2016 yılının ilk seyahati karlı bir İstanbul gününde zorlu şartlarda havalimanına ulaşmamız ile başlıyor, istikamet Adana... Adana'ya bu ikinci seyahatim ve her ikisi de eşimin koşacağı maratonlar vesilesiyle oldu. Geçen sene Adana'ya uçup bütün gezip, yiyip, içip akşam uçağıyla Runtolia için Antalya'ya geçmiştik. Bu sene ise Adana Kurtuluş Maratonu için bir gün önceden Adana'dayız. Umduğumdan daha soğuk bir hava karşıladı bizi Adana'da ancak bu gezmemiz için engel değildi tabiki. :)
Adana hakkında biraz bilgi vereyim öncelikle; tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere gore, Çukurova Yontma Taş Devri'nden beri yerleşim yeri olmuş. 1553 yılında başlayan Ramazanoğulları döneminde kent oldukça büyümüş, daha sonra da Adana Sancağı'nın merkez ilçesi olmuş. Bu durum Fransız işgaline kadar sürmüş ve 5 Ocak 1922 yılında Fransız işgal kuvvetleri kentten çekilmiş. Bu tarih halen Adana'nın kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
ADANA GEZİLECEK YERLER
Adana ve çevresi doğal güzellikleri ve çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğu bir bölge olması nedeniyle önemlidir. Bu bakımdan her türlü turizme uygun bir yerdir. Çok sayıda kale, köprü, cami, kilise, ören yeri, han, hamam, müzesi ile tarih ve kültür turizmi için, birçok kilise ve cami ile de inanç turizmi için bir çekim merkezidir. Toroslar'daki yüksek alanlar doğa yürüyüşü tracking, akarsulardaki patina, av turizmi, yayla turizmi, mağara ve kanyon turizmi için dünyada az rastlanan güzelliklerle doludur.
Taşköprü
Kent mrekezinden geçen Seyhan Nehri üzerinde, tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Taşköprü, kimi araştırmalara göre 3500 yıl önce, kimi araştırmalara göre ise Roma döneminde 1700 yıl önce inşa edilmiştir. Bu bilgiler ışığında dünyanın kullanılmakta olan en eski köprüsü olma özelliğini taşır. Adana'nın sembol mimari yapılarından biri olan köprü, 319 metre uzunluğundadır. Kentin merkez ilçelerinden Seyhan ve Yüreğir'i birbirine bağlar.
Büyük Saat Kulesi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Adana valisi ve Türk edebiyatının ünlü yazarı Ziya Paşa tarafından yapımına başlanan Büyük Saat Kulesi, 1882 yılında Abidin Paşa döneminde tamamlanmıştır. Tepe noktasında bir can ve içerisinde merdiven bulunan kule 32 metre yüksekliğindedir. Kare prizma şeklide inşa edilmiştir. Kule üzerindeki saatler ise Cumhuriyet'in ilanından sonra 1925 yılında Almanya'dan getirilmiştir.
Ulu Cami
Ulu Cami, kent merkezinde Sarıyakup mahallesinde bulunuyor. Ramazanoğlu beyliği döneminde Halil bey tarafından inşaatına başlanmış ve oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından 1541 yılında tamamlanmıştır. Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan özgün bir yapıdır. Cami çini süslemeleri ile ünlüdür. Medrese, türbe, imaret, dar'ül hadis, dar'ül şifa, sıbyan mektebi gibi yapıları içeren külliyenin bir parçasıdır.
Yağ Cami
Saint Jacques Kilisesi'ne ekler yapılarak 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye çevrilmiştir. Halil beyin oğlu piri Mehmet Paşa 1525'te minaresini, 1558'te de medresesi yaptırılmıştır. kentin merkezinde Büyük Saat'e yakın bölgede yer almaktadır. Eski Cami olarak da bilinen cami önünde eski dönemlerde yağ pazarı kurulması sebebiyle Yağ Cami olarak anılmaya başlamıştır.
Sabancı Merkez Cami
1998 yılında hizmete açılan Merkez Camii, Türkiye ve Avrupa'nıın en büyük camisi olma özelliğini taşır. Merkez parkın güneyinde ve Seyhan nehrinin batı kıyısında yer alan caminin 32 metre çaplı ana kubbesi vardır. 4 yarım kubbe, 5 kube, 6 minaresiyle muhteşem bir görsellik oluşturur. 20.000 kişilik cami, 6000 metrekarelik bir alan üzerine oturtulmuş. Klasik Osmanlı Mimarisi tarzının izlerini taşıyan cami, kentin çok önemli ibadet mekanlarından biri olmanın yanında bölgenin ziyaretçi çeken önemli turistik anıtlarından biri özwelliğini taşır.
ADANA YEMEK DURAKLARI
Adana yöresinin zengin bir mutfağı bulunmaktadır. Mutfağın bu kadar zengin olmasının nedeni çeşitli kültürlerin etkisinde kalmasıdır. Adana yemeklerinin en büyük özelliği un, bulgur, et ve çeşitli baharatların kullanılmasıdır. Adana kebabı, çingene kebabı, içeceklerden şalgam ve meyan kökü, tatlılardan taş kadayıfı ve halka tatlısı Adana mutfağının özgün yemeklerindendir.
Sabah 10:00 gibi uçaktan iniyoruz, havalimanının dışına çıkıp yolun karşısından taksiye biniyoruz. Sizlere de bu şekilde yapmanızı öneririm, havalimanın içindeki taksilerin tarifesi oldukça yüksek. İlk durağımız kahvaltı için Birbiçer...
BİRBİÇER - Ciğer
Birbiçer aslında bir kebap salonu ama Adana'da kahvaltı ciğerle yapılır o yüzden biz de soluğu Birbiçer'de alıyoruz. Geçen yıl geldiğimizde de aynısını yapmıştık, dükkana girer girmez ocakbaşına oturuyoruz. Ocakbaşında ustalar ciğerleri pişirirken, çıraklar salata yapıyor, arkada ustalar ciğer temizliyor, şişe geçiriyor. Herkes görevinin başında, işler tıkırında. Hemen önümüze çeşit çeşit mezeler geliyor, ciğerimiz hemen önümüzde ocağa yerleşiyor ve pişince sıcak kalmaları için ocak üstünde daha ılık bir bölümde duracak şekilde önümüze geliyor.
Ciğer porsiyonunda 8 şiş var, porsiyon 14 TL, ayran veya şalgam 2 TL gelen tüm mezeler ise ücretsiz. Çay ikramını ise söyleme bile gerek yok :)
KABURGACI YAŞAR USTA - Kaburga
Sabah ciğerli kahvaltımızın ardından akşam yemeği için durağımız Meşhur Kaburgacı Yaşar Usta. Adana'ya gelince kıyma kebap yenir ama kaburga diyince akan sular duruyor. Geçen sene bir tavsiye üzerine geldiğimiz bu mekana bu sefer kalabalık bir kadro ile gidiyoruz. Mekan Hilton otelinin arkasındaki sanayinin içinde bir baraka. Dışarıdan bakınca içeri girip girmeme konusunda tereddüt edebilirsiniz ama bu yanılgıya düşmeyin. Hatta doğru ocakbaşına doğru yönelip oraya yerleşin.
Kaburganın porsiyonunda 4 şiş var, şişlerin tanesi 6TL, ayran 2 TL, kıyma kebabı denemek isterseniz 1 porsiyon 10 TL gelen çeşit çeşit mezeler ise ücretsiz.
CİK CİK ALİ - Adana Kebap
Adana'lı arkadaşlardan aldığımız tavsiye üzerine Adana'da ikinci günümüzde lezzet durağımız Cik Cik Ali. Mekan şehir merkezine çok yakın sayılmaz ancak yürüyerek yarım saatte ulaşabilirsiniz. Mekan dışarıdan bakılınca çoğu kişinin girmeyi tercih etmeyeceği türden, kapıdan girdiğinizde karşınıza ocak çıkıyor, Ali usta başında arkasında ise minik bir mutfak var. Eşi, kardeşi ve yeğenleri servise bakıyor. Hemen soldaki minik kapıdan içeri girince de 3 uzun masadan oluşan yemek kısmına giriyorsunuz. Masalarda kağıt serili, son derece salaş biryer. Ancak bu tip yerlerde lezzet seviyesinin üst limitlerde olduğu kanaatindeyimdir.
Kalabalık bir grup olarak gittik ve en uzun masaya yerleştik. Hepimiz Adana kebap sipariş ettik ama oturur oturmaz masamız dolmaya başlamıştı. Gelen salatalar ve mezeler diğer mekanlardaki gibi bol ve çeşitli ancak buraya özel olan durum ortaya gelen mantar salatası. Izgara mantarların sıcak pide üzerinde gelip midemizi şenlendirmesi çok hoş oldu. Ardından gelen kebaplarımız ise gayet başarılı, yağı, tuzu, lezzeti gayet yerindeydi.
1 porsiyon kebap 16 TL, ayran 1 TL, tüm mezeler ücretsiz, tatlı çeşidi oalrak sütlü fıstıklı kadayıf ve taş kadayıf mevcut. İkisini de denedim ama ekstra bir özellik olduğunu söyleyemem ayrıca pahalı. 1 porsiyon tatlı 10 TL. Çay ikramları var ancak dışarıdan söyledikleri için gelmesi uzun sürüyor, bilginize.
KAZIM BÜFE - Muzlu Süt
Muzlu sütü ile ünlü bir kafe başta ilginç gelebilir ama Adana'da bir Kazım Büfe efsanesi söz konusu. Geçen seneki ziyaretimde gitme fırsatı bulamamıştım ancak bu sefer ogle saatlerinde istikametimiz burası. Şehir merkezinde sayılır, gittiğimizde oldukça yoğun bir kalabalık vardı. Eleman sayısı ise bu yoğunluğu karşılamak için yeterli.
Muzlu sütü büyük boy bir blender ile yapıyor, şeker ilavesi istemiyorsanız baştan söylemeniz lazım. Bir blenderdan 2 büyük bardak çıkıyor, iki bardak için toplam ücret 5 TL. Yanında tost yemek isterseniz küçük sandwich ekmeğine yapılan karışık tost 5 TL. Biz muzlu sütü çok beğendik, sizlere de öneririz.