VATİKAN
İtalya sınırları içinde bulunan iki küçük devlet var; San Marino ve Vatikan… Benim konum ise Vatikan…
Vatikan bir din devleti… Hristiyan dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi… 1378’den itibaren Papaların ikametgâhı… 1929 yılında Mussolini ile imzalanan Laterano Antlaşması’ndan sonra bağımsız bir devlet ve Papa, bu devletin tek hâkimi… Nüfusu yaklaşık 1000 kişi… İçerde rahipler, rahibeler, memurlar ve İsviçreli askerler yaşıyor. 440 bin metrekare arazi üzerine kurulu ve etrafı yüksek duvarlarla çevrili… Herkes istediği gibi elini kolunu sallayarak içeri giremiyor. Özel izinlerle devlet başkanları ve yüksek seviyeli devlet yöneticileri girebiliyor. Vatikan’ı koruyan askerler İsviçreli demiştim. Neden İsviçreli de başka devletten değil? Çünkü İsviçre papalığa büyük faydalar sağlamış. Ayrıca İsviçreli askerler soyları gereği iriyarı, cüsseli ve savaşçı görünümlüler… Bu arada askerlerin kıyafetleri tam bir palyaço kıyafeti… Bu kıyafetler Michelangelo tarafından tasarlanmış ve yüzyıllardır değişikliğe uğramadan kullanıla gelmiş… Günümüzde de bu kıyafetler ilk halleri ile kullanılıyor.
Vatikan dünyanın en zengin ülkesi… Öğrendiğim kadarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak sahibi olduğu veya yönlendirdiği; günlük, haftalık ve aylık 200’den fazla gazete ve dergi, 154 radyo istasyonu, 49 TV kanalı veya kablolu yayını bulunmakta imiş… Bütçesi ise Katoliklerden kesilen kilise vergileri, aidatlar, bağışlar, şirket gelirleri, hisse senedi-tahvil-bono gelirleri, bankacılık ve faiz gelirleri, hediyelik eşya satışlarından elde edilen gelirlerle basın yayından elde edilen reklam gelirlerinden oluşmakta imiş… Ayrıca Vatikan’ın en büyük kara para aklama merkezi de olduğu söylenmekte… Vatikan ayrıca mafya şirketleriyle de çok iş yapıyormuş. Olay şöyle gelişiyormuş; Vatikan’a büyük bağış yaparsın daha sonra gelsin ihaleler… Bu arada Vatikan, Avrupa’da doğum kontrolüne karşı… Çünkü buralarda nüfus azalıyor. Ama aynı zamanda Vatikan’ın doğum kontrol hapı üreten şirketlerle de ortaklığı varmış. Bu ne yaman çelişki anne!
Papalar, Papalık görevini ölene kadar yürütüyorlar. Ama kendi istifa ederse o ayrı mesele! Şimdiye kadar hiç istifa eden papa olmamış. Ama ilk defa, en son papadan önceki istifa etti. Hepimiz televizyonlardan izledik. Ayrıca ölen papalara otopsi yapılması yasak… Açıkçası bu da birtakım komplo teorilerine zemin hazırlıyor kanımca! Bakalım kalp krizinden ölen papalar gerçekten bu sebepten mi ölüyor? Yoksa! Neyse… Beni ilgilendirmez… Bence burası bir çelişkiler yumağı! Fazla karıştırmaya gelmez…
SAN PİETRO KİLİSESİ
Dünya’nın en büyük kilisesi… Dış cephe travertenden oluşuyor. Michelangelo başlamış ve Bernini 284 traverten sütunu ve tepelerinde azizlerin 140 heykelinin bulunduğu 88 gömme sütunu, 1656 ve 1667 yılları arasında tamamlamış. Bu kiliseyi ziyaret edebilmek için kıyafetlerinize dikkat etmeniz gerekiyor. Etek ya da pantolon boyları en kısa diz altında olmalı ve en açık yarım kollu üst giymeniz gerekiyor. Bu kural, kadın-erkek herkes için geçerli… Eğer kurala uymazsanız, giriş kapısından geri çevriliyorsunuz. En önemlisi de giriş kapısına ulaşabilmek için tenha zamanda bile 1 saat kuyrukta beklemeniz gerekiyor.
Kalabalığı tarif etmeye kelimeler yetmiyor… Eh! Sonuçta burası da Hristiyanların hac yeri… Biz içeri girebilmek için 45 dakika bekledik. Söylendiğine göre o gün Papa, yazlık sarayında olduğu için çok kalabalık değilmiş. Vatikan’da olduğu zamanlar nasıl olur bilmem artık…
Kilise dışardan çok büyük, çok etkileyici… İçerde ise; artık sizi gücü ve görkemiyle öyle bir etkiliyor ki kendinizi bu ihtişamın karşısında minicik kalmış hissediyorsunuz. Sanırım amaç da bu zaten… O mermer heykellerin inceliğini ve zarifliğini, sanatın ve sanatçının büyüklüğünü ve sınırsızlığını görmenizi isterim. Sanatın vardığı bu noktada başka söyleyecek söz bulamıyorum ve şapkamı çıkarıyorum…