İLK SÖZ
Yine bir keşif zamanı geldi çattı…Bu defa yolumuz çok çoooook uzun…Neresi mi?...Myanmar!...Güney Doğu Asya’da, Bengal körfezinin Doğu kısmında yer alan bir ülke…Kuzey Batısı’nda Hindistan, Kuzey Doğu’sunda Çin, Doğu’sunda Laos ve Güney Doğu’sunda da Tayland ile çevrilmiş, henüz keşfedilmemiş bir ülke…
Tarih 19 Kasım-2012…Dalaman- İstanbul, İstanbul-Bangkok, Bangkok-Yangon (Myanmar) arası süren çok uzun bir yolculuk… Dünya’nın bir yüzünden diğer bir yüzüne geldik… Myanmar-Yangon uluslar arası hava alanındayız… Heyecanım dorukta… Yanardağ kıvamlı ruhumu zapt etmek biraz güç olsa da heyecanımı yatıştırmak için bavulları almak gibi, rehberimizle tanışmak gibi rutin işlere kendimi vermeye çalışıyorum…
TARİH
Bir Tibet-Birman halkı olan Pyular M.S.1. yüzyılın başlarında bugünkü Myanmar topraklarına gelerek yavaş yavaş yerleştiler ve vadinin güneyindeki Monlar ile ilişki kurdular.Hint uygarlığını ve Budhacılığı Myanmar’a getiren onlardı.Ama çok geçmeden Birmanlar ve Monlar ülkenin denetimini ele geçirmek için çatıştılar. Bu çatışma bin yıla yakın bir süre Mon Krallıkları ortadan kalkıncaya kadar sürdü. Daha sonra da halklar kendi aralarında üstünlük kurmak için sürekli savaştılar. Nihayet Birman İmparatorluğunu Konbaung Hanedanı kurabildi (1752-1885) ve Rangoon Başkent oldu.
1885 de ülkeye İngilizler hakim oldu. Myanmar, Hindistan İmparatorluğu’nun eyaletlerinden biri haline geldi ( 1 Ocak 1886 ). 1937 de Myanmar İngitere Hindistanından ayrıldı. Bağımsızlık mücadelesi verdiği sırada II.Dünya Savaşı çıktı. Japonlar ülkeyi işgal ettiler (1942-1945). Kanlı çarpışmalar sonunda Mountbatten komutasındaki İngiliz birlikleri Japonlar’ı yendi. 4 Ocak 1948 de Birman Birliği bağımsızlığına kavuştu. Daha sonra eskiden olduğu gibi etnik gruplar arasında sonu gelmez iç savaşlar yüzünden ülkenin iktisadi durumu bozuldu.1958 Eylül’ünde subaylar iktidarı ele geçirdiler. 1964 Mart’ında Birman Sosyalist Programı Partisi tek parti haline geldi.Parti başkanı Ne Vin, başlıca sektörleri bir “Sosyalist Devlet” çerçevesi içinde devletleştirmeye karar verdi. Bu siyaset, yabancı bankalara ve hissedarlara tazminat ödemek zorunda kalan ülkeye ağır bir mali yük getirdi. Üstelik yeteneksizlik ve yolsuzluklar Birmanya’nın yani Myanmar’ın gelişmesini büyük ölçüde engelledi. 1962-1967 yılları arasında kişi başı ulusal gelir dünyadaki en düşük gelirlerden biri haline geldi.
1973 Aralık ayında referandumla yeni bir anayasa ilan edildi ve Birmanya sosyalist bir cumhuriyet oldu. Daha sonra 2007’den itibaren Monk’lar yani rahipler ayaklandı. Bunlara diğer küçük grupların da katılmasıyla bu pasif direniş amacına ulaştı ve 2012 yılının Nisan ayın da askeri yönetim iktidarı bırakarak çekilmek zorunda kaldı. Şimdi Myanmar demokrasi ile yönetilmektedir.
MYANMAR’IN KONUMU
Myanmar Güney Doğu Asya da, Bengal körfezinin doğu kıyısında yer alan bir ülkedir. Etrafı, Kuzeybatıda Hindistan, Kuzeydoğuda Çin, Doğuda Laos ve Güneydoğuda Tayland ile çevrilidir.
MYANMAR İLE İLGİLİ KISA BİLGİLER
- Myanmar dilinde merhaba:Mingalaba.-Para birimi Kyat (Halk şat diye okuyor).
-1000 Kyat: 2 Lira
-Ülke nüfusu.60 milyon.
-2006 yılına kadar Yangon (Rangoon ) başkentti. Fakat şimdi Yangon’un 300 km kuzeyinde Ne bi do adında yeni bir başkentleri var.Biz görmedik ama rehberimizin söylediğine göre modern yüksek binaların bulunduğu bir kentmiş ve 200 bin kişi yaşıyormuş. Yangon hala en büyük ticaret ve turizm şehri.
-Cunta Nisan 2012 de yönetimi devretti şimdi Demokrasi ile yönetiliyor.
-Bu ülkede mevsimler şöyle sıralanıyor:
Subat’ın yarısı- Mart-Nisan-Mayıs: Yaz
Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim: Yağmurlu mevsim (Muson mevsimi)
Kasım-Aralık-Ocak-Şubat’ın yarısı: KışYalnız sakın ola ki,Kış deyince aklınıza soğuk gelmesin. 21 Kasım’da hava sıcaklığı 35 derece idi.
Ülkenin geçim kaynakları:
Ülkenin geçim kaynakları arasında ilk sırada tarım var. Bir yılda; yağmurlu mevsimde pirinç,daha sonra mısır,ardından diğer sebzeler ekilerek 4 defa ürün alınabiliyor. İhraç ürünleri arasında ilk sırada pirinç daha sonra da Tik ağacı geliyor. 1 Ton Tik ağacının fiyatı 2500 Dolar.
Madencilik de geçim kaynakları arasında yer alıyor. Burada değerli ve yarı değerli taşları uygun fiyata bulmak mümkün. Ülkenin diğer geçim kaynaklarından biri de turizm. Rehberimizin söylediğine göre ;-her ne kadar güvenilir bir istatistik olmasa da- ülkeye yaklaşık bir yılda 300 bin yabancı giriş yapıyormuş.Bu sayının yaklaşık 100 bini turist geri kalan 200 bin ise iş yapmak için gelen Çinli’ler ve Taylantlı’lar. Ülke şu anda inşaata açılmış durumda.İnşaat alanında daha çok Çinli’ler çalışıyor. Ayrıca çalıştıracakları işçileri de kendi ülkelerinden getiriyorlar. Yani zavallı Myanmar halkı için bu inşaatlarda çok fazla bir iş kapısı yok. İşte hükümetin basiretsizliği!.
Balıkçılık da geçim kaynakları arasında yeralmaktadır.
-Yeraltı ve yer üstü zenginliklerine rağmen bu ülkede fakirlik diz boyu.
-Ülke sosyal bir devlet konumuna gelememiş. İnsanların sosyal güvenlik sigortaları yok. Bütün sağlık giderleri para ile karşılanıyor. Eğer gücünüz varsa özel sigorta yaptırabiliyorsunuz.Bazı köyler kendi aralarında kooperatif kuruyor ve köylerine doktor ve öğretmen çağırarak bunların ücretini bu kooperatiften karşılıyorlar. İşte burada devreye Manastırlar ve Monklar (Rahipler) giriyor. Ve bunlar bu halk için çok önemli. Ayrıntıları Monklar ve Manastırlar bölümünde bulabilirsiniz.
-Devletin vergi sistemi çok zayıf. Zaten bu kadar fakir bir halkın nesini alabilirsiniz ki! Bu zayıf vergi sistemi de şöyle işliyor:
Çalışanlar kazançlarının %2 sini her iki yılda bir yeni başkente giderek devlete ödemek zorunda. Kazancı yüksek olanlar kazançlarının %4ünü vergi olarak her yıl ödemek zorundalar. Yani ufak esnaf her yıl % 4 vergi ödüyor (Restoran, Otel sahibi gibi ). Ülkede gelir vergisi ödeyen tahmini 2 milyon kişi var. 60 milyon nüfusa göre siz düşünün artık! Hükümetin herhangi bir denetleme sistemi olmadığı için ancak bu kadar oluyor.
-Öğretmenlerin aldığı maaş 100 Dolar.
-Erkekler ağızlarını kırmızıya boyayan bir çeşit yaprak çiğniyorlar. Bunun biraz da kafa yapıcı özelliği varmış. Ama dişlerinin felaketliği görülmeye değer doğrusu!
-LONGLY: Erkeklerin giydiği etek tarzı bir kıyafet.
- Erkek, kadın, çocuk herkes parmakarası terlik giyiyor.
-THANAKA: Erkekler azınlıkta olmak üzere kadın, çocuk herkes yüzlerine Thanaka denilen ve bir çeşit ağacın dallarını öğüterek suyla karıştırdıktan sonra elde ettikleri bulamacı yüzlerine sürüyorlar. Bu hem güneşten koruyor hem de makyaj yerine geçiyormuş.
-Trafik 2008 e kadar soldan işliyormuş. Ama bu tarihten itibaren sağa alınmış. 2008 den önceki araçların direksiyonları sağda daha sonrakiler ise solda.
-Burada halk süt ve süt ürünlerini tüketemiyor. Çünkü hasta oluyorlar. Bu nedenle bizim çok sevdiğimiz peynir gibi yiyecekler yok. Kaldığımız otellerde de kahvaltılarda peynir yoktu.
-Bu ülkede elçiliğimiz yok.
-Myanmar Amerika ve İngiltere’nin de içinde bulunduğu 29 ülkeye vize uygulamıyor. Ama ne yazık ki bize vize uyguluyor. Acı ama gerçek.
-Bayraklarının rengi ve şekli daha birkaç yıl önce değişmiş. Yeni bayraklarında kırmızı, sarı, yeşil renkler ile ortasında beyaz yıldız var.Fakat rehberimizin yorumuna göre halk bayragın şeklinden pek hoşlanmamış.
- Burada havaalanları çok küçük ve bütün işler insan gücüyle yapılıyor. Bizim kendi ülkemizde alıştığımız gibi elektronik uygulamalar yok. Kendinizi zamanda yolculuk yapmış ve en az 30 yıl geri gitmiş gibi hissediyorsunuz...
-Ülkede 2 bin tane fil var ve hepsi de devletin malı. Ve toplam 7 adet albino fil varmış, hepsi de koruma altında imiş.
- Buda ve öğretisi burada çok baskın. Tanık olduğum kadarıyla İnsanların bizlere ve birbirlerine olan saygıları olağan üstü. Size bir şey verirken veya bir şey alırken ellerini çift olarak uzatıyor ve ayrıca önünüzde eğiliyorlar. Selam verirken mutlaka eller çenenin altında birleşiyor ve eğilerek selam veriliyor ve bu seramoni siz uzaklaşana kadar birkaç defa tekrar ediliyor. Herkes güler yüzlü. Bu özen gösterme sadece insanlara değil aynı zamanda hayvanlara da saygılı davranıyorlar. Bir gün gezi dönüşümüzden sonra otelimize geldik ve soförümüz 3-5 metre sonra kapının önünde durması gerekirken aniden fren yaparak durdu ve geri geri gitmeye başladı. Tabii biz de ne oluyor diye meraklanarak dışarı baktık. Ne görelim dersiniz?. Aracın önünden yılan geçiyor. Soför yılanı ezmemek için duruyor ve onun geçtiğinden emin olmak için geri gidiyor. Şimdi soruyorum. Biz böyle mi yapardık?
- Bizdeki gibi börtü böcek ilaçlaması yapmak yerine otel odalarına kapıların ve pencerelerin kapalı tutulması gerktiği ile ilgili uyarılar asıyorlar.
- Sofralarında bıçak, çatal bibi kesici ve delici aletler yok. Sadece çorbalar için kaşık ve yemek çubukları var. Ama bizler için çatal getiriyorlar, bıçak özel istek üzerine geliyor.
-Ülkenin % 90 ı ormanlarla kaplı. Her yer yeşillik.Çeşit çeşit meyva ağaçları ve çiçekler yetişmekte.
MYANMAR’A SEYAHATİ DÜŞÜNENLER İÇİN ÖNERİLER
-Myanmar için vizeyi Tayland’dan alabilirsiniz. Çünkü ülkemizde büyükelçilikleri yok..
Türk Hava Yolları’nın İstanbul Atatürk Hava Limanı’ndan Bangkok’a doğrudan uçuşu var. Bangkok’tan Asya Hava Yolları ile Myanmar Yangon uluslararası hava alanına ulaşabilirsiniz.
-Size gerekli olabileceğini düşündüğünüz, kullanmanız gereken bütün ilaçlarınınzı götürmelisiniz. Ben gitmeden önce tetanoz aşısı oldum.Eşimin olmasına gerek kalmadı. Çünkü o daha önce 5 yıl süre ile koruyan tetanoz aşısı olmuştu.Daha sonra ; Fethiye ve Marmaris’ta bulamadığımız için (Ülkemizde bu hastalık görülmemektedir. ) Bangkok’ta bir eczaneden Sıtma (Malarya ) koruyucu ilaç aldık ve Myanmar’a gitmeden bir gün önce almaya başlayarak her gün almak suretiyle ülkemize geldikten iki hafta sonraya kadar da devam ettik.Aldığımız sıtma koruyucu ilacın ismi: Doxycycline hyclate .Ayrıca sivrisinek kovucu ilaçlar götürmekte fayda var.Çünkü bu ülke tropikal bir konumda ve göller ve bataklıklardan dolayı sivrisinekler çok ve sizi çok seviyorlar.
-Her şehirde size bir rehber ve bir araç eşlik ediyor. Rehberlerinize, şoförlerinize ve muavinlerine bahşiş vermeyi unutmayın.
- Manastırlara ve tapınaklara ayakkabı,çorap veya galoş ile girmek yasak. Sadece yalın ayak girebilirsiniz. Kıyafetleriniz de uygun olmalı. Çok açık kıyafet ve şortlarla ( kadın-erkek fark etmez ) buralara giremezsiniz. Bunun için çıkarken vermek üzere girişlerden örtüler alabilirsiniz
-Görülmesi gereken en önemli yerleri “The Big Four “ (Büyük Dörtlü) olarak adlandırılıyor. Bunlar;Yangon, Mandalay, Bagan ve Inle lake.
-Burada değerli ve yarı değerli madenleri uygun fiyata almak mümkün. Ama Dünya’nın her yerinde olduğu gibi burada da gerçeğini alıyorum derken sahtesini alabilirsiniz. Bu yüzden devletin desteklediği ve kontrol ettiği işletmelerden alışveriş yapmanızı TAVSİYE EDERİM. Biraz daha pahalı olsa da kandırılmaktan iyidir.
Ağaç işçilikleri mükemmel. Tik ağacından yaptıkları sanat eserleri görülmeye değer. Hatıra ve hediye olarak almanızı tavsiye ederim. Ayrıca ülkenin tarihten günümüze kalmış kukla tiyatrolarında kullandıkları kuklaları da hatıra ve hediyelik olarak alabilirsiniz. Bunların yanı sıra altın varak ile yapılan eserler ve kumaş üzerine boncuk ve sırma ipliklerle yapılan sanat eseri niteliğindeki işlemeler de alınabilir.Ayrıca ülkede herkes parmak arası terlik giyer de bunların binbir çeşidi olmaz mı? Envayi çeşit parmak arası terliklerden beğendiğinizi seçip kendinize ve dostlarınıza alabilirsiniz.Fakaaaaatttttt! İşte en önemli tavsiye geliyor. Bu alışverişlerde mutlaka ve mutlaka pazarlık yapmak şart. Satıcıların verdiği fiyatın yarısından daha azını söyleyerek pazarlığa başlarsanız pazarlık bittiğinde kendi performansınıza bağlı olarak yarı fiyatına ya da birazcık daha üstünde pazarlığınızı bitirebilirsiniz.Benim performansım yüksekti alışverişlerimi satıcıların söylediği fiyatların yarısı fiyatına sonlandırdım.