Tarihteki en önemli ticaret noktalarından biri olan İpek Yolu üzerinde bulunan Buhara, Özbekistan'ın en önemli şehirlerinden biridir. Orta Asya'nın en eski şehirlerden biri olan Buhara, tarih boyunca Moğollar, Sasaniler ve Karahanlılar'a da başkentlik yapmış önemli şehirlerdebdir. Türk İslam dünyasının önemli bilginlerinin yetiştiği şehir, mimari yapıları, kervansaray, camii ve medreseleriyle anılır. Buhara İslamiyet'in Mekke ve Kudüs'ten sonra gelen üçüncü önemli merkezi konumundadır. Nüfusu Özbekler, Türkmenler, Kırgızlar, Kazaklar, Tatarlar, Uygurlar, Tacikler, Ruslar, Kafkasyalılar ve Ukraynalılar oluşturur.
Buhara pazarları da oldukça renklidir. Pazarda yer alan çeşitli el sanatları ürünlerinin yanı sıra şehir halılarıyla ünlüdür. Günümüzde hâlâ önemli bir ticaret ve kültür sanat merkezi olan şehir, Özbekistan'ın en zengin doğal gaz yataklarına sahiptir. Özbekler Nasreddin Hoca'yı Türkler kadar benimsemiştir. Bu nedenle Buhara'nın önemli noktası olan Leb-i Havuz Meydanı'nda eşeğine ters binmiş Nasreddin Hoca heykeli bulunmaktadır.
Buhara'nın doğusu dağlarla; kuzey, batı ve güneyi bozkırlar ve çöllerle çevrili olduğundan şehir konumu itibariyle tarih içinde dokusunu kaybetmeden günümüze kadar gelmiştir. 2 bin 500 yıldan daha eski bir tarihe sahip olan Buhara'nın tarihi merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne dâhil edilerek koruma altına alınmıştır.