Turizm anlamında keşif tarihi 90'lara dayanıyor bu şirin köyün. Genellikle Faralya olarak bilinse de esas adı Uzunyurt. Tarihi Roma ve Likya kalıntılarıyla muazzam bir atmosfere bürünen Faralya, esasında tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir köy ama zaman içinde turizmden de ciddi gelirler elde etmiş. Buranın yerlileri kendi evlerini motel, pansiyon ve butik otele çevirmiş ve aile işletmesi olarak samimi, sıcacık bir konaklama hizmeti veriyorlar. İnsanlar kendi evlerinde sahip oldukları manzarayı huzur tatilcileriyle paylaşmaktan hiç çekinmemişler ve evlerinin üzerine kat çıkmışlar. 5–7 odalı otel ve moteller, sunduğu sofralarla da Ege mutfağını zirvede yaşatıyorlar. Enfes deniz ürünlerinden zeytinyağlı otlara kadar tam ağzınıza layık yemekler yiyebileceğiniz yerler var.
Benim konakladığım Keyif Motel’in sahibi de yıllarca turizm sektöründe çalışıp deneyim elde ettikten sonra kendi evini 7 odalı bir motele dönüştürme kararı almış. Elbette birkaç eksiklik gözüme çarpsa da artıları, eksilerini yerle bir edecek kadar fazla. En başta kahvaltıda sunulan sıcacık köy ekmekleri ve zeytinler müthiş derecede leziz. Akşam yemeği de oda fiyatına dahil olan Keyif Motel’de öğlen hiçbir şey yememenizi tavsiye ediyorum çünkü akşam doyurucu ve lezzetli yemeklerinden sonra Kabak Koyu’na doğru bir yürüyüşe çıkmak isteyebilirsiniz. Yürüyüş demişken, trekking için cennet bir yer burası. Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Likya Yolu, Faralya Köyü say say bitmeyecek trekking ve yürüyüş alanları var.
Otelin deniz manzaralı ve dağ manzaralı olmak üzere iki tip odası var. Odalar tertemiz ve bakımlı. Odaların içinde ise televizyonun olmaması, kendinizi o eşsiz manzaranın kollarına bırakmanızı sağlıyor. Deniz manzaralı odaların terasları var ve oldukça büyük. Odadan dışarı çıktığınızda karşınızda büyüleyici Kelebekler Vadisi manzarası sizi karşılıyor. Güne böyle uyanmak da harika hissettiriyor. Odanın terasında ise masa, koltuk, armut koltuk ve bir de hamak var. Benim size tavsiyem akşam yemeğinizi yedikten sonra yastığınızı da alıp hamakta şekerleme yapmak. O kadar güzel ki dağ havasını içinize çeke çeke uykuya dalmak; tarifi yok.
Oteldeki akşam yemeği menüleri her gün değişiyor ve akşam yemeğinden önce sahibi Recep Bey, müşterilere danışıyor neyi sevip sevmedikleri hakkında. Mesela benim kaldığım zaman ızgara menüsü olacaktı ben tavuk annemse köfte tercih etti. Dolayısıyla fix menü mantığıyla hizmet vermiyor. Amaç sadece müşteriyi rahat ettirmek ve ev ortamını sunmak. Bunda da çok başarılılar. Hatta şöyle bir de ayrıntı vereyim; işim gereği yazı yazmam gerekiyor. Ben de akşamüstü vaktinde bilgisayarımı da alıp restoran bölümüne geçtim. Annemle aramızda konuşurken çok güneş var acaba odaya mı insek dediğimde bir baktım büyük şemsiyelerden iple bağlanmış ve güneş ışığı kesilmiş. Amaç, sadece müşteriyi mutlu etmek. Hizmet bu anlamda gerçekten güzel ve beş yıldızlı otellerde göremeyeceğiniz kadar samimi.
Otele giden yolda insanın kendini kaybetmemesi mümkün değil. Bir yandan tepelere çıkarken solunuzda her an üzerinize yıkılacakmış hissi veren heybetli dağlar, sağınızda ise sırasıyla Ölüdeniz ve Kelebekler Vadisi manzaraları. Yoldan olabildiğince çekim yapmaya çalışın, çok güzel fotoğraflar yakalanıyor benden söylemesi. Aracınız yoksa da hiç endişelenmeyin çünkü otelin önünden geçen minibüsler var. Otelin 10–15 dakika mesafe ötesinde Aktaş Plajı var. Ben hava biraz serin olduğundan dolayı riske girmedim ama yan odamızda kalan misafirler çok güzel olduğunu söylemişti. Ayrıca Aktaş Plajı’nın orada da denize sıfır oteller varmış.
Faralya’nın huzur dolu manzarasına, havasına, sağlıklı Ege mutfağına, samimi insanlarına kendinizi teslim edip asla unutamayacağınız bir tatil yaşamak istiyorsanız Keyif Motel, tercihiniz olabilir. Reklamvari olmasını istemem ama tavsiyemin sonuna kadar arkasındayım. Bu arada Faralya tatiliniz için yüksek sezonlarda gitmek yerine eylül, ekim aylarını tercih etmenizde fayda var.
Diğer yazılarımı merak edenler için: bidunyayer