Anadolu'nun En Eski Termal Merkezlerinden Sarıkaya Roma Hamamı

Aydın'dan, Türkiye'nin tam ortasında kuzey-güney ile doğu-batı karayollarının çakıştığı noktada yer alan Yozgat'ın ilçesi Sarıkaya'ya gitmek üzere yola çıktık. Yaklaşık 60 yıl önce geldiğim Terzili Hamamı ya da Hamam Pazarı diye adlandırılan Sarıkaya, kaplıca ötesi çocukluk anılarımı çağrıştırdı. Ali Dayı’dan kiraladığımız oda, üstü açık çevresi soyunma dolaplarıyla çevrili çok sıcak ve berrak şifalı suyu ile kaplıca havuzu, hemen yanında tarihi duvarlarla çevrili ılık havuz… Büyüklerimiz sevmese de biz çocukların en sevdiği yerdi. Ilık havuzun arkasında kadınların çamaşır yıkadığı yunak hayalimden hiç çıkmadı. Hele atık suların  içinden geçtiği koruluk bizim en güzel oyun alanımızdı. Serçe etini ilk ve son kez orada yedim. Hacı Yücel Ağabey’in önderliğindeki çocuklar sapan ile vurdukları serçeleri temizlediler ateş yakacaklardı ancak kibrit yoktu, annemin gazocağı yakmak için kullandığı kibriti gizlice alıp getirdim. Karşılığında da bir serçe budunu hak ettim.  
Ben bunları düşünürken, 1957 yılında ayrıldığım, bucak konumundaki küçük Sarıkaya yerine çağdaş, şirin ve büyük Sarıkaya ilçesine girdik. Otogarın hemen yanı başındaki üç yıldızlı Mehmetoğulları Oteli’ne yerleştik. Başta otel sahibi Sayın Reşat Ertuğrul olmak üzere tüm personelin güler yüzlü ve candan çalışmalarıyla, yemeklerin kalitesi ve lezzetiyle, tüm otelin temizliği ve düzeniyle üç yıldızlı otel, beş yıldızlı havasındaydı. Otelin bodrum katına asansörle indiğimizde kaplıca havuzu, ısıtılmış yüzme havuzu, Türk hamamı ve sauna ile buluştuk. Ben yılların özlemi ile yaklaşık 48 derecelik kaplıca suyuna girdim. Yıllarca özlemini çektiğim bu şifalı su adeta tüm ağrılarımı bedenimden kovdu. Otel fırınında pişirilen sıcak pidelerin ayrı bir lezzet kattığı sabah kahvaltısının ardından çocukluğumun geçtiği açık hava havuzlarının bulunduğu yere gittik.

Ben 1950’li yıllara gideceğimi zannederken 2000 yıl öncesine gittik. Zaman makinam çok yanlış çalışmış!!! 1950’li yıllarda kullanılan havuzlar, oteller moteller yapılınca molozlarla kapatılarak üzerlerine dükkânlar yapılmış. Havuzlarla beraber 2000 yıllık bir kültür de molozlar altında bırakılmış. Bırakılmış bırakılmasına da mızrak çuvala sığmıyor. Tarihi Roma hamamlarının kalıntıları toprak yüzeyinin üzerinde kalınca bazı duyarlı kişilerin dikkatini çekmiş. Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Saadettin Öztürk' ün başlattığı mücadeleye, dönemin kaymakamı (şu anda da Gaziemir kaymakamı) Sayın Yaşar Dönmez' in desteği ve çabalarıyla kazı çalışmaları Sarıkaya belediyesince başlatılmış ve Yozgat Valiliği’nce çalışmalar sürdürülmektedir. Çalışmalar sürdükçe ortaya çok büyük bir kültür ve bu kültürün ürünü kent, kentin içerisinde termal tedavi merkezi ortaya çıkmış.
 
Sarıkaya ilçesinin tarihi ile ilgili çeşitli kaynaklarda bilgiler olmakla beraber, geniş ölçüde yapılmış bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır. Bölgede birçok höyük, tümülüs ve mimari kalıntıların bulunduğu göz önüne alındığında ilçenin tarih boyunca sürekli  yerleşim alanı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Sarıkaya ilçe merkezinde bulunan yerleşimin Roma döneminde Aquae Sarvenae, Bizans döneminde ise Therma Basilica olarak isimlendirildiği bilinmektedir. 
 
Hristiyanlıkla ilgili kaynaklarda Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan Aziz Petrus' un Sebasteia'dan (Sivas) Mazakara'ya (Kayseri) ve Mazakara'dan da Tavium'a (Yozgat Büyüknefes Köyü) yaptığı yolculuklarda Therma Basilica'dan geçtiği ifade edilmektedir.  Ayrıca orijinali 3. ve 4. yüzyıllara ait "Tabula Peutingeriana" isimli dünya haritasında Tavium ile Caeserea arasında Aqua Servenae olarak gösterilen yerleşimin de burası olduğu ifade edilmektedir.
 Ülkemizin birçok yerinde bulunan termal kaynaklar Roma zamanında da kullanılmış ve bunlardan bazılarının üzerine termal hamam binaları yapılmıştır. Sarıkaya Roma Hamamı, Anadolu’daki Roma dönemine ait sayılı termal hamamlardan biridir. Bu yapıda yeraltından çıkan sıcak su kaynağı doğrudan kullanılmıştır. Kazılar sonucu elde edilen verilere göre binanın bazı bölümlerinde sıcak su kullanılarak mekânların zeminden ısıtılması sağlanmıştır. Yapının bir kısmı halen toprak altında olup 2014 yılında tarihi yapının önünü kapatan binalar yıkılarak büyük havuz ortaya çıkartılmıştır. Havuzun ortasındaki taş vaftiz için kullanılmaktaymış.

Sarıkaya Roma Hamamı’nın antik dönemde bir termal tedavi merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Yapının en üst kısmındaki friz süslemelerinde gücü simgeleyen boğa başı ve Yunan mitolojisinde tıp ve sağlığı simgeleyen yılan figürleri işlenmektedir. Roma hamamı kazılarında ele geçen Antoninus Pius dönemine (M.S. 138-161) ait Kayseri şehir sikkesine göre yapının, muhtemelen M.S. 2. yüzyılın ortalarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu durumda Sarıkaya Roma Hamamı’nın Anadolu’nun en eski termal tedavi merkezi olduğunu ifade etmek mümkündür. Kazı çalışmalarında emeği geçen görevlilerin ifadesine göre bölgede çok geniş bir tarih, toprak altında bulunmaktadır. Roma hamamlarının 1-2 kilometre ilerisinde yapılan kazıda amfitiyatro kalıntılarına rastlanmıştır. Sarıkaya belki de yeniden yapılanmak zorunda kalacaktır.

Sarıkaya’nın kuruluşuyla ilgili olarak bir de efsane anlatılmaktadır. “Roma Kral Kızı Hamamı” olarak bilinen kaplıcalarla ilgili efsane şöyledir:

Dönemin Roma İmparatoru’nun kızı çaresiz bir hastalığa tutulur ve tedavisi bulunamaz. Kızın ayakları tutmamaktadır (yani bugünkü adıyla “romatizma” hastalığına yakalanmıştır). O zamanlar Sarıkaya, sazlık ve bataklık bir arazidir. Sıcak suyun bulunduğu bölgelerde balçık halinde çamurlu sıcak bir su kaynağı vardır. Kral kızının iyileşeceğinden ümidi kesip kızını son günlerinde serbest bırakır. Kız da bu sazlık bataklık bölgeye gelir. Son günlerinde zaman zaman buradaki çamurlara girer, sıcak su kaynağının etrafında dolaşır. Sonra gün geçtikçe çamur ve sıcak su, kıza iyi gelerek kızın bacaklarının iyileşmesini sağlar. Sonunda tamamen iyileşen kız, sıcak suyun kendine iyi geldiğini anlar. Bu olay üzerine kral buraya, mermer bir havuz ve kaynağın üzerine de bir saray yaptırır. Zamanla bu havuz çevresinde yerleşim başlar ve burada bir şehir kurulur. Takip eden yıllarda şehrin şiddetli bir deprem nedeniyle yok olduğu ve sadece hamamların bulunduğu yerin günümüze kadar ulaştığı belirtilmektedir.