Litvanya'nın Başkenti Vilnius

1989 yılında SSCB'de başlayan Glasnost (açıklık) politikası yerel hükümetlere ve akımlara daha geniş özgürlükler getirmiş. Litvanyalılar bunu ilk kullanan milletlerden biri. Ülkede çok popüler olan “Şarkı Festivalleri” vasıtasıyla bağımsızlık fikrini tüm Baltık ülkelerine yaymışlar.

Komünizmden piyasa ekonomisine geçiş kolay olmamış, emekliler ve işsizler kötü bir şekilde etkilenmiş. 2004'te ülke Avrupa Birliği’ne girdikten sonra ekonomi biraz rahatlamış ama 2008 krizi işsizliği çok arttırmış.

3,5 milyonluk Litvanya toprak ve nüfus olarak Baltık ülkelerinin en büyüğü. Başkent Vilnius bende sahil kasabası izlenimi uyandırdı. Vilnius'ta deniz yok ama bütün şehir halkı sanki tatil köyündeymiş gibi hayat yavaş akıyor. İşletmeler tüm gün acık değil, kapılarında açık oldukları saatler saati saatine yazılı ama uyan kim? Restoran ve kafelerde masaya oturmak garsonun dikkatini çekmek için yeterli değil, caddeler acelesi olmadan salınarak yürüyen, parklar dinlenen ve sohbet edenlerle dolu. 
Litvanyalılar 14. yüzyıla kadar Pagan (doğaya tapan) dinlerine bağlı kalmışlar. Hristiyanlık ancak bundan sonra kabul görmeye başlamış, aradaki gecikmeyi doldurmak için olsa gerek dine sıkı sıkı sarılıp başkent Vilnius'un her adımına kilise yapmaya başlamışlar. İşte bugün Vilnius eski şehrine gidenler o zamanki dine bağlanma ve kiliseler arası çekişmenin sonuçları arasında geziyor; Rus Ortodoks Kilisesi, yanında Yunan Ortodoks Kilisesi, Yunan Katolik Kilisesi, yanında Cizvit Kilisesi...
 
Eski şehir ve civarında ülkenin en ünlü el sanatları yüzlerce işporta tezgâhı ve dükkânda satılıyor. En çok rağbet gören ürün Amber. Litvanya’da çıkan amberin, 7 yüzyıldan bu yana ticareti yapıldığı biliniyor. Halen de devam ediyor.
 
Litvanya yemekleri ülkenin soğuk iklimi nedeniyle olsa gerek oldukça yağlı. Et, patates ve süt ürünlerinin en yağlılarının karışımı diyebileceğim yemekler devasa porsiyonlarda geliyor. Fiyatlar da İstanbul’un yarısı; salata, ana yemek ve tatlı 5,5 Euro.
 
Vilnius taksileri turist kazıklamakta İstanbul’dakileri geçmiş durumda. Şehirdeki turist broşürlerinde açık açık “yoldan taksi çevirmeyin, kazıklanırsınız” yazıyor. En iyisi otelden ya da kalkmakta olduğunuz lokanta/bar'dan sizin için taksi çağırmalarını rica etmek. Gerçi şehir küçük, sadece eski şehir civarı dolaşacaksanız yürümek yeter.

Turizm bürosunda Vilnius polisinin yayınladığı broşürde şehirdeki tehlikelerden biri şöyle tanımlanmış: “Bazı kötü kızlar samimi olduğu yabancıları soyuyor”. Polisin bu tanımına bayıldım.

Vilnius eski şehrinde illaki uğramanız gereken  yerler; Plius Caddesi ve civarı, Gediminas Kalesi ve katedral meydanı. Vilnius'taki Uzupis Cumhuriyeti de mutlaka görülmesi gereken bir yer, o da başka bir yazıya artık…
 *** Başar Kurtbayram'ın diğer yazılarına www.simdigezelim.com'dan da ulaşabilirsiniz.

Başar Kurtbayram

Yazar Hakkında

Başar Kurtbayram

Gezmeyi çok seviyorum. Bugüne kadar 130'dan fazla ülkede bulunma şansım oldu.Bana çok sorulan "nasıl oluyordu bu kadar çok geziyorsun?" sorusuna hemen cevap vereyim.