İçinde bulunduğumuz süreç nedeniyle uzun zamandır seyahat edemiyoruz ve bu nedenle de gezdiğimiz yerleri sizinle paylaşamıyoruz. Ama itiraf etmeliyiz ki hem sizinle deneyimlerimizi paylaşmayı hem de sizinle seyahatle ilgili sohbet etmeyi çok özledik.
Seyahatten uzak geçen bu süreçte neler yaptığımızı soracak olursanız her ne kadar seyahat etmemek bizim için oldukça üzücü bir senaryo olsa da bu süreç Dünya ile doyasıya vakit geçirmemiz için bir fırsat oldu. :) Yaklaşık 1,5 aydır evden Dünya’yı aşıya götürmek ve alışveriş yapmak dışında hiç çıkmıyoruz ve tüm vaktimizi kızımızla oyun oynayıp ona bir şeyler öğretmek için harcıyoruz. Tabii bu oyunlar sırasında Dünya ile gezeceğimiz yerlerin hayalini kurmadan da edemiyoruz. :)
Bu yazıda sizlere gezdiğimiz bir yeri değil de her şey normale döndükten sonra gitmeyi hayal ettiğimiz ilk yeri anlatacağız. Aslında Dünya henüz doğmamışken yaptığımız seyahat planlarında ilk önce Asya’ya gideriz diye düşünmüştük fakat bu hayalimiz maalesef gerçekleşemedi. Biz de bu defa Murat ile cimcimeyi yurt içinde bir yerle tanıştıracak bir rota hayal ettik ve bizi yakından takip edenlerin tahmin edebileceği gibi “Adana’ya gidelim” dedik.
Ülkemizin her köşesini çok seviyor olsak da Adana hem gezilmesi gereken yerleriyle, hem şu an düşündüğümüzde dahi heyecanlanmamıza neden olan yemekleriyle, hem de Mersin’ e olan yakınlığıyla bizim Türkiye’de en sevdiğimiz şehirlerden.
Galiba kurduğum cümlede yanlışlıkla size yaptığımız bir diğer programla ilgili spoiler verdim. :D Evet, anlayacağınız üzere kızımızla Adana’yı gezdikten sonra yurt içinde keşfetmek istediğimiz bir diğer lokasyon da Mersin. Bizi yıllardır takip edenler tıpkı Adana gibi Mersin’i de ne kadar sevdiğimizi bilirler. Aslında Adana ve Mersin birbirine yakın şehirler fakat henüz bu iki şehri aynı seyahatte gezip gezmeyeceğimize karar vermedik. Malum Dünya henüz çok küçük. Bu nedenle de araba yolculuğunda huysuzluk yapıp yapmayacağından emin olamıyoruz. Eğer yapmayacağını düşünürsek belki Adana’ya gitmişken Mersin’i ve Mersin’in her gördüğümüzde bizi hayran bırakan güzelliklerini de görüp döneriz. Kim bilir? :)
Açıkçası ben bu sürecin ne zaman biteceğini kestiremediğim için plan yapma noktasında maalesef Murat’a göre yavaş kalıyorum. Çünkü o giderken uçak biletlerimizi nereden alacağımıza karar verecek kadar detaylı düşünmüş seyahatimizle ilgili. Bu ara sürekli turizmle ilgili programlar izleyip uçak bileti haberlerini yakından takip ettiği için Adana’ya gideceğimiz zaman biletleri en uygun fiyata Fastfly’den alabileceğimizi keşfetti.
Fastfly’i ben de yeni keşfettiğim için henüz hakkında fikir sahibi olmayanlara anlatmak isterim. Fastfly kısa bir süre önce hizmet vermeye başlayan ve uçak bileti almak isteyenlerin gidecekleri destinasyonu girip de bilet fiyatlarını kıyaslayabildikleri bir platform. Yani bu uygulamayı kullanarak tüm havayollarının bilet fiyatlarını aynı sayfada görüntüleyebilmeniz mümkün.
Bilet konusunu bir kenara bıraktıktan sonra şimdi Adana’da yapacaklarımızı anlatmak istiyorum. Daha önce Adana’ya çok kez gitmiş olduğumuz için şehrin nasıl gezilebileceğini biliyoruz. :) Bu nedenle de seyahatimizde her yere yakın olmak için şehir merkezinde bir otelde kalmayı düşünüyoruz. Adana’ya gidip otelimize yerleştikten sonra ise şehirde mutlaka uğramamız gereken birkaç yer bulunuyor. Mesela şehre gitmişken Tepebağ tarafında Atatürk Evi’ni kesinlikle görmeliyiz.
Ayrıca Sinema Müzesi’ni de görmeden dönemeyiz.
Müzelerin hemen arkasında, Tepebağ evlerinin oradaki Musabalı Konağı’nın da tadilatı bitmiş diyorlar. Buraları mutlaka ziyaret ederiz. Çünkü önceki gidişimizde biraz da çekim temposundan dolayı detaylı gezmeye vakit bulamamıştık burada.
Şehirde mutlaka görmemiz gereken yerler arasında Büyük Saat Kulesi'nin de olduğunu söylememize gerek yok herhalde. :)
Diğer gezeceğimiz yerler arasında da Tarihi Kazancılar Çarşısı ve Adana’nın Yeni Şehir Müzesi de bulunuyor. Aslında bu müzeye Dünya biraz daha büyüyünce gitmek lazım çünkü çocuklara çok ilginç gelecek modern müzecilik yaklaşımıyla tasarlanmış bir müze burası. Tabi 6 aylık bebeklere göre değil yine de. :)
Gezilecek yerlere değindikten sonra sıra tabii ki yemeklerden bahsetmeye geliyor. :) Ben pek sevmesem de Murat şimdiden her sabah kahvaltıda ciğer yemenin hayalini kuruyor. Hatta hala ara ara Kazancılar Çarşısı’ndaki ciğercileri unutamadığından bahsediyor.
Ben ise bu sefer gittiğimizde gerçekten Adana kebaba doymak istiyorum. Tabii Adana böreğine de … İkimizin de bol bol şalgam suyu içeceğine de eminim ama şırdan yer miyim bilemiyorum. Gerçi Murat yese de o da çok bayılmıyor. :)
Bizim şimdilik hayallerimiz bunlar. Kızımızla güzelce gezmek, enfes yemekler tatmak ve eve dönerken sevdiklerimize lezzetli şekerlemeler ve tabi şalgam suyu :) getirmek istiyoruz. Bu hayalimiz ne zaman gerçek olur kestiremesek de bir gün kızımızla Adana’yı mutlaka gezeceğimize eminiz.
Yorumlar