Eyüp Sultan Camii

Eyüp Sultan Camii İstanbul‘un Eyüp semtinde yer alan ve Haliç kıyısından boğazı selamlayan bir cami. Yalnızca bir cami olmakla kalmayan bu yapı, çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayan bir ibadethane konumundadır. Caminin içinde çok sayıda kabir, türbe, lahit bulunur. Çevresindeki serviler ve mezarlıklar sayesinde caminin çehresi değişik bir atmosfere bürünür. Camide mezar bulunan kişilerin arasında Necip Fazıl, Fevzi Çakmak, Ferhat Paşa, Mehmet Paşa, Siyavuş Paşa, Beşir Fuad, Ahmet Haşim, Ziya Osman Saba, Sokullu Mehmet Paşa vardır. Osmanlı Dönemi boyunca çok fazla önem verilen bu cami, Fatih Sultan Mehmet‘ten sonra yüzyıllar boyunca padişahların kılıçlarını kuşandığı bir yer olmuştur. İnşa edildiği dönemden bu yana kutsal bir yere sahip olan, Haliç’in kıyısındaki Eyüp Sultan Camii’ni, İstanbul’da gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.

Eyüp Sultan Kimdir?  

Asıl adıyla Ebu Eyyûb El-Ensari olan ve Eyüp Sultan olarak anılan, en büyük Sahabelerden birisidir. İslam peygamberi Muhammed’i Mekke’den Medine’ye göç ettiği zaman evinde ilk misafir eden kişi Eyüp Sultan olmuştur. Bu misafirlikten sonra kendisine bu Mihmandar-ı Nebevî veya Mihmandar-ı Resul de denilmiştir. 90’lı yaşlarında, İkinci İstanbul Kuşatması sırasında şehit düşmüştür. Vasiyeti üzerine İstanbul surlarının dibine gömüldüğü söylenir. Fetihten sonra Akşemsettin tarafından mezar yeri bulunur. Şu anda onun adına bir türbe, kendi adı ile anılan Eyüp Sultan Camii vardır.


Eyüp Sultan Camii Hakkında Bilgi 

Eyüp Sultan Camii‘nde kılıç kuşanan ilk isim Fatih Sultan Mehmet olmuştur. Fatih‘e kılıcını kuşandıran kişiyse Akşemseddin’dir. Onun arkasından pek çok padişah da Sinan Paşa Köşkü‘nden kayığa binerek, Bostan İskelesi’ne gelip namaz kıldıktan sonra, Şeyhülislam tarafından kılıç kuşanma geleneğini sürdürmüştür.
Eyüp Sultan Camii’nin planı dikdörtgendir ve mihrabı çıkıntılıdır. Merkez kubbe altı sütun ve iki fil ayağına yaslı haldedir. Etrafında bir yarım kubbe, ortasında Eyüp Sultan Türbesi ve avlu ortasında yaşlı bir çınar ağacı vardır.
Cami pek çok defa onarımdan geçmiştir. Yapılan ilk minarelerin boyları kısadır. 1733 yılında uzun minareler inşa edilmiştir. Bu uzun minareler de bir yıldırım düşmesi sonucunda hasar gördüğü için tekrar tamir edilmesi gerekmiştir.

Eyüp Sultan Camii, döneminde yoksulların da gözetildiği bir ibadethane olarak işlev görüyordu. Eyüp Sultan Camii çevresinde Sultan Mehmed’in isteğiyle yapılan imarette günde iki kere yemek çıkardı. Normal zamanlarda pirinçli ya da buğdaylı yemek verilirken Ramazan ayına gelindiğinde menüdeki yemek etli olurdu. Özel günlerde, cuma veya kandillerde, zerde ve zerbaç, pilav ikram edilen yiyeceklerin arasında bulunurdu.
Caminin kapısının önünde Sinan Paşa Kasrı yer alıyordu. Daha sonra bu kasır 1798 yılında yıkılarak bulunduğu alana dev bir çınar ağacı ve parmaklıklı bir set konulmuştur. Parmaklığın çevresinde çeşmeler vardır. Bu parmaklıkların üzerinde Mevlevi sikkeleri yer alır. Bunun sebebi ise caminin tadilatından sonra ibadete açan Sultan III. Selim‘in Mevlevi olmasıdır.
Camiinin dış avlusundan caddeye açılan iki kapısı bulunur. İç avlu 12 sütun ve 13 kubbeden oluşur. Avlunun ortasında ise şadırvan vardır. Türbe tek kubbeli olmakla beraber 8 köşeye sahiptir.
Caminin dış avlusunda sebile rastlanır. Bu sebil üç pencerelidir. Bayramlarda ve özel zamanlarda şerbet dağıtıldığı için şerbethane adıyla da anılır.

Eyüp Sultan Camii Hikayesi 

Eyüp Sultan Camii‘ndeki çınar ağacının bir de hikâyesi vardır. Bu hikâyeye göre Eyüp SultanEmeviler‘in kuşatması sırasında şehit düşer. Vasiyeti gereği de surların hemen yakınlarına gömülür. Savaş herkesi olumsuz etkilediği için Fatih Sultan Mehmet, Eyüp Sultan‘ın mezarını bulmanın yeniçeri askerleri için bir moral olacağını düşünür. Konuyla ilgili destek almak için de hocası Akşemseddin ile görüşür. Bu konuşmadan sonra Akşemseddin bir rüya görür. Harekete geçer ve Eyüp Sultan etrafına geldiği zaman bir ışık görür. O sırada koyunlarını otlatmakta olan bir çobana sorar. Çoban ise koyunlarının o bölgede hiç otlamadığını söyler. Çobanın böyle söylemesinden Eyüp Sultan‘ın mezarının burada olduğunu anlar. Kabrin yerini netleştirmek için de baş ve ayak ucu olmak üzere 2 yere çınar ağacı diktirdikten sonra padişaha söyler. Sultan bunu öğrenince bunun bir sezgi mi yoksa gerçek mi olduğundan emin olmak için Silahtarağa‘yı çağırır. Çınar ağaçlarının sökülmesini, işaretlenen yere de kendi yüzüğünün gömülmesini söyler. Bir sonraki gün devlet erkanıyla beraber Akşemseddin ile birlikte alana gider ve mezar yerini tekrar göstermesini ister. Akşemseddin ise yeri değişen çınar ağaçlarını dikkate almaz ve ilk gösterdiği yeri yineler. Emin olup olmadığı sorulduğunda ise “Eminim, burada şu anda bir yüzük var. Onun iki metre altında da mezar,” der. Padişah böylece emin olur ve söktürdüğü çınar ağaçlarını yerine koymak ister. Akşemseddin de kalmasını ve oranın da kutsal bir alan olduğunu söyler. O çınarlardan biri Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde sözünü ettiği ve caminin iç avlusundaki çınar ağacıdır. Diğerinin ise 1915 yılında söküldüğü söylenir.

Eyüp Sultan Türbesi Ziyaret Saatleri ve İletişim

Türbeyi 09:30-16.00 saatleri arasında görebilirsiniz.
Eyüp Sultan Camii ve Türbesi Adresi: Eyüp Merkez. Cami Kebir Sk. Eyüp / İstanbul
Eyüp Sultan Camii ve Türbesi Telefon : (0212) 564 7368

Eyüp Sultan Camii Nasıl Gidilir?

Otobüs: 39 Akşemseddin Mahallesi–Yenikapı, 39B İmar Blokları–Vezneciler,  39D Yeşilpınar–Yenikapı, 39O Yeşilpınar–Otogar, 39Y Yeşilpınar–Vezneciler, 39Ç Hamidiye Mahallesi–Aksaray, 48A Göktürk–Kazlıçeşme, 55EY Eyüp Üçşehitler-Aksaray, 86V Eyüpsultan-Vezneciler, 94Y Yeşilpınar–Bakırköy hat numaralı otobüslerler Eyüp Sultan Bulvarı’nda inip, kısa bir yürüyüşün ardından ulaşabilirsiniz.
Otomobil: Şahsi aracıyla gitmek isteyenler Edirnekapı‘dan Gaziosmanpaşa tarafına doğru giderken Eyüp çıkışını kullanıp, yön levhalarını takip ederek Eyüp Sultan Camii ve Türbesi’ne ulaşabilirler.
Metro: Yenikapı-Atatürk ya da Kirazlı–Yenikapı metro hattını kullanarak Bayrampaşa durağında inerseniz, yaklaşık 15 dakikalık yürüyüşün sonucunda varabilirsiniz.