İlk zamanlarındaki adı Çizemua Hable olan Kırkpınar, Kuzey Kafkasya Çerkezlerinin Ubıh Boyu’ndan Çizemua Ailesi tarafından 1864 yılında kurulmuştur. Bugünkü Yanıkköy (Hunca Hable) ve Maşukiye (Öçbe Hable) ile birlikte kurulmuş bir mahalle olan Kırkpınar, doğası ve iklimi ile yerleşim yeri olarak değerlendirilmiştir.

1864 yılı, Kafkasya’daki direnişin son bulmasına sahne olmuştur. Çerkezlerin Türkiye’ye göç etmesi konusunda Rusya devleti ile anlaşma yapan Sultan Abdülaziz, göç konusunu görüşmek üzere Çerkezlerden saygın kişileri İstanbul’a davet etmiştir. Çizemua Hable’nin kurucusu Çizemua Musavest Bey ve beraberindeki 13 kişi saraydaki görüşmeye gitmiştir. Bu görüşme ile Kafkasya’dan gelecek ailelere zor durumda kalmamaları için makul büyüklükte bir arazi temin edileceği bildirilmiştir. Bunun üzerine bu aile, memurlar ve jandarmalar eşliğinde, İzmit’ten sonra olmak şartıyla yer beğenmek üzere yola koyulmuşlardır. Musavest Bey, Kırkpınar civarına gelindiğinde göl ve yeşilliğin oluşturduğu doğal ortamdan etkilenerek ve buranın iklimi ve yeşilliği ile Rusya’nın Soçi kentine benzeterek etkilenmiş ve yerleşmek için burayı seçmiştir. Fakat ertesi sabah yemeklerine zehir konularak hayatlarını kaybetmişler ve bu trajik olay Sultan Abdülaziz’i üzmüştür. Bunun üzerine Sultan Abdülaziz, Musavest Bey’in okuma çağındaki çocuklarını saraydaki Enderun’da eğitim görmeleri üzerine saraya getirilmesini istemiştir. Daha sonra bu kişilere devlet katında önemli görevler de bahşedilmiştir. Musavest Bey’in oğullarından biri olan Hacı Hüseyin Bey’in torunu Neslihan Hanım, Necip Fazıl Kısakürek’in eşi olmuştur.
İlk adı Çizemua Köyü anlamına gelen Çizemua Hable’de zamanla nüfusun artış göstermesi ile birlikte, daha anlaşılır bir ad konulması bir gereklilik olmuştur. Dönemin Adapazarı kaymakamı bölgede çok fazla pınar olması, köyde dünyaya gelen ilk kız çocuğunun adını Şadiye olması ve 40 sayısının Türklerce öneme sahip olması sebebiyle buraya “Kırkpınar Şadiye” adını koymuştur. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ise Şadiye adı kaldırılıp mahallenin adı sadeleştirilerek Kırkpınar olarak nihai halini almıştır.

Kırkpınar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Marmara Bölgesi’nde bulunan Sakarya ilinin Sapanca ilçesinde yer almaktadır. Sapanca Gölü kıyısında yer alan mahalle, Sakarya merkezinin 24 kilometre, Sapanca ilçe merkezinin ise 4 kilometre batısında konumlanmaktadır.

Göl manzarası, güzel iklimi ve ferah atmosferi ile etkileyici bir yer olan Kırkpınar, İstanbul’a yakın bir konumda olması sebebi ile hafta sonu gibi kısa zamanlı tatiller için tercih edilebilecek, Sapanca’nın gizli kalmış bir köşesidir. Bitki varlığının güzelliğinin yanı sıra bölgede bulunan güzel mimarili evler de ortamın atmosferine uyum sağlamakta ve görülmeye değerdir.

Kırkpınar temiz havası ile ziyaretçilerinde tazeleyici bir etki yaratmaktadır. Burada gölde yapılabilecek aktiviteler ile birlikte güzel bahçelerde vakit geçirmek de oldukça zevklidir. Yorgunluğu atmak ve ruhen rahatlamak için Kırkpınar’ın ortamı oldukça elverişlidir.

Günümüzde Bağdat Caddesi olarak adlandırılmış olan cadde, üzerindeki bahçeler ve kafelerle cezbedici bir noktadır. Tarihi İpek Yolu üzerinde olan bu cadde, bisiklet ve yürüyüş yolu olarak da kullanılmaktadır.

Kırkpınar’da görülecek birçok yeşil alan mevcuttur. Bunlardan biri olan Natürel Botanik Parkı, yemyeşil bir noktadır. Park 2003 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Kırkpınar tarihi yapılara açısından fazla zengin olmadığından, doğası ile ziyaretçileri cezbetmektedir. Şelaleler, dereler, kafeler, çeşitli işletmeler ve bahçeler dinlenmek ve rahatlatıcı bir şekilde vakit geçirmek için uygun ortam yaratmaktadır.