Medeba
Medeba Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Medeba Ürdün'ün başkentidir Amman'ın batısında yer almaktadır ve Kral Yolu üzerindedir. Hristiyanların yoğun olduğu bölgedir. 6. yüzyılda Medeba'da Bizans'tan kalma denizcilik ile ilgili bilgi veren Medeba Haritası mozaikleri bulunmuş ve çok sayıda arkeolojik kazılar yapılmıştır. İlk mozaikler yeni evler yapılırken bulunmuştur. Medeba halkı mozaiklere çok önem vermişlerdir dolayısıyla da çok iyi korumuşlardır. Kentin en yoğun mozaiklerinin bulunduğu bölge ise kuzey bölgesidir. Medeba'yı tarihte Roma ve Bizans İmparatorlukları yönetmiştir ve tarihi Bronz Çağı’na kadar dayanmaktadır. Şu anda Ürdün sınırları içerisinde bulunan Medeba, ülkedeki beşinci büyük yerleşim yeridir.
Medeba İklimi
Medeba'da sıcak ve ılıman iklim görülmektedir. Genellikle yıl boyu kurak geçse de kışları zaman zaman yağışalr görülmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığı ise 14-15 derece civarındadır.
Medeba Gezilecek Yerler
Medeba’ya gittiğinizde gezip görebileceğiniz birçok yer olacaktır. Özellikle mozaikleri ile ünlü olan kentte vaktinizi çok güzel değerlendirebileceğinize emin olabilirsiniz. Kente gittiğinizde gezebileceğiniz yerlerden bazılarını sizin için yazımızın devamında derledik.
St. George's Kilisesi (St. George's Church)
St. George's Kilisesi, 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Kilise bir Rum Ortodoks kilisesidir ve ünlü mozaik harita burada bulunmaktadır. Bu mozaik harita 1864 yılında ortaya çıkarılmıştır. Mozaik 2 binden fazla parça içermektedir ve resimler ile yazılardan oluşmaktadır. Mozaiğin yalnızca 3'te 1'i kilisenin zemininde bulunmaktadır ve geri kalanı halen kayıptır. Burada yalnızca mozaik harita değil Medeba tarihi hakkında da çok sayıda bilgi kaynağı bulunmaktadır. Medeba’ya gittiğinizde gezmeniz gereken yerlerden ilki şüphesiz ki bu kilisedir. Kilise tabanındaki mozaik deforme olmaması için bir halı ile kaplıdır ve günün belli saatlerinde açılarak ziyaretçilere gösterilmektedir.
Medeba Müzesi (Madaba's Museum)
Medeba Müzesi, St. George's Kilisesi'nin birkaç bina alt tarafındaki sokaktadır. 1978 yılında kurulmuş olan müze, Al Twal House olarak da bilinmektedir. Bu binanın zemini de mozaiklerden oluşturulmuştur ve Bizans döneminden kalma mozaik koleksiyonunu ziyaretçilerine sunmaktadır. İki bölümden oluşan müze, Arkeoloji Müzesi ve Halk Müzesi olarak ikiye ayrılmıştır. Arkeoloji Müzesi’nde daha çok kalıntılarve arkeolojik kazılardan çıkan eserler sergilenmekte olup çoğunlukla mozaik eserler sergilenmektedir. Halk Müzesi kısmı ise iki salondan oluşur. Halkın giydiği kıyafetler, gümüş veya altın eski takılar ve folklorik kadın ve erkek giysileri burada sergilenmektedir. Bu bölüm daha çok Medeba tarihi ile ilgilidir. Dış avlusunda heykeller sergilenmektedir ve bina bazı etkinlikler için de kullanılmaktadır.
Medeba Arkeolojik Parkı (Medeba Archaeological Park)
Arkeoloji Parkı, Bizans’ın en ünlü kiliselerinden olan Virgin Kilisesi ve Hippolytus Salonu'nun kalıntıları ve mozaiklerini içinde barındırmaktadır. Burada aynı zamanda av ile ilgili heykeller ve pastoral heykeller sergilenmektedir.
Shrine of the Beheading of Saint John the Baptist
Prs. Haya Sokağı’nda, merkezin 2-3 sokak aşağısında bulunan kilise, Medeba'nın siluetini tamamen değiştirmiştir ve zenginleştirmiştir. Medeba'nın antik akropolünün üzerine inşa edilmiştir. Yakın zamanda yapılan kazılarda kilisenin altında çok sayıda zindan ve odalar bulunmuştur. Bu odalar ve zindanlar da artık müze gibi sergilenmektedir ve ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Kilisenin çan kulesine çıkınca Medeba'nın şehir manzarası ve camii manzarası görülebilmektedir.
Ma'in Kaplıcaları (Hammamat Ma'in)
Roma zamanında yaptırıldığı bilinen kaplıca, içinde bir de şelaleye sahiptir ve halka açıktır. Termal tedaviler için çok önerilir. Kayaların içinde akan şelalesiyle adeta huzur ve sağlık veren kaplıcalar, Medeba'nın güneyinde yer alır ve büyük otel zincirlerinin hemen yanında bulunmaktadır.
Ölüdeniz'de Çamur Banyosu
Bir diğer adı Lut Gölü olan Ölüdeniz, dünyanın en alçak noktasında bulunmaktadır. Ürdün'e gidildiğinde yapılması gereken şeylerin başında Ölüdeniz'de yüzmek ve çamur banyosu gelmektedir. Ölüdeniz'deki çamurun insan sağlığına daha doğrusu cilde çok büyük faydası bulunmaktadır. Aynı zamanda tuzluluk oranı çok yüksek olduğundan içinde canlı yaşamayan Ölüdeniz’de yine aynı nedenden dolayı dibe batamayacağınızı da hatırlatalım.
Ölüdeniz Panaromik Restaurant (Ölüdeniz Panaromik Complex)
2006 yılında kurulan bu restoran, tamamen deniz manzarası sunmaktadır. Burada güzel yemeklerle birlikte manzaranın tadı çıkarabilirsiniz. Burası aynı zamanda Ürdün hakkında birçok bilgi öğrenebileceğiniz yerlerden biridir, bunun nedeni restoranda ayrıca bir müze bulunmasındandır. Bu müzede yerel jeoloji, tarih ve Medeba çevre haritası gibi bazı bilgiler yer almaktadır. Siz de hem bu güzel panoramik restoranda yemek yemek hem de çevre hakkında bilgi edinmek isterseniz rotanızı buraya çevirebilirsiniz.
Karak Kalesi ve Kral Yolu
Kral Yolu, Ürdün'ün Büyük Yarık Vadisi'nin üst tarafının yükseklerinde bulunmaktadır. Kral Yolu'nu takip ederken Ölüdeniz'in en güzel görüntüsü ve Büyük Yarık Vadisi'nin vadi manzarasıyla keyif almak mümkündür. Bu yol Haçlılar, bazı krallar ve imparatorlar tarafından geçilmiş tarihî bir yoldur. Kral Yolu'nun sonu Karak Kalesi'ne çıkmaktadır. Şehir merkezinden doğuya doğru gidildiğinde Kale’nin manzarasını görebilmek için yüksek bir tepe bulunmaktadır. Buradan kale manzarası görülmeye değerdir. Bu kale 1140 yılında inşa edilmiştir ve savunma kalesi olarak kullanılmıştır. 1187 yılında Haçlılar tarafından savunma ve korunma amaçlı kullanılmıştır, aynı zamanda Ürdün'ün en iyi korunmuş Haçlı kalesidir. Kalenin zindanlar ve birtakım odalar da bulunmaktadır.