Portofino'yu Keşfetme Zamanı

Uzun bir ara gibi gelmiş olabilir, bir süredir yazamadım. Ama bu gezmedim, görmedim demek olmuyor :) Gittiğim yerler daha önce yazdığım yerler olduğundan tekrar kaleme almak yerine güncellemeler yaptım. Ama şimdi Eylül ayının dinginliğinde bir süredir hayalini kurduğum İtalya'nın kuzey batısı Portofino, Cinque Terre kısmını yani Liguria bölgesini keşfetme zamanı!

Benimle birlikte yollara düşmeye hazır mısınız?

Sözcüklerin içinde kaybolmak hikayeye dalmak istemeyenler için öncelikle kısaca nasıl gidilir, fiyatlar nasıl, nerede kalınır kısımlarına bakalım; sonrasında ben size uzun uzadıya yol serüvenini anlatırım nasılsa :)

Nasıl gidilir?

Genova, Milano ya da Pisa'ya uçmanız en mantıklı yol olacaktır. En yakın havaalanı Genova ancak ülkemizden Genova uçuşları sık değil ve uygun fiyatlı uçuş bulmak zor. O nedenle diğer seçenekleri de dikkate alın derim. Tren biletleri için bu linkten yardım alabilirsiniz. (Gitmeden bir süre önce biletlerinizi alırsanız uygun fiyatlarla birinci sınıfta seyahat edebilrsiniz.)

Nerede Kalınır?

Portofino arada kalmış birkaç daire dışında oldukça pahalı oteller ve apartlarla sizi karşılıyor. Bu nedenle eğer balayı vs gibi özel bir nedenle gitmiyorsanız benim tavsiyem Sant. Margherita Ligure ya da benim de konakladığım Rapallo'da konaklamanız. 

Rapallo hem uygun fiyatlı konaklama hem de her yere yakın, merkezi nokta olması hem de plajları açısından tavsiyemdir. Buradan 30 dakikalık tekne yolculuğu ya da 40 dakikalık otobüs yolculuğu ile Portofino'ya geçebilirsiniz.

Santa Magherita Ligure'nin ise plajları güzel ama daha küçük bir kasaba... Her iki seçenek de size güzel bir yaz tatili sunabilir.

Ne yenir?

Portofino'da fiyatlar yemekler konusunda da diğer yerlere göre pahalı; ancak bu demek değil ki yiyemezsiniz. Aslında 5-10 Euro farkla manzaraya karşı afiyetle yemeğinizi yiyebilirsiniz ama çok da değer mi bilemedim. Belki bir akşam, belki yanınızda o anı paylaşmak istediğiniz özel biri varsa neden olmasın... 

Şarap İtalya'nın her yerinde olduğu gibi burada da sudan ucuz. Evet yanlış okumadınız; su 5 Euro, şarap 3-4 Euro...

1 kişilik pizza, makarna ve tatlıdan oluşan bir akşam yemeğ,i su içmez şarap içerseniz 30-40 Euro civarında. (Eğer Rapallo'da yerseniz 15-20 Euro)

Eğer Rapallo ya da St.Magherita Ligure'de kalıyorsanız tekneyle gidiş-dönüş 11,5 Euro otobüsle 6 Euro'ya Portofino'ya gidebilirsiniz.

Bu arada bölgenin pesto, yani fesleğenin bölgesi olduğunu da unutmayın. Yani İtalya'da pesto soslu yiyebileceğiniz makarnaların en güzellerini bu bölgede yiyebilirsiniz.

Benim Portofino için önereceğim bir restoran yok; nedeni ise öğle vakti gitmem ve liman kısmında teknelerin olduğu kısımda ilk gördüğüm yere yorgunluktan bitap düşmüş şekilde oturmam. Sadece bir Fransız tostu ve şarap yiyebilmem...

Pizza bu bölgede de baş yemeğiniz olacak... Yanı sıra deniz mahsullerinin bu balıkçı kasabasında ana yemek olduğunu söylememe gerek yok sanırım :)

Ne Yapılır?

Castello Brown

Portofino'ya vardığınızda ilk yapacağınız şey enerjinizi kaybetmeden en güzel manzaraya tırmanmak olmalı. 1557 yılında askeri mühendis Giovanni Maria Olgiati tarafından limanın korunması için inşa edilmiş bina. 1867'de uzun yıllar kullanılmayan kale, İngiliz konsolosu Montague Yeats-Brown tarafından alınarak bir villaya dönüştürülmüş. 1949 yılında konsolosun soyundan bir çift villayı Mrs. Jhon Baber'e satmış, o da restore edip aslına sadık kalarak bir süre kullandıktan sonra 1961 yılında Portofino şehrine bırakmış kaleyi.

Kale içinde şu anda sanat galerisi bulunuyor. Sanat ve manzara için uzun bir yolu göze almalısınız.  5 Euro giriş ücreti ile kıvrımlı uzun toprak yoldan tepeye tırmanmalı ve o güzel manzarayı seyretmelisiniz.

Andrea Bocelli'nin konser verdiği Portofino Limanı'nı kartpostallardaki haliyle görebilir fotoğraflayabilirsiniz. Tavsiyem tüm vaktinizi objektifin arkasında geçirmemeniz. Fotoğraf çekmeyi severim, yanlış anlaşılmasın; ancak anın keyfini çıkarmak için derin bir nefes alıp seyreyleyip manzarayı hayallere dalsanız... Ne dersiniz?

Kale yolunda karşınıza sizi plaja ve burnun diğer tarafındaki küçük bir bara götürecek yollar çıkacak. Bu yolları takip edip maceraya atılın derim. Güzel manzaralar size özel anlar yaşamınızı sağlayacak, emin olabilirsiniz.

San Martino Kilisesi

Limanın hemen sağ tarafında bulunan kilise, 12. yüzyılda yapılmış. Anton Maria Maragliano tarafından Mesih betimlemesi tamamlanmış. Kendisi önemli bir ahşap sanatçısı imiş efendim .

San Giorgio Kilisesi

Limanın sol tarafına yönelirseniz küçük bir tepenin üzerinde taş bir kilise sizi karşılıyacak. Giorgio Kilisesi 1154 yılında Romanesk tarzda yapılmış ve 17. yüzyılda yenilenmiş.2. Dünya Savaşı'nda tamamen tahrip olan kilise 50'li yıllarda Barok stilde yeniden yapılmış.
Kiliseye çıkan yoldan ve kiliseden güzel bir Portofino manzarası sizi karşılar. Kilisenin yanındaki mezarlığı da gitmişken ziyaret etmenizi öneririm. Ben özellikle ilginç buluyorum mezarlıkları.Yörenin kültürüne göre farklılıklar gösteriyor olması aslında yaşarken nasıl farklıysak vedalarımızda da farklılıklarımızı ortaya çıkarıyor.

Park Müzesi - Uluslararası Heykel Merkezi

St. Giorgio Kilisesi'nin hemen altında limanla arasındaki kısımda bulunan park güzel bir yürüyüş için ideal. Zaten limandan kafanızı kaldırdığınızda heykeller hemen dikkatinizi çekecek. Uluslararası pek çok sanatçının eserleri parkı süslüyor. Tam da Portofino'ya yakışır şiirsellikte bir park!

Meraklısına özel bilgiler:

• 1995 yılında Michelangelo Antonioni ve Wim Wenders filmi (Beyond the Clouds) Bulutların Ötesinde filmi burada çekilmiştir.
• Portofino halen Tutankhamun laneti olarak çağrılır; bunun nedeni ise Tutankhamun'un mezarını bulan Lord Carnarvon burada Villa Altachiara'da yaşamıştır. 2001 yılında keşfinden kısa bir zaman sonra villa da sinek ısırığı nedeniyle vefat etmiş Lord ve sonrasında da villa'nın sahibi Kontes Francesca Vacca Agusta da villadan suya düşerek vefat etmiş... İnsancıklarda Tutankhamun'un mezarımla ne uğraşıyorsun yahu diyerek Lord'u ve Portofino'yu lanetlediğine inanmışlar... Şahsen bu güzelim köyün lanetlendiğine inanmak mümkün değil.
• Liguria'nın her sokağında kendimi film karesinde gibi hissettim bu güzelliklere herhangi bir varlığın huzur dışında bir şey dilemesi anlamsız geliyor bana :)