangi bir salgına karşı tedbir almış. Bu adaya inen tüm yolcuların (6.500 kişi kadar) şezlong ve yeme-içme gibi ihtiyaçlarını herhangi bir ücret almadan gemi tarafından karşılıyor. Gemi şirketinin organizasyonu mükemmel. Gemiden çok kısa bir sürede 6.500 kişi indiriliyor. Biz inerken bir de ne görelim, karşımızda çalgılarıyla bizi karşılama komitesi bekliyor. Komite dediğime bakmayın, adanın yerlileri bize müzik yapıyorlar. Çok hoş bir an.

Gemiden indirilen 6.500 kişi de adanın muhtelif koylarına traktör shuttle’lar ile taşınıyor. Bu arada gemide hazırlanan tüm yiyecek ve içecekler de gemiden adaya bizimle beraber taşınıyor. Öğle yemeği için bize barbekü yapılıyor. Bunun yanında muhtelif yiyecekler de mevcut. Daha önceden de belirttiğim gibi organizasyon müthiş. Yukarıda da belirttiğim gibi sadece satış yapmasına izin verilen 200 kişi burada satış yapıyor. Ada yerlileri yöresel hediyelik eşyalarını tezgâhlara dizmiş. Adanın en önemli hediyelik eşyası ise tenekeden yapılmış süslemeler ile ahşaptan oyma heykeller. Biz de bunlardan aldık.

Buradaki denizde jet ski, zipline gibi çeşitli aktiviteler mevcut. Aynı zamanda şişme botlarla çeşitli oyunlar da yapılıyor. Zipline ile jet ski ücrete tabi, hatta öğrendiğimize göre zipline 100 dolarmış. Labadee’de biz de bütün gün deniz ve kumsalın tadını çıkardık. Yerel tezgâhlar arasında dolaşıp hediyeliklerimizi aldık.

Hediyeliklerin fiyatlarına gelince… Diyebileceğim tek şey halkın çok fakir olduğu. Dilerseniz pazarlık yapın ancak insaflı olun, çünkü para kazanmaya ihtiyaçları olduğunu göreceksiniz.

Biz de bu adada saat 16.00-17.00’ye kadar kaldık. Denize girdik, kelebeklerle fotoğraflar çekildik, tezgâhları gezdik. Güneşin ve tatilin tadını çıkardık. Bu talihsiz ama cennete yakın adadan artık ayrılıyoruz ve gemimize doğru gidiyoruz.

Yazı dizisinin birinci bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Miami - 1. bölümYazı dizisinin ikinci bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Allure of the Sea içinde 2 gün - 2. bölüm
Yazı dizisinin üçüncü bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: St. Maarten - 3. bölüm
Yazı dizisinin dördüncü bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Porto Riko / San Juan - 4. bölüm
 

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.