Puglia'nın Güzel Kasabası: Alberobello

Alberobello Güney İtalya'nın, Puglia Bölgesi'nin en turistik ve dikkat çeken kasabalarından biridir. Bunun nedeni de her yerde rastlayamayacağınız "trullo" adı verilen evleri. 

Koni şeklindeki bu evlerin hikayesi 13. yüzyıla dayanıyor. Rivayete göre 13. yüzyılda kral yeni evlerden vergi alacağını söyleyince kasaba halkı çare düşünmeye başlamış. Çare olaraksasa evlerin çatılarında kireç taşını kullanmayı bulmuş. Çatılar yapılırken taşların arasına harç konmamış, bu yüzden de en üstteki yuvarlak tepeyi çekince çatılar birden dağılıveriyormuş ve ortada ev kalmıyormuş. Böylece vergi memurlarını atlatıyorlarmış. Serde muhabirlik var, bu hikayenin gerçekliğinden şüphe duyunca, Alberobello'nun yerlileriyle konuşmaya çalıştım, ama ne mümkün! Güney İtalyalılar'ın çoğu İngilizce konuşmuyor, gitmeyi düşünenlere tavsiyem olsun: Yanınızda İtalyanca sözlük bulundurun. 

Nasıl Gidilir?

Alberobello'ya ulaşım yerel tren ağlarıyla sağlanıyor, bu ağlar Pazar günleri hariç her gün çalışıyor. Lecce kentinden önce 1,5 saatte Martina Franca'ya, ardından da aktarma yapıp 15 dakikalık başka bir yolculukla Alberobello'ya gidiliyor. 

Nerede Kalınır?

Trullo’ların yoğunlukta olduğu 2 cadde var Alberobello’da: Rione Monti ve Aia Piccola. İlki daha turistik olan cadde. İkincisi daha yerel, o yüzden bu bölgedeki trullo’larda kasabalılar yaşıyor. Seçiminizi bu ayrıma göre yapmanız en doğrusu olur. Benim kaldığım trullo Aia Piccola’da idi, yanımdaki trullo’da yaşlı bir çift yaşıyordu hatta. Ben yerel halkın içine karışmayı sevdiğim için bu bölgeyi tercih etttiğime memnun kalmıştım. Kaldığım Tipico Resort'u kesinlikle tavsiye ederim. Burası gerçek bir trullo değil, yani diğerleri gibi 13. yüzyıldan kalma değil, sonradan trullo şeklinde yapılmış. Kapı açıldıktan sonra dik bir merdivenle aşağı iniliyor, temiz ve ferahtı. Ama klostrofobiniz varsa ya da basık yerlerde uyumakta zorlanıyorsanız, trullo yerine normal bir otelde kalmanız daha iyi olabilir.  

Gezilecek Yerler: 

Trullo’ların bol bulunduğu iki cadde Rione Monti ve Aia Piccola gezilecek başlıca yerler. Ben turistik olanla Rione Monti ile başladım. Buradaki trullo’ların çoğu ya hediyelik eşya mağazası olmuş, ya da market. Bu caddede trullo’dan yapılma kilise de var, ikiz trullo anlamına gelen Trullo Siyamese de. Bu caddedeki trullo’ların üzerinde güneş ve kalp gibi simgeler var. Hatta bazı trullo’ların girişinde bu simgelerin anlamlarının yazdığı kağıtlar da bulunuyor.

Aia Piccola ise daha çok kasabalıların yaşadığı, daha az turistik caddesi Alberobello'nun. Buradaki evlerin çatısına diğerlerindeki gibi simgeler çizilmemiş.

Alberobello’da en az trullo'lar kadar dikkat çekici bir yer daha var: Dikdörtgen Park. Burası Piazza Del Popolo’da. Alberobello "güzel ağaç" anlamına geliyor ve bu park da kasabanın adının hakkını veriyor. Parkın üzerinde özenle kesilmiş ağaçlar var. Bir bütün dikdörtgen şeklinde. 

Günbatımı izlemek için iki seçenek söz konusu. Rione Monti’deki bazı trullo’ların üstünde terasları var, bunların girişinde "Panaromici" yazıyor. Onların yukarısına çıkıp güneşin batışını izleyebiliyorsunuz. Güneş, çok yüksek olmadığı için trullo’ların üstüne değil, arasına batıyor. İkinci seçenek ise Belvedere Terası‘na çıkıp günbatımını orada seyretmek. 

Yeme-İçme: 

L'aratro Restoran akşam yemeği için ideal. Yüzyıllar önce yapılmış bir trullo burası, sonradan restorana çevrilmiş. Garsonları ve şefleri gayet kibar ve ilgili. Lezzet bakımından da bir o kadar hafızada kalıcı bir mekandı. Değişik lezzet arayanlar ançuezli orecchiette’sini deneyebilirler. Bagia Caffe de hafif bir şeyşer atıştırmak ya da bir şeyler içmek için uğranabilecek yerlerden.  Trullo’ların arasında gezdikten sonra yorgunluk atmak için de tercih edilebilir. Lecce Kahvesi ve alkolllü kokteylleri pek leziz.