Batı Karayipler Seyahati: Miami'den Meksika'ya

Geçen yıl Royal Carribbean'ın gemilerinden Allure of the Seas ile Doğu Karayipler gezisi yapmıştım ve çok etkilendiğimden bu gemiyi ve seyahatimi paylaşmıştım. Bu sene de aynı gemi ile batısını yapmaya karar verdim. Bu gördüğüm ve yaşadığım en keyifli seyahatlerden birisi oldu. Ben kendime rahatlıkla gezgin diyebilirim, hem de sıkı bir gezginim. Gezmek, yeni yerleri keşfetmek, ki bazen bir yere birkaç kez gidebiliyorsunuz. Sizi bir şekilde çekiyor oralar. Ben zengin bir insan değilim ama tercihlerimi seyahatten yana kullanıyorum. Çok bilirim bazı şeylerden vazgeçip seyahate yönlendiğimi.

Mesela evimiz epey yıpranmıştı. O zamanlar, rahmetli eşim, biraz rahatladığımızda evin cam çerçevesini, kapılarını ve bazı lüzumlu şeyleri değiştirebileceğimizi söylediği zaman, hemen itiraz eder, "şimdilik bana yetiyor" deyip onun yerine tercihimi seyahatten yana yapabileceğimizi söylerdim. Tabii bazı şeyler kolay olmuyor da olsa ikna ederdim kendisini, önce surat asar, KARA HAVA DENİZ her ne ile gidiyorsak biraz gönülsüz olurdu. Ama seyahat başladığı andan itibaren ondan mutlusu olmazdı. Gel zaman git zaman rahatsızlandı ve geri dönüşü olmayan bir yola girdik. Ve vefatının öncesinde bana teşekkür etti; "İyi ki gezmişiz, inan şu anda ne kadar doğru yaptığımı anlıyorum" derdi. En son gemi yolculuğu ile moral yolculuğumuza çıktık. Sevgili eşimi bir müddet sonra kaybettim. (NURLAR İÇİNDE UYUSUN).

Şimdi de torunumla geziyoruz tabii okul tatil dönemlerinde. O da aynı genleri taşıyor olmalı ki şimdiden iflah olmaz bir gezgin. En zor noktalarda bile gıkı çıkmaz, daha 2008 doğumlu, oturdukları sitede tatil zamanları arkadaşlarını da organize etmiş.

Bahçede limonata satıp para kazanmaya çalışıyor ve biriktirdiklerini bana verip BABAANNE sana tatilde katkı olsun diyebilen bir çocuk. Şimdilerde yaz tatilinin başlangıcında. Bu geminin kız kardeşi olan Oasis of the Seas ile batı Akdeniz gezimizi yapacağız kısmetse. Oralara gitmiştik ama bu gemi ile değil, bu gemiyi sevgili torunumun da yaşamasını istiyorum. Anılarından silinmeyeceğine inanıyorum. 

Zaten gidip geldikten sonra geziyi ve gemiyi yazmasını isteyeceğim çünkü bu gemi anlatılmaz; yaşanır. 6500 yolcu kapasiteli gemi, 362 metre boy ve 64 metre enle dünyanın en yenilerinden ve büyüklerinden. Güleryüzlü 2700 personel,, 24 adet asansörü, 18 katı olan bu devasa (ki ben şehir gemi diyorum) gemide şovlar, müzikaller, gösteriler; sörf, golf, tırmanma duvarı, spor salonu yürüyüş alanı, devasa bir park, canlı bitkiler, kuş sesleri, jakuzi ve havuz keyfi olanakları var.

Çeşitli yiyecek alternatifleri, barları, alışveriş caddesi, daha neler neler. Yani gemiyi baştan başa gezseniz yediklerinizi rahatlıkla sindirip kalori harcarsınız. Çoluk çocuk yaşlı genç herkese hitap ediyor. Neyse, sizler yaşayıp deneyimlerseniz, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Benimle gelen arkadaşlarım "az bile anlatmışsın hayal ötesi bir şey" diye duygularını paylaştılar ki onlar da sıkı birer gezgindirler.

Evet THY seferi ile Miami'ye indik, bir gece otelde konakladıktan sonra gezimizin ilk durağı Miami oldu. Amerika'nın tatil cenneti ve dünyaca ünlü şehirlerinden biri olan Miami'yi dolaşıyoruz, deneyimli rehberimiz Birol Güven bey ile (kendisi orada yaşadığı için farklı oluyor). Zenginlerin yaşadığı yerler, ünlü plajı, Versace'nin evi yat limanı, Kübalıların yaşadığı semt ve daha bir sürü anı ile döndük. Gidin görün keşfedin. Tabii herkesin ilgi alanı farklı oluyor. Bu benim 4. gidişim, her seferinde farklı bir yönünü görüyorum. 

Gemimize geldik koştura koştura 5 çayına yetiştik, yetiştik de ne demek zaten yemek hiç bitmiyor ki. Her yerde ayrı bir seçenek. İsterseniz en lüks restoranları aratmayacak restoranlarda, isterseniz açık büfelerinde yiyebilirsiniz veya hot dog, pizza, hamburgerler, salatalar, dondurmalar gibi seçeneklerin de tadına varabilirsiniz. Her yerde ayrı bir eğlence. Yataklarımıza gitmek istemiyoruz.

Ama yarın NASSAU (Bahamalar) Cennet Ada turumuz var. Honduras'ın bu sevimli adasında Aravak yerlilerinin oluşturduğu ve 31 yaşam yeri ile adanın nüfusunun yaklaşık 250 bini NASSAU'da yaşıyormuş. Adaya gittiğinizde mutlaka dünyaca ünlü Atlantis otelini görün. Birçok ünlünün tercihi bu otel olmuş. Jaws ve James Bond filmi de burada çekilmiş. Güzel hava, güzel plajlar ve güler yüzlü insanlarına veda edip, denizlerin nazlı kızı gemimize biniyoruz. Büyük dev gemilerin arasında daha da devleşen gemimize geliyoruz. Gene 5 çayına yetişme telaşı sonrası jakuzilerimize yerleşip gemimizin limandan ayrılışını izliyoruz. Arkamızda güzel anılarla.

Arkadaşlarla anlaşıp yemek sonrası şovlara koşma vakti. Yalnız arkadaşlarınızla giderseniz belirli bir yerde ve saatte anlaşın. Sonra saatlerce karşılaşamayabilirsiniz. Şovlar, eğlenceler, yemeler içmeler, derken yatma vakti geliyor, hepimiz yorgun ama mutlu, kamaralarımıza gidiyoruz. Bu arada sizin odanızdan sorumlu temizlik görevlisi sizi her akşam bir sürprizle karşılaştırıyor yatağınızda. Bir gün maymun bir gün fil, bir gün başka sevimli bir hayvan figürü yapıyorlar havludan, çok yaratıcı insanlar.

Üçüncü durağımız Cozumel (Meksika). Bu adada Meksika Maya kültürünü yakından tanıyoruz. Tekilaların yapılışını izledikten sonra tadıma başlıyoruz. Benim daha önce içtiklerim tekila değilmiş ve doğru bildiğimiz yanlışları öğreniyoruz. Mesela tekila bardakları hiçbir zaman tuz ve limonlanmazmış. Keyfimiz çok yerinde. Daha sonra denizin kenarındaki bir restoranda fajitalarımızı yedik. Buz gibi biralarımızı içtikten sonra adanın en meşhur plajında günümüzü taçlandırıyoruz ve her gezimizin sonunda Birol Bey'in sürprizleri ile yüzümüzde gülücükler, gemimize geliyoruz. Bu sefer gemideki keşfedemediğimiz yerleri keşfe çıkıyoruz. 

Ertesi sabah Roatan Adası

Honduras'ın bu turistik adası çok şirin ama beni en çok heyecanlandıran, daha önce hiç görmediğim slot hayvanını görme imkanım oluyor. Bu şirin hayvan öyle yavaş hareket ediyor ki gözlerinize inanamıyorsunuz. Daha önce hiç görmediğim hayvan neredeyse kalmamıştı ama bu slot beni çok mutlu etti. Bakıcısının kucağında resimlerini çektik. Yalnız bu geziden aklımda sadece niye bu sevimli güzellikle beraber resim çektirmedim diye hayflanarak döndüm. İnşallah ilerki aylarda torunum anne babası ile gidecek. O bol bol resim çektirir. Gezimizi güzel bir denizle taçlandırıyoruz. Tabyana Plajı'nda muhteşem bir deniz havası, kum ve güleryüzlü insanlar var. Bir de güvenlik had safhada; sahilde devamlı korumalar geziyor, kendinizi güvende hissettiriyorlar. Mutlu, mesut, yüzümüzde gülücükler, ve artık aramda bir bağ kurduğum sevgili gemimize geliyoruz. Akşam türlü yiyecekler, aktiviteler, şovlar, her biri uluslararası düzeyde. Yataklara gitme vakti çünkü ertesi gün Chacchoben'e gideceğiz.

 

Mayaların en önemli şehirlerinden olan Chacchoben'i görmeden olmaz. Büyük piramitler, küçük piramitler (ben buraya daha önce gelmiştim ama bu sefer algılarım daha mı açıktı neden bilinmez, herhalde bilgilerim pekişti). Sonrası gene sürpriz artık. O kadar denize doyduk ki bu sefer plaja girmeyip dolaşmayı, yerel halkla kaynaşmayı, fotoğraf çekmeyi istedim. O da ayrı bir keyif. 

İçime bir hüzün çöktü, eve dönüş yaklaşıyordu. Ertesi sabah gemimizden ayrılacaktık ama bu son olmayacak. İnşallah en kısa zamanda torunumla geleceğim. Ben bu güzellikleri yaşarken onun da yaşamasını istiyorum. Onun da çok keyif alacağını ve bu gezinin hakkını vereceğini biliyorum. Ama başka rota olur neresi olur bilemiyorum.

Ve son gün Sawgrass Outlet turu. Daha önce geldiğimde bu tura katılmayı düşünmemiştim. Ama Florida'nın 4 futbol sahası büyüklüğündeki bu yeri de görmeden tamamlamak olmazdı. 

Benim pek alışverişle işim olmaz. Seyahatlerimden aldığım tek şey magnet ve orayı anımsatacak küçük objeler. Onlar da yaşlılığım için (inşallah güzel yaşlanabilirim), o zaman yani sokağa çıkamadığım zaman onlara vakıp vakit geçirmek.

Kısacası mümkün olduğunca gezin, görün, tadın, deneyimleyin. Bazen bir çanta ayakkabı fiyatına bu deneyimleri yaşayabilirsiniz. Tercih sizin. 

Şu ana kadar 150'ye yakın ülke ve hatırlamayacağım kadar şehir görme imkanım oldu inanın. Bir zamanlar meşhur bir dilek vardı "AMERİKA'YI GÖRMEDEN ÖLMEK İSTEMİYORUM" diye, ben de öyle diyenlerdendim. Bir şeyi isteyin ama çok isteyin, gerçekleştiğini göreceksiniz.