Slovenya'nın Adriyatik Kıyıları Koper, Piran, Portoroz ve İzola

Piran’a giderken yol üzerinde Koper’e uğruyoruz. Koper şehri Slovenya’nın Adriyatik denizine açıldığı noktadır. Burası bir liman şehri… Slovenya’nın zaten topu topu 40 kilometrelik bir sahil şeridi var. Koper’de deniz ticareti olmasından dolayı Slovenya’nın hacimli sanayi ve ticaret kenti. Burayı Slovenler İtalya’dan zar zor almışlar. Koper’den biraz kuzeye çıktığınızda İtalya’nın Trieste şehrine ulaşıyorsunuz. Koper’in güneyinde ise Hırvatistan sınırına kadar sırası ile İzola, Piran ve Portoroz kasabaları yer alıyor. Bunlar içinde Portoroz otel ve restaurant anlamında en zengin olanı, Piran ise en sevimli kasabası. Gerçi sanki bu kasabalar birbiri ile iç içe geçmiş gibi.

Piran gerçekten çok şirin ve eski bir kasaba. Evlerin önünde kayalardan ya da iskelelerden denize giren yerli halka turistler de eşlik ediyor. Biz burada arabamızı yarımadanı ucuna park ettik. Dolaşıyoruz ama bir gözüm çevrede bir gözüm arabada. Tam bu noktada bir polis bize ceza yazıyor. Haklı da aslında park edilmez yere park ettik. Ama olacak iş değil daha ineli arabadan 5 dakika olmadı. Polisin yanına doğru koşuyorum ve cezayı iptal etmesini, bizim turist olduğumuzu ve buranın yasak olduğunu anlamadığımızı söyledim. Memur iyi bir memurdu ki cezayı yırtıp attı. Hemen arabaya atlayıp, aracı ceza yemeyeceğimiz bir yere çektikten sonra gezimize devam ettik.

Piran gerçekten şirin küçük ve tarihi bir kasaba. Piran’ın tepesinde bir tane büyük katedral var… St. George Katedrali. Bu katedralin ilk kısımları 12.yy’da yapılmış. Ancak bugünkü büyüklüğüne 14.yy’da, bugünkü barok tarzındaki görüntüsüne ise 1667 senesinde kavuşmuş. Bu katedralin kasabayı koruduğuna inanılıyor. Aynı zamanda kasabanın etrafı daha derebeylik zamanından beri surlarla çevriliymiş. 7 nci yüzyılda yapılmış kara kısmında bu surları halen görebilmek mümkün. Bu katedralin yanından Piran manzarasını fotoğraflamak güzel. Piran çevresini kuşatan kalesi ile tipik bir Akdeniz kasabasıdır.

Piran’ın göbeğindeki Tartini Meydanı, adını 1692’de burada doğmuş olan Guiseppe Tartini’den adını almış. Guiseppe Tartini’nin annesi Caterina Zangranado, Piran’ın en eski aristokrat ailelerinden birisinden gelmekteymiş. Tartini bir müzik virtiözü olarak isim yapmış ve doğduğu kasabanın ismini tüm Avrupa’ya duyurmuş ve 1770’de Padova’da ölmüş. Bunun anısına kasabanın meydanına elinde kemanı ile bir heykeli dikilmiş.

Piran’ın meydanına geçit veren dar sokaklara araba ile girilemiyor. Bu dar sokaklar gerçekten etkileyici ve görülmeye değer.

Piran yarımadası’nın en uç tarafında 13.yy’dan kalma bir deniz feneri bulunuyor.

Buradan Portoroz’a hareket ediyoruz. Portoroz, Lucija isimli kasabaya yakın bir tatil sitesi... Portoroz’da çok güzel oteller, geniş caddeler ve bir çok plaj bulunuyor. Sahilinde su parkı ve eğlence yerlerinin olduğu bir bölge.

Aynı zamanda burada Casinolar da oldukça yaygın. Etrafta çok fazla son model araba dikkatimizi çekiyor. İtalya Trieste’den buraya günü birlik gelenler çok oluyormuş. Ayrıca burada bir çok termal kaynak ve spa hizmeti olan sağlık otelleri de mevcut.

Buraya kadar gelmişken İzola’yı görmeden olmaz. İzola merkezindeki katedral ile Piran’a benziyor. Ancak İzola çok daha yeni ve düzlükte yer alan bir kasaba. İzola Piran’a göre çok daha büyük bir Marina’ya sahip. Kasabanın iç kısmındaki yollar ise daha geniş ve araçlar rahatça girebiliyor. İzola’da alışveriş alternatifi çok daha geniş. Burası Piran’dan büyük ama Portoroz’dan küçük bir yerleşim bölgesi. İzola’nın Slovenya’nın en eski yerleşim yeri olduğu da söylenenler arasında. İzola’dan en eski pastanesinde bir dilim pasta yemeden ve kahve içmeden ayrılmayın. Piranda konaklayabileceğiniz Villa Verde Boutique B & B ve Apartments Port House gibi çok tercih edilen ulaşımı kolay oteller mevcut. 

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni