Şehir turistik noktalar açısından çok fazla seçenek sunmamakla beraber, gezebileceğiniz bir kaç önemli noktası bulunur. Oval biçimli Tartinijev Meydanı şehrin merkezi durumundadır. Bu meydan adını 1692’de burada doğmuş olan Guiseppe Tartini’den adını almış. Tartini bir müzik virtiözü olarak isim yapmış ve doğduğu kasabanın ismini tüm Avrupa’ya duyurmuş. Bu nedenle meydanın tam ortasına da elinde kemanı ile bir anıtı dikilmiştir. Şehir merkezinde bulunan, ünlü müzisyen Giuseppe Tartini'ye ait anıt da görülmeye değerdir. Bu meydana açılan dar ara sokaklar fotoğraflıktır. Bu merkez çevresinde yer alan, gotik mimarinin önemli bir örneği olan Venetian House adlı yapı da görülmelidir.
Bunların dışında, çeşitli dinî yapıları ve deniz müzesini gezmek de yapabilecekleriniz arasındadır. St. George Katedrali'nin ilk kısımları 12. yy’da yapılmış. Ancak bugünkü büyüklüğüne 14.yy’da, bugünkü barok görüntüsüne ise 1667 senesinde kavuşmuştur. Bu katedralin Piran'ı koruduğuna inanılıyor. Tepede yer alan katedralin yanından manzara müthiş. Bölgeyi korumak amacıyla 7. yüzyılda yapılmış olan, ama günümüzde sadece ufak bir bölümü kalmış olan surlar da görülebilir.
Piran Yarımadası’nın en uç tarafında 13.yy’dan kalma bir deniz feneri bulunuyor.
Şehirde plaj olmamasına karşın yerel halkın ve turistlerin denize girdiği noktalardan siz de denize girebilirsiniz. Piran'da bulunan dalış okuluna başvurarak da kurslara katılmanız mümkündür. Ancak denize girmek için Portoroz daha ideal bir bölgedir.
Eşsiz bir gün batımı sunan şehirde deniz kenarındaki kafe ve restoranlardan gün batımını izlemek de oldukça güzeldir.