Trabzon, Sümela Manastırı

Pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Trabzon önemli bir tarih kentidir. Kentsel doğal ve arkeolojik olmak üzere 25 adet sit alanı mevcuttur. Kent içinde 983 adet taşınamaz kültür varlığı bulunmaktadır. Sümela (Meryem Ana) Manastırı, Ayasofya Müzesi, Kızlar Manastırı, Kuştul ve Vazela Manastırı Bizans dönemine ait kültürel eserlerden en önemli olanları, Gülbahar Hatun Cami, İskender Paşa Cami, Cephanelik, Trabzon Müzesi ve Atatürk Köşkü ise Osmanlı dönemi eserleridir.

Trabzon’un simgesi haline gelmiş olan Sümela Manastırı, Maçka İlçesi’nin Altındere Köyü sınırları içinde, Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuştur. Bu manastırın diğer adı ise Meryem Ana Manastırı’dır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte yer almaktadır.

Burası önce bir kaya mağarası imiş. Meryem Ana anısına yapılmış olan küçük kilise, daha sonra ilaveler yapılarak bir manastır haline getirilmiş.

Roma imparatorluğu zamanında ilk dönemlerde Hıristiyanlık yasakmış. Bu nedenle Hıristiyanlığı yayan rahipler korktukları için ibadet yerlerini gözden uzak, şehir dışında, özellikle yüksek dağ yamaçlarına yapmışlar. Sümela Manastırı gibi pek çok manastır bu nedenle yüksek dağ yamaçlarında bulunuyor. Roma Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul ettikten sonra ilaveler yapılarak manastır haline çevrilmiş. Sümela Manastırı yalnızca dini eğitim vermemiş; fizik, kimya, geometri, astroloji, tıp eğitimi de veriyormuş.

Manastırların gözden uzak yerlere kurulmasının bir diğer nedeni de burada eğitim gören ve ibadetlerini yapan insanların tamamen dünyevi işlerini bırakıp, kendilerini maneviyata verebilmeleriymiş.

Dik yamaçtaki bu manastır yapılırken, taşlar 7 km aşağıdan yukarıya taşınmış. Bu manastırın bulunduğu bölgeye Karadağ’lar deniliyor. Bunun sebebi de dağlardaki kayaların siyah olması. “Sumela” adının “siyah” anlamına gelen “melas” sözcüğünden geldiği söylenmektedir. Bunun nedeni ise kurulduğu koyu renkli Karadağlar’dır. Manastır’a “Sumela” adı verilmesinin diğer nedeni ise buradaki Meryem tasvirinin siyah rengidir.

Sumela Manastırı’nın bir çok bölümü 18. yüzyılda yenilenmiş ve bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. Manastır dünyanın yaratılışını İsa’nın hayatını anlatan nefis fresklerle dolu. O dönemdeki en önemli iletişim resim olduğu için tüm duvarlar silme fresk. Ancak günümüzde fresklerin çok tahrip edilmiş olması içimizi burktu.

19. yy.’da ise pek çok bölüm eklenerek bugünkü haline getirilmiş. Manastırın en zengin ve parlak dönemini yaşadığı dönem de yine 19. yüzyıldır. Trabzon’un 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş, 1923'den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.

Manastır’ın girişine dar uzun bir merdivenle ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları yer alıyor. Buradan bir merdivenle iç avluya iniliyor.

Manastırın başlıca bölümleri ana kaya kilisesi, pek çok şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazmadır. Bu yapılar topluluğu geniş bir alanı kapsıyor. Ana kaya kilisesi ve ona bitişik şapeldeki freskler 18. yy.’a tarihleniyor ve 3 ayrı devirde yapılan 3 ayrı tabaka görülebiliyor. Freskler bozulunca üzerine sıva çekilip yeni freskler yapılmış. Bunu fark edebiliyorsunuz. Fresklerde İncil’den alınmış sahneler Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirler yer alıyor.Trabzon'da şehir merkezinde rahat bir konaklama için Jedid Premium Apartment ve Central VIP Apartments tercih edilebilir.   

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.