Gemimiz MSC DIVINA Miami limanına görkemli bir giriş yaptıktan sonra bu gece gemide geceleyeceğimiz için, Miami’yi keşif programımızı 3 güne yaydık. Bugün liman bölgesine yakın Downtown, Brickell, Little Havana, Coconut Grove ve Coral Way bölgelerini tanıyacağız. Yarın gemimizi terk edeceğimizden, Ocean Drive’da ayırttığımız otelimize yerleşeceğiz ve bütün gecemizi, gündüzümüzü South Beach’te geçireceğiz. Gemiden çıkarken artık Amerika topraklarına geldiğimiz için gemi kartımızı, pasaportumuzu ve daha önce doldurduğumuz gümrük formumuzu da yanımıza alarak pasaport kontrolünden rahat bir şekilde geçiyoruz. Terminalden çıkınca ilk işimiz etrafımızı kolaçan etmek ve insanların neler yaptığını gözlemlemek oldu. Büyük bir grup, gemiden satın aldıkları şehir turları ile onları bekleyen tur otobüslerine bindiler. Bir grup insan yürüyerek Downtown’a gidiyordu. 2 km yürümek ve gemimizden gördüğümüz köprü üzerinden geçmek üzere biz de bu yolu takip ettik. 20 dakikalık bir yürüyüşten sonra Bayside Market ve Miami Arena’nın önüne çıktık. NBA maçı olsaydı da bu arenada Amerika’nın meşhur basketbolcularını seyretseydik keşke…
Bayside Market’i akşam gemiye dönüş vaktimize bıraktık ve danışmadan edindiğimiz haritalar eşliğinde yolun karşısında bulunan MetroMover istasyonuna ulaştık. Araba yollarının üzerindeki raylarda kendine özel yolundan giden bu ulaşım araçları ücretsiz olup Downtown, Brickell ve Omni gibi kısa ve yakın yerler arasında çalışmasına rağmen yine de bizi Little Havana olan hedefimize en yakın noktaya ulaştırdı.
Buradan elimizdeki haritalar ve yerel halka sora sora Little Havana’ya yarım saatte ulaştık. Sora sora diyorum, ama nasıl anlaştığımızı bir de bana sorun. Herkes İspanyolca konuşuyor burada. Tanrım sanki burası Amerika değil. Burası Küba’dan gelen göçmenlerin mahallesi ve herkes kendi geleneklerine göre yaşıyor. İşte size birkaç fotoğraf ve halkın tavla ve domino oynadığı meşhur Gomez Parkı ile puro imalat ve satış dükkânları… Puro merakınız varsa, kaçırmayın.
Burada yetişmiş ve meşhur olmuş insanların yıldız içerisinde isimlerini Hollywood misali kaldırımlara yazmışlar. Hoş tabii…
Havanın sıcak olması bizi 2 saatlik bu Little Havana yürüme turumuzdan alıkoymadı, gerçi küçük serinleme molaları verdik tabii. Evet değişik bulduk burasını, yüksek katlı binalar arasında dolaşacağımıza, otantik yerleri görmeyi yeğledik. Umduğumuzu bulduk mu? “Eh işte” diyorum. Gelirseniz değişik olur, gelmezseniz de fazla bir şey kaybetmiş olmazsınız. Ama vaktiniz varsa siz yine de gelin, görün derim.
Şimdi Downtown’a gidiyoruz ama yolumuzun üzerinde bir de baktık ki bazı turistler bir durakta otobüs bekliyorlar. Yorulduk tabiatıyla ve bir şeylere binme ihtiyacı hissettik. Soruşturduğumuzda buraya has troleybüslerin olduğunu ve belli rota üzerinde turistleri dolaştırdığını öğrendik. Üstelik bunlar da ücretsiz… Buyurun bakalım, 20 dakikada bir gelen bu araçlardan birisine bindik; önce tam bir tur yaptık yol üzerinde indik ve yarım saat Sears mağaza gezme molası verdik, sonrasında yine bindik ve bakalım şimdi nerelere gidiyoruz. Coral Way ve Coconut Grove’den dönerek; Brikell, Downtown üzerinden Port Miami’ye kadar gidiyormuş bunlar. Aa demek ki neymiş; bu ücretsiz troleybüslere limandan da binebilirmişiz!
Artık akşam olmaya başladı ve Downtown’ı da yürüyerek gezdik. Parfüm ve elektronik mağazalar çoğunlukta ama bizim ilgimizi çekmiyor. Alışveriş için de acele etmiyoruz. Daha önümüzde gidecek çok yerimiz var. Ama siz Miami’de alışveriş yapmak istiyorsanız, Ft. Lauderdale civarında bulunan Sawgrass Mills Outlet Mall’a gidin. Florida’nın en büyük outleti… Zaten buraya gemiden de tur düzenliyorlardı.
Bayside Market’te indik ve burasını dolaşacağız. Önünde marinası bulunan bu çarşıda hediyelik eşya ve yiyecek içecek mekânları çoğunlukta…
Şöyle bir dolaştık ve pek cezbedici gelmedi. Turistik ve pahalı bir yer… Biz en iyisi gemimize dönelim ve odamızda biraz dinlenip artık bavullarımızı topladıktan sonra şöyle son defa güzel bir akşam yemeği yiyelim.
Bu arada tabii ki Miami’de görülecek çok güzel yerler var. Vaktimiz müsait olursa, mesela adalar ve kanallar arasında bir tekne turu çok hoş olabilir. Mesela akvaryum veya hayvanat bahçesi gezisi, değişik hayvanları burada tanımak bakımından faydalı olabilir, diye yapılacaklar listeme eklemiştim.
Ama akşam olup ışıklar yanınca işte bu güzel şehir manzarası da ortaya çıktı. Gemiye dönüşümüz yine troleybüslerle oldu ve rahat bir şehir turundan sonra odamıza kavuştuk. Yarın gemiyi terk ediyoruz ve bir taksiye atlayıp South Beach’teki otelimize gideceğiz. Yarın size South Beach’i anlatacağım. Bu akşam gemimizin en sakin gecesi olacak, çünkü herkes bavullarını hazırlayıp gece yarısına kadar kabininin önüne koymak zorunda. Yoksa sabah olunca valizinizi gemi dışına kadar taşımanız gerekecek. Biz iyisi mi kurallara uyalım ve valizleri hazırlayalım…
Yemekten sonra güverteye çıkıp bir tarafımızdaki Miami Skyline manzarasını, diğer tarafta da South Beach manzarasını bir kadeh içki veya kahve eşliğinde sizin için de seyredeceğim.
H. Oğuz Esen