Trinidad Tobago Ada Turu

Trinidad yüzölçümü olarak orta boy Karayip adalarından biri, yinede bir gün içinde adanın çoğunu görmek mümkün. Sabah trafiği geçtikten sonra, POS'den güneye doğru inerek Chaguanas üzerinden Trinidad'ın ikinci büyük şehri San Fernando yoluna giriyoruz. Yol sağlı sollu tik ağaçları ile kaplı. Suya dayanıklılığı ile bilinen bu ağaç cinsi yakındaki tekne yapım ve onarım endüstrisinin de belkemiği. San Fernando, POS'den pek farklı bir yer değil. Şehrin dışından itibaren trafik ve küçük imalathaneler gelenleri karşılıyor, sonra şehir içinde her türlü ihtiyacı karşılık verebilecek küçük dükkanlar ve hükümet binaları. Her ihtyaca karşılık verebilir dediğimde nüfusun 52000 öldüğünü da hatırlatayım, yani öyle çok gelişmiş bir yer değil. San Fernando, bölgenin ulaşım merkezi. Adanın güneybatı ve doğu bölgelerine bütün minibüsler buradan kalkıyor. Şehrin doğu çıkışından küçük kırsal bir yola girip San Fernonda'dan çıkıyoruz. Yol boyunca boş alan çok az, devamlı köylere denk geliyoruz. Hint kökenli haneleri bahçelerine astıkları dua bayraklarından hemen tanımak mümkün. Bazı köylerde Hint kökenli nüfus iyice artıyor ve sokaklar sağlı sollu rengarenk bayraklarla süsleniyor. Evlerin temelleri genelde tahta yada beton kolonlar üzerinde ve yerden 1-1,5 metre kadar yükseliyor. Ev bu temel kolonları üzerine yapılıyor, bunun iki sebebi varmış: yamaç yerlerde selden korunmak, diğer yerlerde evin daha iyi soğumasını sağlamak.

Trinidad kırsalında şekerkamışı, kassava ve muz yetiştirilen alanlardan geçiyoruz. Yol üzerinde fazla yerde olmasa da tütünde var. Trinidad ve Tobago'nun Tobago'su adını adada yetişen tütünden almış, benim geçtiğim alanlard pek tutun yok. 50-60 km daha yol alıyoruz, yolda en az 7-8 kere durup bakım ekiplerini bekliyoruz. Hükümet altyapı için iyi yatırım yapıyor. Tabi bunda asfalt'in Pitch golünde yerden kaynamasınında etkisi olabilir. Volkanık bir yarıktn günden 300 ton yakın asfalt siziyor: yol yapımı ya da ihraç malı olarak değerlendiriliyor.Yolda dikkatimi çeken başka bir şeyde Kentucky Fried Chicken'ların sayısı idi. Nüfusu 5 bini geçen nerdeyse her kasabada bir KFC var. TT'liler tavuğu çok seviyor olmalı. Haritada büyükçe bir yer gibi duran Rio Claro sadece büyük bir kavsk etrafına kurulu pazardan ibaret. Rio Claro'dan Mayero yönüne gittiğimizde şeker kamışı tarlaları yavaş yavaş hindistan cevizi alanları ile karışıyor.Mayero, Rio Claro'dan bile küçük bir yer ama tabi KFC yine var. Köşedeki bir roticiden bir şeyler atıştırıp Atlantik kıyısı boyunca kuzeye çıkmaya başlıyoruz. Karayip adalarının Atlantik'e bakan yüzleri yerleşmek için pek tercih edilmiyor. Atlantik okyanusundan dolayı devamlı esen bir rüzgar ve bu yüzden yüzmeye pek elerisli olmayan plajlar var. Mayero'dan yaklaşık 25 km boyunca kuzeye yol alıyoruz, yolun her iki yakasında kesintisiz olarak hindistan cevizi yetiştirilen alanlar var. Doğru dürüst köy bile yok. Kıyıda biraz durup soluklanım diyoruz, birden şu hareketleniyor: uçan balık sürüleri kıyıya 5-6 metre kadar yakından geçerken sanki gösteri yaparmışçasına tam önümüzde sudan dışarı zıplayıp geçiyorlar. Güneşte sırtları parlıyor, sonra yine kumdan bulanmış Atlantik sularına dalıyorlar. Yunusları suyun dışına zıplarken görmeye alışığım ama 20-30 santimlik balıkları aynı hareketleri yaparken görmek ilginç geliyor. Balıkların gösterisi bitince yola koyuluyoruz, yaklaşık 45 dakika sonra Manzanılla'dayız. Manzanılla, bugün geçtiğimiz yerler içinde en yeşil ve bakımlı olanı. Evlerin çoğu betondan ahşaba dönüyorlar, bu haliyle kasaba çok şirin.

Manzanılla'da batıya Şangre Grande yönüne sapıyoruz, bu yol sonunda POS'a varacak. Şangre Grande, tahmin edebileceğiniz gibi bir pazar, bir kavşak ve bir KFC'den oluşuyor. Valendo'ya vardığımızda artık POS'un trafiği başlıyor. KFC'nin ana tedarikçileri bu bölgede olmalı: 10-15 km boyunca birçok tavuk çiftliği görüyoruz. POS girişinde yarım saat kadar yol çalışması trafiğine takıldıktan sonra şehir merkezine varıyoruz. Bütün ada turu yaklaşık 5.5 saat sürüyor. Şehir merkezinde daha önce farkına varmadığım iki KFC'nin önünden yürüyerek otele dönüyorum. Biraz dinleneyim, yarın St.Vincent & Grenadines'a gideceğim. Kingstown'da görüşmek üzere.

*** Başar Kurtbayram'ın diğer yazılarına www.simdigezelim.com'dan da ulaşabilirsiniz.

Başar Kurtbayram

Yazar Hakkında

Başar Kurtbayram

Gezmeyi çok seviyorum. Bugüne kadar 130'dan fazla ülkede bulunma şansım oldu.Bana çok sorulan "nasıl oluyordu bu kadar çok geziyorsun?" sorusuna hemen cevap vereyim.