Yıllardır gerek kara, gerek hava gerekse deniz yolu ile pek çok seyahatim oldu. Gençlikte genellikle kara ve hava yolunu tercih ettim. Deniz yolu ile gidilen seyahatlerin dezavantajı gittiğiniz bölgeyi çok iyi tanıyamıyorsunuz, ama en önemli avantajı valiz topla – kaldır yok ve daha düşük bir tempo gerektiriyor. Bu nedenle son yıllarda gemi seyahatlerine ağırlık verdik. Bu gemi bir başka… Çeşitli firmalar ile yaptığım gemi seyahatleri güzeldi ama bu gemi çok başka olduğu için ona bir bölüm ayırıp paylaşmak istedim.
Önce gemi hakkındaki genel bilgilerden bahsedeyim. Rehberimiz Birol Günay Bey’den aldığım bilgilerden aklımda kalanları size aktaracağım. 362 metre uzunluğunda, 64 metre eninde 6.500 yolcu kapasiteli gemide 2.752 adet kabin bulunuyor ve 2.300 personel, yolcuları memnun etmek için canla başla çalışıyor. Gemide 12’si camlı, 12’si kapalı olmak üzere 24 asansör bulunuyor. Bu asansörler yalnızca misafirler için. Gemide neredeyse 24 saat yiyecek şeyler bulabiliyorsunuz.
Bu gemide 1 haftada tüketilen yiyecekler ise: 7.500 kilogram un, 7 ton et, 5 ton balık, 7.200 kilogram tavuk, 90 bin yumurta, 80 ton patates, 20 ton meyve ve 28 ton sebze. Geminin kapasitesi 6.500 yolcuya uygun olunca 1 hafta için elbette normal sayılar bunlar. Aynı zamanda gemi ile ilgili bir bilgi, yapımı 1,5 milyar euro’ya mal olmuş.
Allure of the Seas yani “Denizlerin Cazibesi” ile Oasis of the Seas ikiz gemilermiş ancak Allure, Oasis’ten 50 santimetre daha büyük olmuş ve 2011 yılında denize indirilen gemilerden Allure, dünyanın en büyük cruise gemisi unvanını almış. 2018 yılında ise bunlardan daha büyük 2 gemi daha denize indirilmiş, yanlış hatırlamıyorsam “Symphony of the Seas” ile “Harmony of the Seas”. Bu gemiler denize indirildiğinde Allure 3. sıraya, Oasis ise 4. sıraya gerilemiş.
Gemimiz 18 katlı ama 13. katı bulunmuyor. Bu sizce neden? Evet, doğru tahmin ettiniz, 13 sayısının uğursuzluk getirdiğine inanıldığı için 13. katı bulunmuyor. Gemide sadece yolcuların kullandığı 24 adet asansör var.
Gemide çalışan 2.300 personel yüzlerinden tebessüm hiç eksilmeden müşteri memnuniyeti için azami gayret sarf ediyor. Aynı zamanda gemide bir de güvelik olarak çalışan köpek var.
Gemide sayısını bilmediğim pek çok restoran, ayrıca çok büyük kapsamlı bir self servis restoran bulunuyor. Bunlar haricinde barbekü, pizza, hot dog, hamburger, dondurma yiyebileceğiniz daha küçük kapsamlı pek çok nokta da var. Bunlar tamamen ücretsiz. Bunun yanında ücretli restoran ve kafeler de var elbette. En az 8-10 adet de dünyaca ünlü restoran yine geminin içinde mevcut. Dünyaca ünlü restoranlar ücretli, zaten odanızdaki broşürlerde neyin ücretli neyin ücretsiz olduğu belirtilmiş. Yanında dolar işareti bulunanlar ücretli olduğu anlamına geliyor.
Eğer bu yıldızlı restoranlarda yemek yemek isterseniz gemiye ilk giriş yaptığınız gün kişi başı 120 dolarlık bir paket alabiliyor ve 5 restoran seçebiliyorsunuz. Gemideki restoran ve yemekler öyle güzel ve lezzetli ki biz buna ihtiyaç hissetmedik. Jumbo karidesten tutun da ıstakoza kadar aklınıza gelebilecek her şey mevcuttu restoranda, ama bizde gurmelik var, ben mutlaka bu restoranlarda yemek isterim derseniz bu paketin de çok ekonomik olduğunu söyleyebilirim. Bahsettiğim dünyaca ünlü restoranlarda dünyanın herhangi bir köşesinde yerseniz 1 yemeğe bundan daha fazla ücret ödeyeceğiniz kesin, yine de tercih sizin.
Yemek kısmını geçtik, şimdi de biraz gemideki aktivite ve şovlardan bahsedelim. 2.000 kişilik Amber Theater’da her gece 2 seans tiyatro ve şovlar yapılıyor.
Bunlardan Mama Mia!Blue Planet’i, Aquatheater’da OceanAria Show’u, Studio B’de ise Ice Show’u kesinlikle kaçırmayın. Bunların her biri mükemmel.
Bunların haricinde geminin muhtelif yerlerinde müzik dinleyebilir, danslar edebilirsiniz.
Pek çok salonda 60-70’lerin klasiklerini, caz müziği dinleyebilir, dans dersleri alabilir ve dans edebilirsiniz. Bu gemide sıkılmak yasak. Daha önceki gemi seyahatlerimde gözlemim, genelde yaşlıların gemi seyahatlerini tercih ettikleri yönündeydi. Ama bu gemi her yaş grubuna cevap veriyor, bu yüzden de çocuktan yaşlıya sıkılmak YASAK. Casino seviyorsanız, geminin içinde dünyanın en büyük yüzen casinosu 24 saat şansını denemek isteyenlere hizmet veriyor. Ayrıca birçok büyüğe ve çocuğa hizmet veren oyun salonları da geminin içinde bulunuyor, çeşitli animasyonlar da oluyor. Burası adeta yüzen bir şehir.
Rehberimizin ifadesi göre içinde 12 bin çeşit bitki bulunan Central Park da geminin içinde bulunuyor. Bu parkta pek çok kafe ve restoran da mevcut. Parktayken kulağınıza kuş sesleri geliyor. Biz bu sesleri dijital zannettik ancak sonradan gerçek olduklarını anladık, çünkü park içinde dolaşan kuşları ve kelebekleri gördük.
Gelelim konaklamalara… Gemi içinde fiyatlarına göre çeşitli kategoride kamaralar bulunuyor. Okyanus manzaralı geniş balkonlu süit daireler, Central Park’a bakan balkonlu odalar, cadde manzaralı odalar, okyanus manzaralı standart odalar ve iç kabinler seçebileceğiniz konaklama alternatifleri arasında.
Bazı müzik yapan salonlara geminin devamlı müşterisi belki de süit odalarda kalan misafirler özel kartlarla girebiliyor. Bunlar da business misafirler sanırım. Ayrıca unutmadan, 5. katta gemiyi komple dolanan yürüyüş ve koşu parkuru var.
Bu kadar yemeğe spor salonları ve yürüyüş parkuru da gerekli elbette. Yani diyeceğim o ki büyük şehir merkezlerinde ne varsa hepsi bu yüzen şehirde var. Yine rehberimizin ifadesine göre bir haftada 330 şov ve gösteri düzenleniyormuş. Çocuklar için dalga havuzu, kaydıraklar, atlı karınca, sörf yapma imkânı mevcut. Yine büyükler için de su kayağı, tırmanış parkurları, zipline yapma ve golf ile basket oynama imkânları da cabası.
Geminin muhtelif yerlerine yerleştirilmiş pek çok jakuzi ve havuzları saymıyorum bile. Bu arada buralarda yapacağınız aktivitelerin hepsi ücretsiz.
Gemide lobinin bulunduğu caddede pek çok ünlü markanın mağazaları ve kafeler mevcut. Bu caddedeki şovlar ise karnaval havasında.
Gemide bir de “Kaptan Gecesi” düzenleniyor. Gemideki yolcuların şıklığı içinde kendinizi kötü hissetmemeniz için yanınızda şık kıyafet getirmenizi öneririm. Daha önceki cruise seyahatlerinde Kaptan Gecesi’nin ne kadar önemli olduğunu biliyordum ancak bu gemide verilen önem arşa çıkmış.
Kuyruklu tuvaletleri dekolteler yarış halinde. Benim önerim resepsiyon katında kırmızı arabanın tam karşısında oturun ve kaptanla fotoğraf çektirmek için sıraya girenleri gözlemleyin.
Bu fotoğraf seremonisi bizce çok keyifli idi.
Allure of the Seas ile seyahatten çok memnun kaldık, bundan sonra sırada 2. büyük gemi Harmony ve 1. büyük gemi Symphony of the Seas var ama yarın St. Maarten'de olacağız.
Sağlıkla kalın.
Yazı dizisinin birinci bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Miami - 1. bölümYazı dizisinin üçüncü bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: St. Maarten - 3. bölüm
Yazı dizisinin dördüncü bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Porto Riko / San Juan - 4. bölümYazı dizisinin beşinci bölümü: Royal Caribbean ile denizlerde yolculuk: Haiti / Labadee - 5. bölüm