Pempiş - kırmızış renkleriyle pencere önlerini süsleyen Geraniacea familyasının mis kokulu çiçeğinden bahsetmiyorum.
Ezgi'nin Günlüğü'nün aynı adlı o güzel parçası da değil kastettiğim...
Malumu olduğu üzere, konumuz, İtalyancası Sardegna olan ve Akdeniz'in ikinci en büyük adası Sardinya. (Adının mitolojik kahraman Sardus'tan geldiği söyleniyor)
Biz de hangisi işimize gelirse onu söylüyoruz işte; istersek Sardinya, istersek Sardunya. O yüzden takılmayın çok. Neticede Mikonos adasına bile inatla "Mikanos" diyen bir milletiz. Bkz. önceki yazıda Sardunya demişim, şimdi de Sardinya...
Sardinya Adası, Akdeniz'in Sicilya'dan sonraki en büyük adası. Nüfusu 1,5 milyon civarında. 1948'den bu yana da özerk. Sardinya Özerk Bölgesi'nin merkezi Cagliari. Kendilerini İtalyan olarak tanımlamayı tercih etmiyor buradaki abi ve ablalar. Sardinyalı onlar! O kadar!
Olbia şehir merkezindeki geniş parktan bir kesit
Gezdiğimiz gördüğümüz yerlere geliyorum yavaştan... Ama öncesinde ilginç bir bilgi! Çoğu kaynakta bulamazsınız, ona göre! ;) Öyle de iddialıyım.
İşin garibi, bu konuda Sardunya halkının bile kafası epey karışık... Neymiş o? Bayrak.
Bu mudur yani? Evet, budur. Ama dinleyin bak, garip bir hikâyesi var...
Şimdi... Hemen aşağıda gördüğünüz, Sardinya'nın ilk bayrağı.
Gel gör ki bayraktaki dört Mağribi abi "Ce-ee!" der gibi gözlerini bir açıp bir kapıyorlar; bir sağa bir sola bakıyorlar. Küpeyi bir takıp bir çıkarıyorlar... Nasıl yahu?
Bir rivayete göre zamanında Sardinya'yı işgal etme emelleriyle adaya gelen dört Mağribi'nin gözleri bağlanır ve infaz edilir. Başka bir iddiaya göre 14. yüzyılda Aragon Krallığı Sardinya'yı idaresi altına alınca beraberinde sembolünü de getirir. Bir başka kaynak ise abilerin sola, yani İspanya'ya, bakma sebebini bu kez coğrafi açıdan Aragon Krallığı'na bağlar.
İlk Sardinya bayrağı
Gelelim 1999'da Özerk yönetimin niçin bayrağın şeklini değiştirdiğine...
Korsika bayrağını bilir misiniz? Ha işte, oradaki abi de bizimkilerden... Buna dayanarak bir kaynak, bayrağın gözleri açık ilk versiyonunun Korsika'daki kölelerin özgürlüğüne kavuştuğunu simgelediğini iddia ediyor (komşu ada ya hani, o bakımdan). Bir başkası ise bayraktaki dört kafadarı şu şekilde dillendiriyor: "Biz neden hâlâ Aragon zamanından kalma İspanya'ya bakıyoruz ki? Aha da İtalya sağ tarafta. Bre beyler, çevirin kafaları!"
Son sözü ise sembolün ta 1281 yılındaki Aragon Krallığı mührüne dayandığını söyleyerek Sardinya Özerk Bölge idaresi koymuş, efenim.
Öte yandan adanın muhtelif plajlarında satılan şemsiye + havlularda veya hediyelikçilerde hâlâ eski bayraktaki sembolü görmek mümkün. Öyle de bir tuhaf. Eldekiler çıksın diyollar zaar :P
1999'dan beri resmi bayrağı
Sıkmadım değil mi? Sıktıysam şimdiye çoktan okumayı bırakıp gittiniz zaten. Benimkisi de soru mu yani? Olsun, biz kalanlarla Olbia'ya gidiyoruz şimdi...
Sabah 08:00'de vardık limana. 14:00'e kadar buradayız.
Bizde yine bir aykırılık, yine başımıza buyruk dolaşmalar... Gemiden 10 adım mesafede bekleyen ücretsiz "shuttle"a atladığımız gibi şehir merkezindeyiz. Municipio durağında iner inmez şehir merkezi gezintisini sonraya bırakıp hemen bir panoramik şehir turu aldık (10 €) ve çok beklemeden bindik püfür püfür kırmızı otobüsümüze, koyulduk yola.
Bu arada es geçmeden belirtelim; Olbia, adanın kuzey doğusunda bulunan sessiz sedasız bir yerleşim yeri. Peki Olbia dedin mi aklına ilk neresi gelecek, sayın okur? Costa Smeralda, yani bizim dilde Zümrüt Kıyısı. Ada sakinleri "azıcık aşım ağrısız başım" felsefesiyle yaşayıp giderlerken 1960'larda Kerim Ağa Han gelmiş adaya. Beraberinde lüksü, ihtişamı da getirmiş... Yani adanın bir başka meşhur kıyısı olan Porto Cervo'daki ve diğer muhtelif noktalardaki lüks villalar, tatil mekânları vs. bu amca yüzünden.
Costa Smeralda
Porto Cervo deyince ise aklınıza gelecek meşhur otel "Cala di Volpe". Fiyatını ne siz sorun ne ben söyleyim. Ama zaten The Telegraph gazetesi yazarlarından Rob Andrews'ın da dediği gibi; buraya geliyorsan ya lotodan büyük ikramiyeyi kapmışsındır, ya Rus kodamanlarından birisindir, ya da İtalya'nın meşhur zenginlerindensindir. Yok, biz zaten öyle bir bakıp geçiyorduk; kalıcı değiliz.
O yüzden yola devam (koş koş)...
Sessiz, sakin, esintili, güneşli seyrimizde bir de baktık ki iki maviliğin arasındayız. Meğer "Golfo Aranci"den (nam-ı diğer; Aranci Körfezi) geçiyormuşuz. Olbia'dan 13 km uzaklıkta mavi bir cennet de diyebiliriz burası için. Zamanında balıkçı kasabasıymış. İlk adı ise, incirinin bolluğuna binaen, "Figari"ymiş. Yani Golfo Aranci'nin yerlisi bizim topraklardan olsa yapıştırmıştı lafı: "İşte eskiden burulağ hep incirlikti!"
Cala Moresca - (derin dalış + şnorkelle seyir)
İşin güzeli bu mevkide uygun fiyatlı konaklama seçenekleri de mevcut. (Porto Cervo da neymiş!)
Biz uğrayıp yakından bakamadık ama olur da yolunuz düşerse; deniz ürünlerini hiç düşünmeden lüpleyin derim. Yerel ürünlere ve mercan takılara bakmayı da unutmayın.
Bianca - (şnorkelle seyir + rüzgâr sörfü)
Golfo Aranci'nin güzel plajları arasında şunları da kayda geçelim hemen; La Marinella, Costa Moresca, Bianca, Cala Sassari, Sos Aranzos.
Sos Aranzos - (şnorkelle seyir)
Her şey tadında güzel demişler de biz doyamadık. Anılar yine tadımlık kaldı anlayacağınız.
Doyumluk kılmaksa bizim elimizde. Belki bir gün şnorkeli de kapar...
Onu boşverin de, Salerno'ya gidiyormuşuz bir sonraki yazıda. E hadi o zaman!
Buraya da bekleriz efenim: tadimlikanilar.blogspot.com.tr